Kıbrıs Türk halkının, Türkiye’deki deprem bölgelerine yönelik yardımları aralıksız devam ediyor…
Özellikle üç belediyenin bu konuda yoğun çalışmaları sürüyor…
Lefkoşa, Girne ve Gazimağusa’da toplanan yardımlar TIR’lara yüklenerek ihtiyaçlı bölgelere gönderiliyor…
Ayrıca, adaya gelen depremzedeler için de acil ihtiyaçlar belirlenerek halka yardım çağrısı yapılıyor…
Girne ve Gazimağusa’ya hemen her gün iki yüz civarında depremzede geliyor…
Bu insanların barınma, gıda, kıyafet, yatak, yorgan, mutfak aleti ve ilaç gibi ihtiyaçları vardır…
Önümüzdeki günlerde ihtiyaçların daha da artacağı gerçeğinden hareket ederek güçlü bir örgütlenmenin kaçınılmaz olduğunu görüyoruz…
Hükümetin çok geç kalmadan, ihtiyaç duyulan konularda farklı komiteler oluşturması ve sivil toplum örgütlerinden de yardım istenmesi gerekiyor…
Adaya getirilen insanların barınmanın yanı sıra okul ve hastane ihtiyaçları için ciddi bir bütçe oluşturulmalıdır…
Maaşlardan kesinti yapılmasıyla bu sorunların üstesinden gelemeyiz…
Ayrıca bu kesintilerin Anayasa mahkemesinden dönme olasılığı vardır…
Öyleyse ne yapmalı?..
Vakit daha da geç olmadan devletin küçülmesi, tasarrufun özendirilmesi ve ortaya çıkacak mali kaynağın bu amaçlara yönlendirilmesi son derece önemlidir…
Devletin küçülmesi kolay mı?..
Elbette zor değildir…
Yıllardır söylediğimiz gibi, makam sahipleri dahil olmak üzere tüm Resmi Hizmet Araçları’nın kullanımı durdurulmalı; akaryakıt, ruhsat, sigorta, bakım ve onarım paraları ‘acil yardım’ fonunda değerlendirilmelidir…
Halkımızın siyasete olan güvensizliğini dikkate alarak ‘güvenilir bir komite’ oluşturulmalı; nerelere, ne kadar yardım yapılması bir programa bağlanmalıdır…
Birçok kuruluşun sayfalar dolusu öneri yaptığı bir süreçte bizler çok uzun ve karmaşık bir tavır almak istemiyoruz…
Şimdi yüzlerce ‘yapılamayacak’ işlerden söz ederek zaman kazanma dönemi değildir…
Kıbrıs’ın da deprem kuşağında olduğunu unutmadan, gelecek için hazırlanmak zorundayız…
Ve önceliklere ‘yapılabilecek işlere’ odaklanmalıyız…
İstenmesi halinde bunu başarabiliriz…
Böylesi bir dönemde makam araçlarına, 4 binin üzerinde resmi hizmet aracına ihtiyacımız yoktur…
Dış temsilciliklerin sayısında azaltma yapma şansımız da vardır…
Tanıtma yapacağımız hayaliyle yüz milyonları boşa harcamayalım…
Günü gelirse yeniden temsilcilik açarız…
Ancak; şu an önceliğimiz depreme karşı korunabilmektir…
Yaraları sarmak ve bir sonraki sürece hazırlanmaktır…
Daha da geç olmadan harekete geçmeliyiz…
Sayın Akar , KKTC’yi getirdikleri noktada Devleti yönettiklerini iddia eden yöneticilerimize Sizin gibi ileriyi görebilen bir İş İnsanı olarak gerçekten Güveniniz var mi acaba ?
Devlet edenlerimizin kırk yılda yaptıkları ile dökülen kuzey Kıbrıs’taki Halk her yıl değişen Yöneticilerimize neden Güvensinler ki !
Yolsuzluklar ve usulsüzlükler Ülkesi KKTC’de ihale vurgunlarından kim yargılandı ki !
Yukardan aşağıya kimin eli kimin cebinde olduğu belli olmayan küçücük Ülkemizde Halkın güveneceği ne kaldı ki ? KalkınMA Bankasından geri gelmeyen krediler , Kooperatiften kaybolan Paralara mı Vatandaş güvenebilir ? Halk Hastalarımıza ilaç veremeyen Yolları , Alt Yapısı ve Üst Yapısı dökülen Ülkemizde Halkımız Yöneticilerimize ve KKTC’ye mi Güvenebileceklerdir acaba ! Kuzey Kıbrıs’taki kötü düzen ile hangi Devlet edenimiz Halkımıza güven verebilir ki ?
Ay sonu yine yaklaşıyor ! Kasası boş Devletimiz zamlı maaşları , ek olmayan mesaileri , ve tarihi geçmiş yüklü faturaları ödeyebilmek için ne yapabilecek acaba ! sizce torbadan tavşan yine çıkabilecek mi acaba ?