banner564

Eski bayramları arıyoruz

 Eskiden bayram günleri bir başkaydı...
 Zengin, fakir herkes bir hafta öncesinden başlayarak büyük bir heyecan yaşardı...
 Çocuklar yeni ayakkabısını yastığın yanında saklar, bayram sabahını beklerdi…
 Çocukların en coşkulu, en mutlu günleriydi bayramlar...
 El öpmeler, harçlıklar, tatlılar, aile bireylerinin toplanması, eğlenceler ve huzurlu saatler...
 Devlet olmadığımız dönemde dahi sokaklarda polis devriyeleri vardı...
 İçkili bölgelerde devriye sayısı artırılırdı...
 Anayollarda kontroller yapılır, aşırı alkollü olanlar karakola götürülürdü...
 Polisin denetim yapacağını önceden bilen vatandaşlar alkolün ölçüsünü ayarlar, yola emniyetli bir şekilde çıkardı...
 En azından sürat yapmazdı...
 Devlet olduktan sonra nüfusun artması karşısında polisin sayısında da önemli artışlar oldu...
 Belediye sayısı 28’e çıkarıldı, sonra 18’e düşürüldü...
 Binlerce insan belediyelerin kadrosunda görev yapıyor ve bütçeden önemli pay alıyor...
 Fakat; arife gününden itibaren diğer devlet memurları gibi belediye çalışanları da tatile çıkarılıyor...
 Dışarıda görev yapacak eleman bulunamıyor...
 Parkların, bahçelerin bakımı yapılmıyor...
 Pislikten dökülen bölgelerde temizlik ve yenileme çalışması da yapılamıyor...
 Trafik ikaz işaretleri kontrolden geçirilmiyor...
 Tamamen terk edilmiş bir memleket hali yaratılıyor...

Suçlar patladı, kazalar arttı
 
 Nüfusun ve araç sayısının artması nedeniyle, adli olaylarda patlama yaşandığını ve polisin görev ve sorumluluklarının arttığını hepimiz biliyoruz...
 Onlara karşı haksızlık yapamayız...
 Ancak; herhangi bir olaydan, özellikle de trafik kazalarının meydana gelmesinden önce alınabilecek önlemler vardır...
 Anayollarda, kentin en yoğun bölgelerinde polis denetimlerinin yapılması, alkollü sürücülerin alıkonması, cep telefonu kullanan sürücülerin doğrudan yargı önüne çıkarılması gibi icraatların yapılması halinde, kazaların önemli oranda azalacağı kesindir...
 Küçük ülkelerde polisin denetim yaptığından haberdar edilen arkadaşlar veya akrabalar; ağır ceza alacaklarını düşünerek meyhane masalarında daha az içki tüketirler...
 Denetim yapılmaması halinde ise “Boş ver bir şey olmaz” diyerek, içki miktarını daha da artırırlar...
 Özellikle son yılarda direksiyon başında cep telefonu kullananların sayısında ciddi artışlar vardır...
 Sürücülerin yarıdan fazlasının cep telefonu kullandığını iddia etmek yanlış olmaz...
 Kırmızı ışık yandığı zaman durmak zorunda olduğunu düşünen sürücü neredeyse kalmadı...
 Birisi kırmızıda geçti mi; ikincisi, üçüncüsü, hatta altıncısı da geçmeye devam ediyor...
 Böylesi bir durumda yeşil ışıkta geçemeyenlere haksızlık yapılmıyor mu?..
 Kazalara davetiye çıkarılmıyor mu?..
 Bunları polisin bilmesi ve önlem alması gerekmiyor mu?.. 

Moral mi kaldı?

 Bugün sözde bayram kutlaması yapacağız...
 Hangi moralle?..
 Coronavirüs salgını, ardından deprem felaketinin yol açtığı ekonomik kriz nedeniyle gelirlerde çok ciddi azalmalar oldu…
 Çoğu insan bu süreçte yastık altındaki parasını yedi…
 Dolayısıyla, dört gözle bayramı bekleyen esnaf da umduğunu bulamadı…
 Çarşıda, evde, her yerde umutsuzluk hakim…
 Gerçekten hepimiz çok zor bir süreçten geçiyoruz…
 Bu süreci karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma ruhuyla atlatmaya çalışacağız…
 Dostluk ve kardeşlik duygularımızı geliştirerek, zorlukları aşmaktan başka çaremiz de yoktur…
 Mutlu bayramlar…  

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 1 yıl Önce

KKTC’yi Dünyaya ilan ettiğimiz günden bu güne kadar gerçekten zor süreç mi geçirdik acaba ? Bunca yıl Altımızdaki Rum Mülklerini sata sata Lale Devrini yaşadık ? Ne Rum malları ve ne de Anavatan Türkiye yardımları KKTC’yi ayakta tutmaya yetmedi ! Gerçek zor Sürecimize ise önümüzdeki aylar ve yıllar içinde gireceğimiz kesindir , 39 Yıldır Kötü Siyasetimiz neticesi Dünyayı karşımıza alıp Güzelim Ülkemizi Talan edip Batma noktasına getirdik Ne TURİZM ve Üretim dedik her şeyi batırdık Ülkemize gelen Yatırımcı ve Londralı Türklerleri Kovduk ! Bu günlerde ise Savaştan kaçan Ruslarla seviniyoruz ! Gerçekçi olalım Gelecek için Hiçbir yatırım onarım Plan ve Program yapılmayan KKTC’de gerçek zor süreçlerimiz halen başlamamıştır Başladığı zaman ise Maalesef sadece Bizler değil Torunlarımızın bile bunca yıl KKTC’de yaptıklarımızın bedelini ödeyeceği kaçınılmazdır ?
İnanmalıyız ki Her Yanlışın bir Bedeli Var Sözü KKTC için de geçerlidir !!

Öz
Öz - 1 yıl Önce

Bakanlar kurulu kararı ile 51 kişiye vatandaşlık verilmiş.
ABD = 1 milyon dolarlık şirket kurup oturma izmi aldıktan 5 yıl sonra,
Kanada= 400 bin dolarlık yatırım+ 800 bin dolarlık varlık
İngiltere= Beş yıl süreyle 1 milyon sterlinlik yatırım
Avusturya=6-10 milyon euroluk risk sermayesi yatırımı veya vakıflara 2 milyon euroluk bağış.
Almanya= En az v Alman vatandaşlarına istihdam sağlayan, 250 bin euroluk yatırım.
Slovakya= 1 milyon euroluk yatırım.
Bulgaristan 1.2 milyon euro yatırım+ Bir yıl oturma izni.
Malta=Ulusal kalkınma fonuna 600-750 bin euro bağış+ 1-3 yıl oturma izni sonrası vatandaşlık.
Anastasiyadis’ten de örnek alınmıyor.
150 bin gerçek yurttaş, en az 500 bine çıkarılmış. (350 bin beleş yurttaşlık…) Sadece yurttaşlık uygulamaları ile bile, bu ülkenin, ne para sorunu, ne maaş sorunu, ne elektrik, yol, kirlilik sorunu. Hiç bir sorunu kalmaz. İş bilenin, kılıç kullananın. İyi Bayramlar.

banner471

banner473