banner564

Eşit egemenlik isteniyor da Taşınmaz Mal Komisyonu neden çalıştırılmıyor?

   Kuzey Kıbrıs’taki siyasilerin yeni sloganı ‘eşit egemenlik’ üzerinde yoğunlaştı…
   İki ayrı devlete dayalı çözüm isteniyor…
   İyi güzel de kuzeydeki devletin toprakları ne olacak?..
   Yeni gerçek mal sahiplerine parasını da vermiyorsanız, buralar nasıl sizlerin olacak?..
   Bunu konuşan, tartışan yok maalesef…
   Halbuki; gerçekleri konuşup, ciddi adımlar atmaktan başka bir çaremiz yoktur…
   Güneyde kalan Türk mülklerinin önemli bir kısmı ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ hükümetlerinin kararıyla istimlak edildi...
   Larnaka Havaalanı dahil, askeri kamplar, okullar, mezarlıklar, yeni yollar, parklar hep Türk arazileri üzerinde kuruldu...
  Bunun karşılığında bankaya ‘o dönemin fiyatlarıyla’ para koyduklarını söylüyorlar...
   Neye yarar?..
   Kırk yıl önce 2 bin Kıbrıs Lirası olan bir arsanın bugünkü değeri 2 milyondur...
   Bir de kuzeydeki duruma bakalım...
   Kıbrıslı Türkler de güneydeki mülklerin karşılığı olarak kuzeyde yeni evler ve araziler aldı...
   İstisnalar olabilir...
   Ancak ezici bir çoğunluğu kuzeydeki topraklarda iskan edildi ve eskiyi unutup, yenisine alıştı...
   Harekat sonrasında doğanlar zaten güneyi pek bilmezler...
   Kuşkusuz; güneyde mal bırakmadan kuzeyde mal alanların olduğunu görmezden gelemeyiz...
   Siyasilerin yanlış kararları sonucunda ‘eşdeğeri olmayan’ kişilere de on binlerce dönüm arazi ve konut dağıtıldı...
   Bunun yanında ‘şehit çocuğu arsası’, ‘mücahit puanı’ adı altında dağıtmalar oldu...
   Halen ‘kırsal arazi’ adı altında dağıtımlar sürüyor...
   Kuzeyde yapılan her şeyin faturası ise Türkiye’ye çıkıyor...
   Türkiye Loizudu davası sonrasında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) çok sayıda davayla yüzleşti...
   Annan Planı referandumu sonrasında ise AİHM, dönemin TC Büyükelçisi Daryal Batıbay’ın da yoğun girişimleri sonucunda Demopulos kararı ile Türkiye ve KKTC’nin eline çok güçlü bir koz verdi...
   Özeti şöyledir:
   “Kuzeyde mülkü bulunan ve bunları güneydeki bir mülkle takas etmek isteyen veya satmak isteyenler Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvuracaklar...”
   Taşınmaz Mal Komisyonu ilk aylarda ise dört elle sarıldı ve Rumlardan gelen yoğun başvuruları incelemeye başladı...
   Bugüne kadar 6 binden fazla Kıbrıslı Rum, kuzeydeki mülkünü satmak için başvuru yaptı...
   Bunların çok büyük bir kısmı ‘kaynak yetersizliğinden’ dolayı sonuçlanmadı...

Kaynak neden bulunamıyor?..

   Türkiye haklı olarak KKTC hükümetlerine ‘Şerefiye Vergisi’ adı altında bir uygulama tavsiye etti...
   Bu uygulama, elinde binlerce dönümlük Rum arsası bulunduran ve bunların ‘yasal sahibi tarafından’ devredilmesi halinde bugünkü fiyatına oranla en az iki kat fazla kazanç elde edecek olanlardan yüzde 20 oranında vergi alınmasını öngörüyor...
   Bunun neresi yanlış?..
   Paranın yüzde 80’ini Türkiye, yüzde 20’sini de şimdiki mal sahibi ödeyecek...
   Ne var ki; bu konuda hazırlanan yasa Meclis’ten geçirilmedi...
   Binlerce dönümlük Rum arazisini elinde bulunduranların etkisi altındaki siyasiler, tüm insanlarımızın geleceğini tehdit etme pahasına bunu yapmadılar...
   Halbuki; Türkiye’nin önerisi, Ziraat Bankası’nın çok düşük faiz ve çok uzun vadelerle kredi sağlamasını da kapsıyordu...

