banner564

Esas ne? 

Türkiye’deki siyasi yaşam, Kıbrıs’ta tarihi süreç içinde hep ilgi ile izlenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti  kurulmadan önce de Türkiye’deki siyasal gelişmeler  toplum içinde karşılık bulmuştur. İngiliz Sömürgesi  olduktan sonra da Osmanlı’daki siyasi hareketler buralarda karşılík bulmuştur. 
Örneğin İttihat ve  Terakki , kurulur  kurulmaz, Kıbrıs’ta her kazada İttihat ve Terakki Cemiyetleri kuruldu. Türkiye Ulusal Kurtuluş Savaşı  da Kıbrıs’ta, toplumun ezici çoğunluğu tarafından destek gördû. Daha sonra Atatürk’ün gündeme getirdiği devrimlerde yakın ilgi ve destek ile  İngilize rağmen, yaşam  buldu. . Ancak bu süreçte toplumda kırılmalar da yaşandı. Türkiye’deki gelişmelerden ve bunun Kıbrıs Türk Toplumuna  etkisinden rahatsız olan İngiliz Sömürge Yönetimi;  Kıbrıs Türk Toplumunun, ulusal kimliģi ile değil, dini  inancı temelinde şekillenmesini istedi. Bu nedenle toplumu,  Kıbrıs İslam Toplumu diye tanımlamaya özen gösterdi. Bu tavır toplumda,” Kıbrıslı Türküz “ diyenlerle, “ İslam Ümmetiyiz” diyenler arasında kırılmaya yol açtı. . Sonuçta, İngiliz Sömürge Yönetimine  rağmen, laik anlayış toplumda kesin kabul vex destek gördü.
Sonra, çok partili siyasi yaşam Türkiye’de başlayınca, Kıbrıs Türk Toplumunda da CHP veya DP sempatizanları oldu. İnönü’yü sevenler;  Celal Bayar, Menderes’i sevenler oluştu. Özellikle Adnan Menderes sevgisi, onun TMT desteği ile arttı. Ama ayni teşkilat, 1960 Antlaşmaları ile Bağımsız Kıbrıs Cumhuriyetini imzalaması ile onu antlaşmanın imzalandıģı gün; “ Kıbrıs’ı sattı “ diye protesto gösterileri ile kınadı. Ama düzenleyenler buna da sahip çıkamadı ve ertesi gün gösteriyi , “hain komünistlerin tahriki “ diye tanımlayan bildiri ile güya kınadılar. 
Sonra 1960 Darbesi oldu. Bunun üzerine her tarafta bulunan Celal Bayar, Adnan Menderes resimleri kalktı, yerine Cemal Gürsel resimleri asıldı. Üstelik o darbe sonrasında, 1960 Antlaşmaları ile adanın iki eşit topkumundan biri olarak Kıbrıs Türk Toplumunun dünya siyaset sahnesine çıkmasına ve  Garantörlük hakkı da taşıyan Antlaşmaların oluşmasını sağlayan Sayın Adnan Menderes ile Sayıın Fatin Rüştü Zorlu’yu yok sayan bir tutum içine girdiler. Ama onlara değerini; her zaman o Antlaşmalara önem veren ve adada çözümü, barışı savunan, Kıbrıs Türk Toplumunun barış güçleri  verdi. 
Yani Türkiye’deki siyasi yaşam, bu  topraklarda Kıbrıs Türk Toplumu tarafından hep izlendi. Ancak hiç bir zaman , Türkiye’deki seçim sonucuna göre, bu gün yaşadığımız gibi, kendi Varlığını bu sonuçla   özdeşleştirmedi. Bu gün maalesef, Kuzeyde   iktidardaki CB ve 3’lü ekip, Türkiye’deki seçim sonucunu, kendi varlıkları ile bire bir özdeşleştirdi. Bu hal, ne acıdır ki kimi muhalefet kesimlerine de yansıdı, Ancak unutmamak gerekir ki bu topraklardaki  egemen güçler, 12 Mart ve 12 Eylül darbelerini kendi erkleri için temel alırken; muhalif, demokrat, solcu, liberal kesimler ise darbecilere karşın, her zaman bu topraklarda  toplumun  varlığını, onlara ve yerli destekcilerine karşın savundular. 
Şimdi ise Türkiye’deki seçim, iktidar ve kimi muhalif kesimler arasında,   toplumsal var olma konumuna dönüştürüldü. Seçim sonucu ne isterse olsun; bu  topraklarda yaşayanlar; demokratik, laik, hukuk devleti  temelinde devlet düzeni  ve karşılıklı kabul edilecek bir antlaşma ile adamızda, Doğu Akdeniz ve Ege’ de barışın gerçekleşmesi isteminden geri durmayacak. Esas budur. Yani Türkiye’deki seçim sonucu ne isterse olsun, bu topraklarda yaşayan insanlar, kendi ayakları üzerinde duran ve geleceği o değerlere bağlı olarak kendi iradesi ile beljrleyecek bir halk olma hedefinde  olacak.

YORUM EKLE

banner608

banner474