On ikinci hafta karşılaşmasında Türk Ocağı ile Gençlik Gücü 1-1 berabere kalarak haftayı birer puanla kapattı. Son haftalarda istediği noktada olmayan Türk Ocağı’nda kadronun orijinal yapısından uzaklaşması yanında, yabancı oyuncularından istenilen verimin de gelmeyişi ile birlikte sezon başından beri yaşanan gol sıkıntısı bana göre bu dönemin en büyük nedenleridir. Geride kalan 12 haftada en fazla izlediğim takımlardan bir tanesi olan Türk Ocağı’nda bol pozisyona girme yanında şikayet edemesem de, son dönemde bu görüntünün olmayışı dün akşam yine devam ederken, yabancıların aldığı parayı hak edecek performansı sergilemesini bilmelerini isterim. GG’nin penaltı vuruşundan yararlanamadığı gecede, yine GG’nin bulduğu golün öncesinde Ali’ye yapılan bariz faulü ne yardımcı ne de orta hakemin görmeyişi kritik kararların ne yazık ki yine başında geldi. GG’nin aldığı bir puanın adeta ilaç gibi oluşu, maç sonu haklı sevinçlerine neden olurken, Türk Ocağı’nın ligin başındaki moduna dönüşü adına tekrardan kolları sıvama gerekiyor. Genç ağırlıklı kadrosu ile daha fazla ısıran takım konumuna geçmesini düşündüğüm Türk Ocağı’nda ligin başındaki üçüncü bölgeyi de daha fazla rahatsız etme noktasına en azından kalan dönemde dönüş yapmalıdır. Fazla pozisyon bulamadıkları gecede son vuruşlarda da, acemi ve bencilce davranışları sonuca gitmelerine engel oldu. GG’nin daha fazla Boateng üzerine kurduğu oyunu son bölümde sahiplenmesi penaltı vuruşundan da yararlanamadıkları geceyi bir puanla kapatmalarına sebep oldu. Kadro anlamında onların da önemli isimlerinin olmadığı geceyi kendilerine göre iyi sonuçla kapattıklarını söylemek isterim. Her yönü ile eşit geceyi geride bıraksak da, Türk Ocağı’nı başladığı döneme dönüşünü beklediğimizi söylemek istiyorum.