“Aldık, bitti” diyenler yanlıyor

   Bazı kesimler, Rum mülkleriyle ilgili olarak “aldık, bitti, vermeyiz” düşüncesinde olabilirler...
   Ve elimize geçen bu altın fırsatın heba dilmesini başarabilirler...
   Ancak unutulmasın ki; gün gele farklı bir gelişme karşısında hiç kimsenin elinde Rum mülkü kalmayacak...
   Rum Meclisi’nden 8 yıl kadar önce geçirilen yasa çerçevesinde, o tarihten sonra ‘sahibinin yasal devri olmadan’ mülk satın alan ve satanlar, kiralayanlar ve kiracı olanlar için 7 yıla kadar hapislik öngörülüyor...
   Bu gerçeği de kimse göz ardı etmemelidir...
   Türkiye “kardeşim sen bin dönüm Rum arazisini Türkleştirmek için yüzde 20’sini dahi ödemiyorsan, ben niye tamamını ödüyorum?” sorusunu haklı olarak soruyordur...
   Bize düşen görev ise bu fırsatı çok iyi değerlendirmek ve Mal Tazmin Komisyonu’na yapılan başvuruları hızlı bir şekilde sonuçlandırmaktır...
  Başta hükümet olmak üzere halkını ve milletini seven herkesin bu konuda harekete geçmesi ve Meclis’te bekleyen yasanın yürürlüğe girmesi için çalışması gerekiyor...
  Çünkü bu yasa hayati önem taşıyor... 
   Eğer bu konuda acele edilmez ve Rum başvuruları değerlendirilmezse, ileride bir parmağı ısıracağız, tümü ağrıyacak...
   O zaman da bizlere “kendi düşen ağlamaz” diyecekler...

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 11 ay Önce

Anavatan Türkiye Kibrisli Türkleri Eoka ve Yunan cuntasından gelip kurtarmıştır Fakat Uluslarası Hukukun bir parçası olan Türkiye Bizlere KKTCdeki Rum Mülklerini yağmalayıp tekrar koçanlayıp SATINIZ demedi ! Rum Milllerinin Turklestirilmesi için Türkiye’nin büyük gayretleri ile elimize verilen Mal Tazmin Komisyonunu ise maalesef kayde alıp çalıştıramadık ? AB üyesi Güney Kıbrıs’ta Türk Mülkleri sahte Koçanlarla SATILMIYOR ! Yurt dışındaki bir Kıbrıslı Türk Güneydeki malını gelip satabiliyor veya tazminatını alabiliyor , Yurt dışına gidip de Gineydeki Malını satan Kıbrıslı Türklerin sayısı hiç de az değildir ! Bizler gibi Güney Kıbrıs Güneyde Türk malı yoktur demiyor ! Gerçekçi olalım Rum Mülklerini yağmalayıp Sahte Koçanlayip SATMAKLA Uluslararası Mülkiyet düzenini değiştirebilmemiz mümkün değildir ? Aldık bizimdir deyip yağmalayıp Sattığımız zarım Mülklerinin ağır bedelini elbet bir gün ödeyeceğiz ! Şimdilik Uluslararası Hukukun giremediği KKTCde geriye kalan Rum Mülklerini yağmalayıp SATMAYA devam edelim ve hatta Maraş da Bizimdir Abdullah Paşanındır demeye devam edelim gelene gidene Rum Mülklerini satıp Lüks Arabalar alalım ! Uluslarası Hukukun Mülkiyet tokatı ile uykularımızın kaçacağı Çadırlı Günlere hazır olalım !!! BU ÇAĞDA KİMİN MALINI KİME SATIYORUZ ???

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 11 ay Önce

Sayın Akar , yüzde seksen üzeri Rum Malı olan KKTCdeki Rum Mülklerinin yağmalanmasına onay veren Yöneticilerimizi yıllardır sizden başka kimse uyarmamıştır! Yaptığımız bu yanlışın ciddiyetini ise kimse takmamıştır ? Bir zamanlar akın akın gelen ve Türk Malı diye sattığımız Mülkleri alan Avrupalılar artık gelmiyor ? Şapka düştü Kel göründü KKTCnin Rum Mülkü olduğunu artık Mısırdaki sağır Sultan bile duymuştur ? Bu günlerde gelenler ise gerçekleri bilmekten çok uzak kandırabildiğimiz İranlılar ve şimdilik Savaştan kaçan Rus veya Ukraynalılardır ? Yanlış Mülkiyet Siyasetimiz neticesi Uluslararası Hukuktan yediğimiz ORAM’S davası Şamarı bile KKTCyi Rum Mülklerini yağmalamaktan maalesef vazgeçtirememiştir ? SATIP SATIP yiyip oturduğumuz Rum malları üzerinde elbet bir gün Uluslararası Hukuk kapımızı çalacaktır ! Bu nedenledir ki Anavatan Türkiye’nin de muazzam katkıları ile Mal Tazmin Komisyonunu bir an evvel çalıştırabilmemiz Kıbrıslı Türkler için Hayatidir? Bırakalım milli yalanları artık ve gerçekleri görelim ! Rum Mülkleri Gerçek Mal Sahibine Bedeli Ödenmeden HAYIR BİZİM DEĞİLDİR ??

banner608

banner473