Bazı görevlerde başarı şansı çok yüksek, bazılarında çok azdır...
Bundan 17 yıl öncesine kadar KKTC'de Turizm Bakanı olmak önemli bir avantajdı...
Dünyanın en ünlü tur operatörlerinin karşısına çıkarak büyük bir gururla 'bozulmamış bir ülkeden' söz edebilirdiniz...
Unspoilt North Cyprus!..
Kanıt mı istersiniz?..
Öyleyse buyurun ülkemize...
Tur operatörlerini, önemli turizm yazarlarını davet ederek, bakir sahillerinizi, bozulmamış doğanızı gösterirdiniz...
Bellapis'te, ya da Alagadi'ye yakın bir yerlerde, hellim, şeftali ve şarap ikramından sonra, bir de folklor gösterisiyle misafirlerinizi büyülerdiniz...
Onlar da ülkelerine döndükleri zaman gerçekten bozulmamış bir cennetten söz eder, tatilcilere tavsiyelerde bulunurlardı...
Sonradan ortaya bir Annan Planı çıktı...
Yes or No tartışmaları sonrasında, Kuzey Kıbrıs'ın doğası talan edildi...
Ormanlar, dere yatakları, her taraf betonla kaplandı...
Sahiller bakımsız kaldı...
Alagadi'nin çevresi Teknecik'ten yükselen zehirler sayesinde yaşanmaz bölge haline geldi...
Ve siz böylesi bir dönemde Turizm Bakanı oldunuz...
Eski bakanlar gibi şanslı değilsiniz...

Yabancılara ne diyeceksiniz?

Ekibinizi de alarak, sezonun ortasında İngiltere'ye gittiniz...
Tur operatörlerinin tepkisini duyar gibiyim:
"KTHY'yi kapatıp, yüzlerce insanı mağdur ettiniz... Doğanızı katlettiniz... Çevreniz pislikten geçilmiyor... Kendi bindiğiniz dalı kestiniz..." 
Gerçekten böylesi dönemde Turizm Bakanı olmak ateşten gömlek giymektir…
Fikri Ataoğlu’nun işi çok zordur…
Pandemi yüzünden ekonominin çöküşünü izledikçe üzülüyordur…
Tek kurtuluşun turizmi canlandırmak olduğunu bildiği halde hükümet üzerinde yeterince etki yaratamıyor…
Özellikle Sağlık Üst Kurulu’na söz geçiremiyor…
Moskova’dan Larnaka’ya gelen Rus turistlerin, Metehan Sınır Kapısından geri çevrilmesi karşısında da bir şey yapamıyor…
Bin bir zorlukla adaya getirilen bu turistlere “sokağa çıkma yasağı var” denilerek, sınırdan geri gönderilmeleri karşısında turizm sektörüne vurulan darbeyi çok net bir şekilde görebildiği halde, çökmüş sistem içinde çaresiz kalıyor… 
Bu dönemde Turizm Bakanı olmak gerçekten çok zor...
Eskiden 'Unspoilt North Cyprus' sloganının yanı sıra, Kıbrıslı Türklerin konukseverliği de turizmin mezeleri arasında yer alırdı...
Ne var ki; artık bu mezenin de çekiciliği kalmadı...
Havaalanından başlayarak adanın herhangi bir tarafına yol aldığınızda Türkçe ve İngilizce dilinde ‘uyarıcı levha’ göremiyorsanız, Turizm Bakanı’nın yaşadığı sıkıntıyı daha iyi anlarsınız…
Turizm Bakanı'nın işi çok zor...
Turizmcilerin daha da zor...