Kuzey Kıbrıs’taki iktidar partilerinin yeni sloganı ‘eşit egemenlik’ üzerinde yoğunlaştı…
İki ayrı devlete dayalı çözüm isteniyor…
İyi güzel de kuzeydeki devletin toprakları ne olacak?..
Yeni gerçek mal sahiplerine parasını da vermiyorsanız, buralar nasıl sizlerin olacak?..
Bunu konuşan, tartışan yok maalesef…
Halbuki; gerçekleri konuşup, ciddi adımlar atmaktan başka bir çaremiz yoktur…
Güneyde kalan Türk mülklerinin önemli bir kısmı ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ hükümetlerinin kararıyla istimlak edildi...
Larnaka Havaalanı dahil, askeri kamplar, okullar, mezarlıklar, yeni yollar, parklar hep Türk arazileri üzerinde kuruldu...
Bunun karşılığında bankaya ‘o dönemin fiyatlarıyla’ para koyduklarını söylüyorlar...
Neye yarar?..
Kırk yıl önce 2 bin Kıbrıs Lirası olan bir arsanın bugünkü değeri 2 milyondur...
Bir de kuzeydeki duruma bakalım...
Kıbrıslı Türkler de güneydeki mülklerin karşılığı olarak kuzeyde yeni evler ve araziler aldı...
İstisnalar olabilir...
Ancak ezici bir çoğunluğu kuzeydeki topraklarda iskan edildi ve eskiyi unutup, yenisine alıştı...
Harekat sonrasında doğanlar zaten güneyi pek bilmezler...
Kuşkusuz; güneyde mal bırakmadan kuzeyde mal alanların olduğunu görmezden gelemeyiz...
Siyasilerin yanlış kararları sonucunda ‘eşdeğeri olmayan’ kişilere de on binlerce dönüm arazi ve konut dağıtıldı...
Bunun yanında ‘şehit çocuğu arsası’, ‘mücahit puanı’ adı altında dağıtmalar oldu...
Halen ‘kırsal arazi’ adı altında dağıtımlar sürüyor...
Kuzeyde yapılan her şeyin faturası ise Türkiye’ye çıkıyor...
Türkiye Loizudu davası sonrasında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) çok sayıda davayla yüzleşti...
Annan Planı referandumu sonrasında ise AİHM, dönemin TC Büyükelçisi Daryal Batıbay’ın da yoğun girişimleri sonucunda Demopulos kararı ile Türkiye ve KKTC’nin eline çok güçlü bir koz verdi...
Özeti şöyledir:
“Kuzeyde mülkü bulunan ve bunları güneydeki bir mülkle takas etmek isteyen veya satmak isteyenler Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvuracaklar...”
Taşınmaz Mal Komisyonu ilk aylarda işe dört elle sarıldı ve Rumlardan gelen yoğun başvuruları incelemeye başladı...
Bugüne kadar 6 binden fazla Kıbrıslı Rum, kuzeydeki mülkünü satmak için başvuru yaptı...
Bunların çok büyük bir kısmı ‘kaynak yetersizliğinden’ dolayı sonuçlanmadı...
Kaynak neden bulunamıyor?..
Türkiye haklı olarak KKTC hükümetlerine ‘Şerefiye Vergisi’ adı altında bir uygulama tavsiye etti...
Bu uygulama, elinde binlerce dönümlük Rum arsası bulunduran ve bunların ‘yasal sahibi tarafından’ devredilmesi halinde bugünkü fiyatına oranla en az iki kat fazla kazanç elde edecek olanlardan yüzde 20 oranında vergi alınmasını öngörüyor...
Bunun neresi yanlış?..
Paranın yüzde 80’ini Türkiye, yüzde 20’sini de şimdiki mal sahibi ödeyecek...
Ne var ki; bu konuda hazırlanan yasa Meclis’ten geçirilmedi...
Binlerce dönümlük Rum arazisini elinde bulunduranların etkisi altındaki siyasiler, tüm insanlarımızın geleceğini tehdit etme pahasına bunu yapmadılar...
Halbuki; Türkiye’nin önerisi, Ziraat Bankası’nın çok düşük faiz ve çok uzun vadelerle kredi sağlamasını da kapsıyordu...
Bugüne kadar geçen sürede çok kayıplarımız oldu…
Fakat AİHM’in son kararını dikkate alarak hiç olmazsa bundan sonraki süreçte komisyon çalıştırılmalı ve kuzeydeki mülkünü satmak isteyenlere parası ödenerek başvuru dosyaları kapatılmalıdır…
Bunun için ciddi kaynağa ihtiyaç vardır…
Küçük kısmını KKTC’nin ek tapu vergileriyle sağlaması halinde, büyük kısmını Anadan sağlayabilirsiniz…
Kalıcı bir çözüm aşamasına gelinmesi halinde Avrupa Birliği de elini taşın altına koymalıdır…
Birleşmiş Kıbrıs isteniyorsa mülkiyet sorunu insanları perişan etmeden çözülmelidir…
KKTCde Yıllardır sorumsuzca Yağmalayıp Koçanlayıp gelene gidene Sattığımız Rum Malları üzerinde Lüks arabalarla zil çalıp oynadık ! Elimize altın tepside verilen TMK’nunu yıllardır you sayıp çalıştırmadık ‘ Basit bir deyişle Yağmalayıp Çalıp Sattığımız Rum Mallarının bedelini niye AB veya Türkiye ödesin ki ? Neticede işlediğimiz Suçun neticesi er geç bir gün Uluslarası Tutuklamaların yaşanacağını KKTC yetkililerimiz bilmiyorlarmıydı yani ! Yürü de korkma deyip verdiğimiz Kaçanların arkasındayız diyen KKTCyi yönetenler bugün niye Dut yemiş Bülbül gibi Sessizler acaba ! Keşke Bizler de Uluslarası hukuk nezdinde Güneydeki Türk mallar gibi Kira veya İstimlak için az veya çok da olsa Rum malları için Bankaya Para yatırıp KOÇAN vermeseydik ! Gerçekçi olmaktan başka çaremiz yoktur TMK’nunu çalıştırmak için altımızdan üstümüzden kesip acilen Kaynak yaratmalıyız bu konuda Kaçacak delik bulabilmemiz mümkün değildir Dünyanın gözü önünde KİMİN MALINI KOÇANLAYIP KİME SATIYORUZ ! Çalıp Sattığımız Rum malları konusunda Elini Taşın Altına koyacak olanlar ise ne AB ne BM ve ne de Türkiye’dir Rum Mallarını Yağamalayıp Satan Kıbrıslı Türklerin Ta Kendisidir !