Kıbrıslı Türklerin ezici bir çoğunluğu adada kalıcı bir çözüm istiyor…
Bunu başarmak kolay mı?..
Kıbrıslı Rumlar, Kıbrıslı Türkler gibi soruna ‘iyi niyetle’ yaklaşmış olsaydı ‘evet’ çözüm kolay olurdu…
Fakat soruna öyle yaklaşmıyorlar…
Şimdi Kıbrıs Rum tarafında son iki günün 3 önemli başlığına bakalım:
1-Genel seçimler
Mayıs 2026 yılında yapılacak seçimlerle ilgili kamuoyu yoklamasında “Kıbrıs Yunandır, Türklerin tümü adadan gitmeli” diyen faşist ELAM’ın yüzde 14’ü aşan oy oranıyla üçüncü parti olacağı ortaya çıktı…
2-Tufan Erhürman’ın seçilmesi
Aynı ankette katılımcılara Tufan Erhürman’ın kuzeyde Cumhurbaşkanı seçilmesiyle ilgili bir soru yöneltildi…
Soru şöyle: Tufan Erhürman’ın seçilmesi Kıbrıs sorununda değerlendirilmesi gereken fırsatlar yaratıyor mu?..
Bu soruya katılımcıların yüzde 40’ı olumlu yanıt verirken, yüzde 48’i “Kıbrıs için engellememiz gereken tehlikeler yaratıyor” diyor…
İki bölgeli, iki toplumlu federasyona destek verenlerin oranı yüzde 36’da kalıyor…
Peki ne istiyorlar?..
Yüzde 30’u ‘üniter devlet’, yüzde 14’ü statükonun devamı, yüzde 9’u iki devlet, yüzde 4’ü konfederasyon…
3- Rum ordusunun silahlanması
Gelecek yıl içinde Avrupa’nın ‘Safe’ programı çerçevesinde silahlanmaya bir milyar 200 milyon Euro harcayacaklar…
Helikopterler, kara kuvvetleri için teçhizat, roket atarlar, füzeler alınacak, Baf’ta Andreas Papandreu Hava Üssü ve Mari’de (Tatlısu) Deniz Üssü geliştirilecek…
Sınır kapıları
Sıraladığımız 3 maddenin haricinde başka sorunlar da var…
Mesela sınır kapıları…
Rum tarafının bugüne kadar uluslararası alanda yürüttüğü politikalar, daha çok sınır kapısı açılmasını, hatta tüm sınırların kaldırılmasını öngörüyor…
Halbuki; açık olan kapılar dahi düzenli bir şekilde çalıştırılmıyor…
Aylar öncesinde hazır hale getirdikleri Metehan’ın güney tarafındaki üçüncü muhaceret kapısını hizmete açmıyorlar…
Rum basını da bu konuyu gerektiği şekilde gündeme getirmiyor, kendi yönetimlerini eleştirmiyor, teşvik etmiyor…
Bizler Metehan’ı hemen her gün gündem maddesi yapıyoruz…
Neden mi?..
İki toplum arasındaki ilişkilerin gelişmesi için…
Güneyde ucuz olan eşyalardan söz ediyor, Kıbrıslı Türklerin Rum çarşısından alış-veriş yapmasını adeta teşvik ediyoruz…
Bu kadar iyi niyete rağmen, onlar üçüncü geçiş noktasını kapalı tutuyor…
Sıraladığımız bu konuların tümü moral bozucu…
Cumhurbaşkanı Erhürman’ın bu kadar olumsuzluk karşısında BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Holguin’e ilettiği endişelere aynen katılıyoruz…
Önümüzde zor bir süreç vardır…
Bu zor süreçte herkesin Erhürman’a yardımcı olmasını diliyoruz…
Kıbrıs’ta Kimin Haklı veya Kimin Haksız olduğuna değil de Dünyaya ilan edip batırıp talan ettiğimiz KKTCye bakalım ! Kıbrıs’taki süregelen mevcut statüko ile Zaman’ın her geçen gün daha kötüye giden yoksullaşıp fakirleşen ‘ Gelecek endişesi ile gidenlerin gelmediği KKTC Cumhuriyetinin aleyhine değilmidir yani ? Neden Dünyanın Tanıdığı BM ve AB Üyesi Dünya ile Siyasi Diplomatik ilişkileri olan ve Uluslarası Uçuş yasağı olmayan Turizmi ve Ekonomisi tavan yapmış Kıbrıs Cumhuriyeti Güney Kıbrıs Tutulacak yeri kalmayan karanlıklar Ülkesi KKTC ile ortaklık veya birleşmek istesin ki ! Gerçekçi olalım Neden Geçiş kapıları için devamlı Rumları suçluyoruz acaba ! Güneyle Sınır Kapılarına Gerek yoktur ve Yeni Kapılara İmza atmam diyen KKTCnin mevcut dış işleri Bakanı değilmidir yani !
Lütfen Balık zekalı olmaktan kurtulup Çuvaldız İynesini öncelikle kendimize batıralım ! 42 yıldır Tam Tam’larla kurduğumuz KKTCyi niye bugünkü yaşanamayacak vahim haline getirdik acaba ! 200,000 Rum’un Zenginlikleri ile Anavatan Türkiye’nin Milyar be Milyarları mı doyumsuz KKTCye Az mı geldi yani ! Kıbrıslı Türklerin bugün Güney Kıbrıs Kıbrıs Cumhuriyetine Kaydığı gerçeği ile Dünyadan dışlanmış KKTCyi hiç mi suçlamayacağız yani ! , Doğruları konuşalım bugün KKTCde kol gezen Tacizciler Uyuşturucular , Hırsızlar , Dolandırıcılar Gaspçılar Sahtekarlar ve Tetikçiler gerçekten Elmacılar ve Eokacılar mı yani !!