Genel seçimler erkene alınacak mı tartışmaları devam ediyor…
Ama bazı ciddi konular tartışılmıyor…
Erken veya zamanında yapılacak seçimlerden sonra iktidara gelenler, bazı önemli sorunlara el atabilecek mi?..
Önemli olan budur…
Mesela kamu reformu…
Devlet kurumlarının daha verimli hale getirilmesi…
Gereksiz izinlerden vazgeçilmesi…
Örnek verecek olursak; özel sektörde yıllık izin hakkı en fazla 15 gün ile sınırlıdır…
Kamuda bir ay, hatta üst kademenin göz kırpmasıyla iki aya kadar uzayabiliyor…
Özel sektörde çalışanlar Cumartesi günleri de en az öğleye kadar işe gitmek mecburiyetindedir…
Devlette hafta sonu 2 gün tatil vardır…
Özel sektörde çalışanlar 1 ve 30 Ağustos, 29 Ekim, 19 Mayıs’ta, 15 Kasım’da, ayrıca Mevlit Kandili’nde tatil yapmıyor…
Devlette çalışanlar tüm resmi bayramlarda tatil yapıyor…
Devletten emekli çıkanlar, özelden emekli çıkanlardan daha yüksek maaş alıyor…
Ayrıcalıklarla ilgili örnekleri daha fazla çoğaltabiliriz…
Burada önemli olan, hemen herkesin kamuda çalışma isteğinin nedenlerini anlamak ve yanlışları düzeltmektir…
Peki bunu kim yapacak?..
Elbette ‘Yüce Meclis’ yasal önlemler alarak, yanlışı düzeltecek…
Ne var ki; Yüce Meclis tam 3 aydan daha fazla bir süre tatil yapıyor…
Şimdi can alıcı sorulara gelelim:
Özelde çalışan bir üst düzey görevlisi 3 ay süreyle işine gitmezse maaş alabilir mi?..
Veya Tapu Dairesi memurunun 3 ay süreyle işe gitmeden maaş alma hakkı var mıdır?..
Her iki sorunun da cevabı “hayır” ise, milletvekillerinin tatil süreleri kamuda çalışanlarının tatil süresiyle eşitlenmeli, diğer günler için maaşları kesilmelidir…
Böylesi bir uygulamanın yürürlüğe girmesi halinde milletvekilleri, diğer kamu ve özel sektör çalışanları gibi Meclis’te devamlılığa uymak zorunda kalacak…
Kurultayda kaybedenler veya bakan olamayanlar “sen bana yaptın, ben de sana yapacağım, göreceksin gününü, toplantıya gelmiyorum” diyerek tehdit ve şantaja başvuramayacak…
Borç batağında yüzen, dünyadan kopuk bir devletçiğin karşılıksız maaş dağıtma lüksü yoktur…
Böylesi bozuk bir düzeni sürdürmenin imkanı da yoktur…
Gelinen noktada; demokrasinin korunmasını, insan hak ve özgürlüklerinin eşitlenmesini, kendi idaresinin güçlenmesini ve halkın yaşam kalitesinin artmasını isteyen herkes ayağa kalkmalıdır…
Aksi halde bu ülkede herkesi üzecek daha ciddi sorunların yaşanması kaçınılmazdır…
Devlet yönetmenin ilk kuralı çalışmak ve başarmaktır…
Nutuklarla spor kulübünü de yönetemezsiniz…



Güney Kıbrıs’ta Tutuklanan Tosunoğulu Rum Mallarını yağmalayıp Satmak Suçundan değil de Çocuklara Taciz Suçundan Tutuklanmış ! Tosunoğlu ve Kıbrıslı Türkler açısından şayet Suçu İspatlanır ise Çocuklara Tacizlik Suçlaması daha Kötü bir Suç değilmidir yani ?
Armut dibine düşerse..