Saat 15 40 civarı, telefonum çaldı, dostum “hemen NTV’yi aç” dedi… 

Açtım ki ne göreyim; Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşuyor, konuşmasının altında ise şu sözler yazıyor: “Akıncı’nın ağzından çıkanı kulağı duysun!”

Bu sözler Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait…

Aklım akşamki seçim konuşmasına gidiyor ve düşünüyorum… Akıncı Erdoğan’ı kızdıracak ne dedi ki? 

Tabii ki bulamıyorum…

Sonra haberin detayları beliriyor…

Akıncı’nın “Türkiye ile kardeşçe bir ilişki istiyoruz” sözleri Sayın Erdoğan’ı kızdırmış…

Tamam da bunda ne var ki?

Ömrü boyunca KKTC yavru mu kalmalı?..

Hiç mi büyümeyecek bu yavru?.. Hep muhtaç, hep beslenen mi olacak?..

Azıcık emeklemeye çalışsa, tutunarak yürüme gayreti içine girse fena mı olur?

Siz de Sayın Erdoğan “ana” olarak bir el verseniz, emekleyebilse Kuzey Kıbrıs kötü mü olur?

Kıbrıs sorunun çözülmesi ya da çözümü yönünde adımlar atılması Türkiye’ye ne zarar verebilir ki?..

Kaldı ki 2004 Annan Planı referandumu sonrasında Kıbrıslı Türkler derin bir karamsarlık yaşarken, “evet”imiz Türkiye’yi yaşadığı karamsarlıktan çıkarıp dünya gözünde barışı kovalayan bir “anavatan” görüntüsü yaratmadı mı? 

Bir emekleme gayreti değil miydi Annan planına “evet”imiz de…

Ve bu gayret belki yavru KKTC’ye bir kazanım getirmedi ama ana Türkiye’nin önünü açmadı mı?

Şu an farklı olan ne?

Ayni değil mi yine talep?..

Sayın Akıncı müzakere masasına Türkiye ile istişareler ederek oturup, Rum lideri zorlayıcı argümanlar masaya koyma amacında… 

Bunun Türkiye’ye zararı mı olur faydası mı? 

Korkmasın ne olur kimseler, Kıbrıs Türk halkının kendi rüştünü ispat etme gayretinden… 

Aksine destek verin, el verin ki emekleyebilsin, hatta adım atabilecek bir noktaya gelsin…

Güçlü bir Kuzey Kıbrıs, Türkiye için de en büyük kazanımdır…

Sahi bu söylemler bizzat Sayın Erdoğan’ın, Davutoğlu’nun da söylemleri değil midir zaten?

Tepkilere rağmen hazırlanan ekonomik paketlerin gerekçesi güçlü Kuzey Kıbrıs değil mi? 

O halde yanlış olan ne?

Hiç böylesi yaşanmamıştı…

Henüz mazbatasını alamadan bir cumhurbaşkanı anavatanı ile bu denli karşı karşıya gelmemişti…

O zaman bir başka ümit ile noktalayalım sözlerimizi…

Bakarsınız, “en büyük aşklar, kavga ile başlar” sözü gerçek olur… 

Zira gerginlik sonrasında telefonda yapılan konuşmada sular durulmuş gibiydi… 

Kim bilir…