banner564

Evli ama evler ve yataklar ayrı

  Kıbrıs’ın geleceğini şekillendiren toplantılar yapılıyor...

  Bunların birçoğunu Rum basınından öğreniyoruz...
  IMF ve Dünya Bankası yetkilileriyle uzun süre toplantılar yapan ve çözümün maliyetini çıkaran Rum liderliği, şimdi beklenmedik bir çıkış yaparak önümüze ‘Gevşek Federasyon’ helvasını koyuyor…
   Yiyelim ve evlenelim…
   İyi güzel de evlenince ‘gevşeme’ çerçevesinde evleri ve yatakları ayıracağız…
   Herkes kendi evinde yaşayacak, kendi başının çaresine bakacak…
   Dışta bir olalım…
   Yabancı devlet adamları geldiği zaman verilecek resepsiyonlarda kol kola girip, konukları karşılayalım…
    Limanları, gümrüğü ve muhacereti de ortak devlete bırakalım…
   Ne güzel…
   Sağlık, sosyal güvenlik, eğitim ne olacak?..
   İşte gevşek federasyonun sırrı burada yatıyor…
   Herkes kendi köyünde, kendi başının çaresine bakacak…
   Ne güzel… 

Şimdi ne haldeyiz?

   Bizde yok olmaya yüz tutmuş bir narenciye ve patates sektörü var…
   Ve hastalıklarla boğuşan hayvancılar... 
   Bunun dışında ‘ekonomik güç’ olarak konuşabileceğimiz turizm ve eğitim sektörü vardır...
   Olası bir çözüm sonrasında narenciye ve patates üreticimiz kalır mı?..
   Hele Güzelyurt’un iade edilmesi halinde bu sektörden karın doyuranların durumu ne olacak?..
   Evet; Rumlar daha çok narenciye üretip, daha çok satacak...
  Ama Güzelyurt’tan ayrılan Türkler ne yapacak?..
  Bunlar henüz bilinmeyenler...
  Hastalıklarla boğuşan, ürün bedelini zamanında alamayan hayvancılarımız, güçlü bir Rum ekonomisi karşısında nasıl ayakta duracak?..
  Üstelik güneyde et fiyatları bizden daha ucuz...
  Üstelik güneyde et ithali serbest...
  Geriye ne kalır?..
  Turizm ve eğitim sektörü...
  Çözüm sonrasında iki ayrı havaalanı olacağı ve Ercan’ın çalışacağı iddia ediliyor...
  Eğer, kuzeye gelecek Türk turistler için sınırlama konmazsa...
  Doğrudan uçuşlar da başlarsa…
   O zaman bu sektörün daha da güçlenmesi olasıdır...
   Aynı sorun eğitim sektörü için de geçerlidir…
   “Üniversiteleriniz AB standartlarına uymuyor” dendiği anda filmin sonu gelmiş olur…
   Ne var ki; tahminler üzerine görüş belirtemeyiz...
  Sektör temsilcileri ile ciddi görüşmelerin yapılması ve ortaya çıkacak sonucun müzakerelerde tartışılması gerekiyor...

Bizde gündem farklı

  Tüm bu hususlarda fikir üretmesi ve halkımızın geleceğini güvence altına alması gerekenler ne yazık ki; başka konularla uğraşıyorlar...
  KKTC’nin gündeminde henüz çözüm sonrasındaki ekonomi ve sosyal yaşam yoktur...
  KKTC’nin gündeminde çözümsüzlüğün devam etmesi halinde ne tür adımların atılacağına ilişkin bir proje de yoktur...
  Peki ne vardır?..
  Silahlı, bıçaklı ve sopalı hesaplaşmalar...
  Kundaklamalar, tecavüzler...
  Anamur’dan gelen suyun tarımda kullanılmaması ve denize dökülmesi…
  Can yakan elektrik fiyatları…
  Ölümlü trafik kazaları...
  Uyuşturucu patlaması...
  Bunlara bir de Meclis Tiyatrosu eklendi...
  Salonda seyirci yok...
  Oyuncular sahneye çıkamıyor…
  Böylesi bir durumdayız…
  Ve önümüzdeki aylarda nelerin olacağını, kendimizi nasıl bir ortamda bulacağımızı bilemiyoruz…
  Şimdilik tek umudumuz bereketli yağmurların devamı…
  Tünelin ucu ise hala karanlık!.. 

YORUM EKLE

banner608

banner473