banner564

Evine mi gitmiş? 

Boş tartışmalar ile gününü gün eden Kuzey Kıbrıs’ın son tartışma konusu; Murat Tibuk’un kendi otelinde karantinaya alınması ile patlak verdi. 
Hali hazırda bu durumu Merit Grubu’na ve Besim Tibuk’a saldırmak için bekleyen güruh için bulunmaz bir fırsat ele geçti. Öyle ki konuyu hükümet meselesi haline bile getirenler oldu. Sırf bu yüzden koalisyon hükümetinin dağılacağını dün sosyal medyada yayın yapan web TV’lerde söyleyenler oldu.
Ne büyüksün Murat sen! Bak ben aylardır, yazıyorum, söylüyorum yıkamıyorum, sen bir hamlede hükümeti de darmadağın ettin.
Sen 40 saniyelik videonla hükümeti ne hale getirdin kardeşim.
Koskoca hükümetin küçük ortağının Genel Sekreteri çıktı dedi ki “Bizim haberimiz yoktu, son anda öğrendik. Her şeyi Sağlık Bakanı Ali Pilli yapmış. Çok kavga çıkarttık Bakanlar Kurulu’nda, durumu değerlendireceğiz parti içinde de.”
Murat Tibuk’un KKTC’de bir evi yok, kendi otelinde misafir gibi kalıyor. Ada’ya gelirken de yanında ihtiyaç duyduğumuz Coronavirüs test kitlerinden ve yoğun bakımlarda ihtiyaç halinde kullanılmak üzere solunum cihazı makinalarından getirmiş. 
Murat Tibuk, karantinasını tamamladıktan sonra da aynı otelde kalmaya devam etmeyecek mi? Edecek elbette, sonuçta adamın kendi oteli. Ne yani kendi oteli orada dururken Murat’ı bir başka otele mi gönderecekti devlet? 
Efendim yurt dışından gelenler başka başka otellere götürülmüş. İyide devlet o otellerin hepsinin parasını ödedi kardeşim. O otellerde karantinalarını tamamlayanlar bugün ailelerinin yanında değil mi? Murat da karantinasını tamamlayınca otelde ailesi ile kalmaya devam edecek. 
Bunu bu kadar abartıp hükümet meselesi haline getirenlere son sözümüz, memlekette her şeyi hallettiniz de bir bu kaldı? 

Büyük fırsat
Diyorum ya hep asıl konsantre olmamız gereken konuları boş konuları tartışmaktan ötürü hep ıskalıyoruz. Hafta başı normalleşme sürecinin ilk adımlarını atacağız. Ama bir müddet sonra bu da bize yeterli gelmeyecek.
Çünkü çok iyi biliyoruz ki bu ülkede turizm ve yükseköğretim olmadan halkın ekonomik ve refah seviyesi ileri gitmez. Bu iki sektörü yeniden ayağa kaldırmadıkça ne yaparsak yapalım boş.
Kafayı bu iki sektörü yeniden “nasıl ayağa kaldırırıza” yormak gerekiyor. Bu konuda ki fırsatları sonuna kadar aramamız gerekiyor. Ama şu ana kadar bununla ilgili tek bir adım bile atılmadı. 
Bakın daha dün Alman televizyonu vatandaşların yaz tatili için Türkiye'ye gitmesini önerdi. Almanlar tarafından da önemli bir merkez olan Türkiye’yi öne çıkaran Die Welt, ülkede görülen vaka sayıları düşmesiyle ülkenin, bu sezonda da tercih edileceğinin öngörüldüğünü söyledi.
Malum bizde ilk virüslü hastalar Almanlardı. Onlara iyi bakmış ve memleketlerine de çok düzgün bir şekilde uğurlamıştık. Şimdi o Almanları yarım kalan tatillerini tamamlamak için yeniden Kuzey Kıbrıs’a davet etmemiz gerekmiyor mu? 

MESAJLAR
Emir ERSOY: Geçen gün sosyal medyaya koyduğumuz fotoğraftan hemen sonra göze gelip arılar tarafından gözünüzden sokulduğunuzu üzülerek öğrendik. Bu defa geldiğimizde zeytin dalları ile tütsüleyeceğiz sizi. 

Zeki ÇELER: Ülkedeki yabancıların telefonlarına bedava internet yükleneceğini duyduktan sonra pek sevinmişsiniz. Karantina sonrası çok özel bir yemeği eski kabineden arkadaşınız için hazırlamaya söz vermişsiniz. 

Ünal ÜSTEL: Tıbbi eldiven ve maskelerin sağlıklı bir şekilde imha edilmesini sağlayacak çevre dostu çöp kutularının dağıtımına başlanmış. Gerçekten marketlerin önlerinde maskeler ve eldivenler yerlerde geziyordu. Çok iyi bir uygulama olmuş. 
 
Soydan KORKMAZ: Karantina günlerinde evde yaptığınız programlar ile hem müzik ziyafeti hem de hoş sohbetleri izleme imkanı yarattınız. Radyoyu sanala taşımak fikri bence on numara bir fikirdi. 

Erhan ARIKLI: Herkesin tavuğu son günlerde çift sarı yumurta verirken sizin tavuklar istikrarı hiç bozmuyorlarmış. Alayköy’de bir üreticimizde çift sarı yumurtlayan tavuklar var. Onlardan da koyun kümese. 

Serdar DENKTAŞ: Hükümete uyarı niteliğinde yaptığınız paylaşımlar hükümet tarafından ciddiye alınmayınca siz de çareyi esprili paylaşımlar yapmakta bulmuşsunuz. Valla böylesi daha ilgi çekiyor bu memlekette, devam. 

Kudret ÖZERSAY: Geçenlerde katıldığınız bir Web TV programında ilk kez başkanlık sistemi ile ilgili sizden farklı şeyler duyduk. Oysa 2015’ten beri bu konudaki görüşünüz çok netti diye biliyorduk. 

Tufan ERHÜRMAN: Sizin kullandığınız sözlerin hükümet tarafından slogan haline getirilmesi pek hoşunuza gitti galiba. Ama bunun size ne faydası olacak, henüz o kısmı anlayamadık. 

Hüseyin OSKAR: Almanlar bu yıl güvenli limanlarda tatil yapmak konusunda ciddi bir eğilim gösteriyorlar. Yıllardır bu ülkeden en çok turist getiren bir kişi olarak siz durumu nasıl görüyorsunuz? 

Cemil ERDENAY: Geçen akşam yüreklerimiz ağzımıza geldi, ufak bir elektrik sorunu az kalsın büyük bir faciaya neden olabilirdi. Yine de Allah’ın sevgili kuluymuşsunuz, çok ama çok geçmiş olsun. 

Murat TİBUK: Yani onca sebepten yıkılmayan bu hükümeti siz yıkmayı başarırsanız biz artık bu işi yapmayacağız. Bu arada sözümüz söz yıkılırsa size bizden bir şişe Balvenie hediye. 

Yenal SENİN: Bakanlar Kurulu’nda olup bitenler size rapor olarak geliyor mu? Siz nereden biliyorsunuz Bakanlar Kurulu’nda neyin tartışılıp tartışılmadığını? Bu konuşmalar yoksa çekilip size mi dinlettiriliyor birileri tarafından. 
Güven BENGİHAN: Başkan ben dün gece balkona çıktım Çav Bella'yı söylemek için ama sonra aklım karıştı, hangi versiyonunu söyleyecektik, onu belirtmediniz, o yüzden söylemekten vazgeçtim. Bilgin olsun.  

YORUM EKLE

banner608

banner474