Elektronik imalatı ve ihracatından tutun, gıdaya kadar birçok sektörde gelişme gösteren Türkiye’nin son zamanlarda emlak sektöründeki ilerleyişi de dikkat çekicidir...
Hemen tüm illerde konut yapımları ve satışları pandemiye karşın devam ediyor...
Konut sektöründe yaşanan canlılığın ekonomiye ne kadar güç verdiğini tartışmaya gerek yoktur...
Peki Türkiye bunu başarıyor da; bir avuçluk Kuzey Kıbrıs’ta biz neden başaramıyoruz?..
Dört mevsimin yaşandığı bu ülkeye neden varlıklı insan çekemiyoruz?..
Kuşkusuz bunun birçok nedeni vardır...
En önemlisi, geçmişte buraya gelenlerin bir kısmını kazıklamakla kendi ipimizi çekmiş olduk...
Şimdi yapılması gereken de, yitirilen güveni yeniden sağlayıcı önlemler almaktır...
Parasını ödedikleri halde yalan, dolan ve hile ile konutlarından dışarı atmaya çalıştığımız veya tapularını vermediğimiz tüm yabancılardan özür dilenmeli ve zararlarını tazmin etmeliyiz...
Geçersiz belge tanzim ederek para alan avukatlardan, sahtekârlık yapan müteahhitlerden ve yasa dışı faizlerle insanların kanını emen tefecilerden hesap sormalıyız...
Kötü imajdan kurtulmalıyız
Konut satışında aldatılan yabancıların, internet ortamında yürüttükleri KKTC aleyhtarı kampanyaları görmezden gelemeyiz...
KKTC devletinin imajını kötüleme kampanyalarının sonlanması için, mağdurların sorunlarına çözüm getirmek zorundayız...
İşimize geldiği zamanlarda, yabancılardan yardım talep etmek, hatta tanınma isteyecek kadar ileri gitmek, işimize gelmediği zamanlarda ise tepkisiz kalmak doğru değildir...
Devletin görevi; vatandaş olsun olmasın, bu topraklar üzerinde yaşayan herkesin haklarını korumaktır...
Devletin görevi; vurgun ve talan düzenini bertaraf etmektir...
Devletin görevi; haksız yere sokağa atılan insanları koruma altına almaktır...
Konut satışlarında bir başka sorun ise, özellikle yabancılara uygulanan katı kurallardır...
Bugün bir Kıbrıslı Türk veya bir Amerikan, Japon, Çinli ya da Hintli İngiltere’ye giderek, istediği bölgeden, istediği kadar konut alabiliyor...
Ama Kuzey Kıbrıs’ta yabancılara uzun yıllar ‘kısıtlayıcı kurallar’ uygulandı...
Yabancılara sadece bir mülk alma hakkı tanındı…
Şimdi bu sayı yükseltiliyor diye kıyamet koparanları anlamak zordur…
Bir yabancı bu ülkeden 3 konut satın aldığı zaman memleket elden gitmiş mi oluyor?..
Atıl konutlar ne olacak?
Emlakçılara göre; Kuzey Kıbrıs’ta halen 20 binden fazla konut atıl vaziyettedir...
Bu konutların eksiklerini gidermek ve satabilmek için hükümet ciddi önlemler almalıdır...
Yarım kalmış konutun sahiplerine sorunun çözümü yönünde belirli bir süre tanınabileceği gibi, gerekli garantilerle kredi teminine de gidilebilir...
Ya da süre sonunda bu konutların tamamlanarak satılmasını devletin göstereceği resmi bir kuruluş yürütebilir...
Bir taraftan sorunun mali kısmı halledilirken, diğer yandan çevre konusunda tam bir seferberliğe girişilerek, ülkemiz daha çekici bir duruma getirilmelidir...
İstenmesi halinde kısa süre içinde bunları başarabiliriz...
Çevre sorunlarını aşmış bir Kıbrıs, herkesin ilgisini çekebilir...
Ve turizmin yanı sıra emlak sektörünü canlandırmak suretiyle ekonomiyi düzlüğe çıkartabiliriz…
Tabi niyet varsa…
Bugünkü haliyle bir Üçüncü Dünya ülkesine dönüştürdüğümüz KKTC gibi bir Ülkede gelip yatırım yapıp yaşamak isteyen bir yabancı olabilir mi acaba ! Bir zamanlar yemyeşil tertemiz ve bir Cennet gibi Ülke olan KKTC yi maalesef bir çöplük haline getirdik, KKTC de bugün yasayabilmek için bürokratik engellerden tutun Ülkenin Trafik kaosundan , Devlet işleyişinden, kalitesiz ve dökülen Altyapı ve Üst yapısından, yatırımsızliktan ve Pahalılıktan inleyen bir Ülkede hangi yabancı gelip yasamak ister ki ! maalesef KKTC gibi bir Ülkede en küçük sorununuz bile Dairelerarasi koşmakla Stresle ve aylarca ancak çözülebiliyor, KKTC de Yaşamak Sağlığa Zararlıdır sloganından kurtulamazsak bu Ülkeye Yatırımcı getirebilmemiz artık bir hayaldir,