banner564

Eski, yeni

Ekim sonu gelmesine karşın hala yazlık giysileri giymeye devam ediyoruz. Kazak giymeyi bir yere bırakın, gömlekler, buluzlar dahi yazlık. Havamızın “ayarı” farklılaştı. Havanın “ayarı” farklılaşır da siyasetin “ayarı “ nasıldır?
Duydun mu?
Demeç, beyanat, konuşma berdevam. İnceleme ve buna dayalı yazılardan bahsetmiyorum. Çünkü bizde yazmaktan ziyade, konuşma önde gelir. Söz uçar ya. Bu yüzden konuşma daha uygun olur. Dolayısı ile dün, bugün ve sonra söylenen arasındaki fark, kolay kolay kendini göstermez. 
Zaten günlük yaşamda konuları aktarmakla ilgili olarak kullanılan ifade “duydun be gardaş” sözüdür. “Duydun be gardaş” diye başlanılan konuşma ile belge, veri olmadan, dedikodunun envaisi ballandıra ballandıra konuşulur. Duyanlarda aynı şekilde “duydun be gardaş” sözü ile bunu taşır.
Gördüm, okudum, inceledim, işte belgesi sözü, gündemde olmaz. Bu yapı siyasette, medyada şimdilerde de sosyal medyada da yansımaktadır.
Toplumsallık nerede?
Bu yapı hali ile sorumluların temelsiz konuşmasını da üretiyor. Bakın, Ekonomi Bakanımız Sayın Sunat Atun seçim geldi ya, hem kendine, hem siyasi anlayışına yol açmak için demeç verdi. “2009’dan sonra 1.5 milyon turisti ülkeye getirdik” dedi. Düşünün ki yalnız 2016’da geceleme 926 bindir. Kardeşim, eğer 2009’dan günümüze, gecelemeleri toplasanız, 1,5 milyonu kat be kat geçersiniz. Bunu bile küçük siyasi iş nedeni ile göz ardı ediyor.
 Üstelik sanki , 2009’dan günümüze, ortaksız ve kesintisiz UBP iktidarı olmuş gibi bunu kolaylıkla kendine ciro ediyor. Halbuki bu olayın gerisinde çok yönlü bir toplumsal bütünlük var. Eğer bu bir başarı ise, bunun temelinde, ”devletin devamlılığı” ilkesi ile, 1975’ten beri “gelip giden” tüm Hükümetlerin, bu sektörde caba harcayan iş insanlarının, çalışanların kollektif emeği; eksiği ve yanlışı ile birlikte gerçekleştirdiği olumlulukların bir bütünü var...
Ayrıca bu sektör, yatırım desteklerinden, turist getirmek için verilen desteklere kadar ciddi bir kamu kaynağı ile de motive edilmektedir. Kamu kaynağı dediğiniz toplumun ürettiği değerden artırılan kaynak demektir. Bu yüzden bu alanın gelişmesinde toplumsal özveri de var. Bu yüzden eğer yönetenler olayı, bütünden koparan bir yaklaşımla bunu basit bir siyasi reklama döndürürse, olayın temeline daha da güç verecek olan toplumsal sahiplenmeyi dinamitler.
Bu yüzden olayı basit siyasi çıkara dönük daralttığınızda, sektöre dönük moral desteği kendi elinizle yok edersiniz. Olayı özden kopardığınız zaman da toplumsallığı kaybedersiniz.
Güney, turizmi yalnız bir rakam olayı olarak değil, bunu tüm toplumunun ve onu oluşturan her kesimin moral desteğini de alarak ilerletiyor.
Bizde hala, verilerle ve sosyal incelemelerle özel alanlardaki bulgulardan yola çıkarak, genel ilkelere gitmek olayı içselleşmedi. Bu yüzden günlük yaşamda, “duydun mu“ sözü gibi siyasette de tüm gelişmeler ve onlara yaşam veren etkenler göz ardı edilerek, yalnızca sonuçlar üzerinden avantaj sağlamak veya mahkum etmek hakim anlayıştır. Bundan dolayı gittikçe daha da sorunlu oluyoruz. Yeni denen dönem, işte bu eski yanlışın daha da bozulmuş haline gebedir. Bu yüzden Ekim ayında hala kısa kolluları giymeye devam ettiğimiz gibi, siyasette yeni diye, eskinin en bozulmuş hallerinin içine girmeye adayız. 
YORUM EKLE

banner471

banner473