banner564

Esnaf, Sayın Deniz ve sendikalar

Ciddi iç sorunlarımız var. Bunlarla debelenirken dışımızda meydana gelen gelişmeler bizi etkiliyor.  
Bir ata sözümüs var; “bir akıl ya yaza ya kışa”der. Gelişmeler  çok. Bu nedenle akıl yalnız yaza kışa değil; ilkbahara, sonbahara da yetmeli…
Esnaf Odası, KTTO ve pek çok ekonomik örgüt eylem yapıyor.Bu eylem nedeni ile KTTO Başkanı Sayın Deniz’in açıklamasını okudum. Doğru bir tespitle, yaygın işsizliğin engellenmesi için bu eyleme çıktıklarını ifade etti. Bunun nedeni de Pandeminin döviz krizi ile birlikte tetiklediği ekonomik kriz için toplumun her kesiminin desteklediği nadir hükümet kararı olan sosyal sigortalar primlerine verilen desteğin kesilmesi. Üstelikte talepleri de makul. Yıl sonuna kadar desteğin verilmesi.
Ancak seçilen eylem  toplumda gerilim yarattı. Bu da iş dünyasının sosyal sigorta primleri ve devlete verecekleri tüm vergileri ödememe kararı oldu. Bu karar nedeni ile sendikaların bir kısmı, işçilerin  ve sosyal sigorta emeklilerinin mağduriyet yaşayacağı endişesi ile eylem biçimine tepki koydu. 
Bunun üzerine KKTO Başkanı Sayın Deniz açıklamasında bu eylem kararını, “sendikaların hükümete baskı kurma yolu ile hareket ettikleri zamanda, iş dünyasının da herkese gücünü göstermek için” aldıklarını ifade etti. 
Bu tartışma; Pandemi ve döviz krizi nedeni ile özel sektöre ve orada çalışanlara devlet desteği  verilmesi için zamanında, sendikaların, sol siyasetin, sağ dünya görüşünde olan insan ve kurumların iş dünyası ile birlikte oluşturdukları ortak  baskı ile hükümeti bu destek adımını atmaya iten toplumsal mutabakatı sarstı. Ama bu ortam; iş ve emek dünyası ile toplum için doğru değildir. 
Bu desteğin kesilmesi ile küçük ve orta ölçekli, hatta büyük pek çok işletmeden,ekonomik durgunluk ve kriz döneminde yüzlerce binlerce çalışanın işten duracağı veya işletmelerin kapanacağı aşikardır. Turizmde çarkların çok ağırdan dönmeye başladığı bir dönemde bu desteğe ekonominin, emekçilerin ve işletmecilerin büyük ihtiyacı var. Döviz krizini etkisiz kılacak olanak az. Bunun üstüne eklenen TL’deki yüksek faiz sıkıntısını en aşağıya çekecek olanaklar yok. Darda olan esnafa, sanayiciye, turizmciye, tarımcıya, ticaret erbabına hibe desteği vermek imkanı dar. Böyle bir ortamda sosyal sigorta primlerine yönelik destek olgusunu durdurmak, insana ve topluma darbedir.
Ancak acı olan şudur; bu desteğin başlaması için oluşan ortak toplumsal duyarlılık ve talep enerjisi maalesef  kesilmesi kararında oluşmadı. 
Oluşmaması bir yere olay klasik,  sendika iş veren çekişmesine döndü. Şimdi iş dünyasının sözcüleri olayı kendileri açısından bir güç ıspatı meselesine, sendika  sözcüleri de klasik bir karşıtlık noktasına getirdi.
Bu hal bana Kıbrıslı Rumların bir ata sözünü hatırlattı; “Derisi yüzülmüş kertenkele, derisi yüzülmüş diğer kertenkelenin peşine düşer.”
Evet hal budur. Bir tarafta duvara vurmak üzere olan işletmeler ve işini kaybetme noktasına gelen işciler, esnaflar var. Bu halde ortak bir temel bulmak gerekiyor. Hal bu iken ve mağdurlar kendi aralarında bir birleri ile debelenirken; Başbakan bu halde ülkeyi terk edip “savunma sanayi fuarını” izlemeye gidiyor. Böyle bir ortamda iş ve emek dünyası sözcüleri  kavga ile ortak çıkarı savunamaz, hükümeti ortak çıkarlara doğru zorlayamaz.
Bu nedenle kavgayı bırakın, ortak toplumsal akıl üretmek için bir birinizle diyaloga girin. Girin ki hükümeti ve arkasındaki odakları hep birlikte doğru noktaya itelim. Mağdurların kavgası, erke olanlara en uygun zemini sağlarlar. 

YORUM EKLE

banner471

banner473