Kıbrıs’ın kuzeyinde işler iyi gitmiyor...
Hemen her yerde, her sektörde bir sorun var...
Ekonomi zaten batmış durumda…
Kamuda örgütlü sendikalar, normal maaşların dışında ‘hayat pahalılığı’ ödeneğini alabilmek için eylem yaparken, özelde çalışan binlerce insan aylardan beri işsiz ve parasız dolaşıyor…
Yaratılan kötü sistem nedeniyle insanlar ‘çıkar yarışına’ sürüklenmiş, dost ve arkadaşların yanı sıra, aileler birbirine düşürülmüş...
Küçük köylerde bile insanlar kutuplaşıyor...
Başka ülkelerde böyle mi oluyor?..
Başka ülkelerin insanları bizdeki gibi ‘asli’ ve ‘üvey evlatlar’ olarak ikiye ayrılıyor mu?..
Elbette ayrılmıyor…
KKTC’de yaşananların bir benzerini hiçbir ülkede bulamazsınız…
Peki KKTC’de nasıl bir demokrasi var?..
İhbarsız grev hakkı...
Küfür serbestliği...
İftira kampanyası...
Baskı ve şantaj ile seçme özgürlüğü!!!
Siyasi parti rozetine göre makam?..
Ne yapılmalı?
Tahribatın daha da ağırlaşmaması için artık bir karar verilmelidir...
Kıbrıslı Türkler; ne istediklerini, nasıl bir yönetim, nasıl bir demokrasi arzuladıklarını ortaya koymalıdır...
Bir kısım insanımız, yaşanan sıkıntılardan bunalmış olduğu için “Olsun da nasıl olursa olsun” diyerek, bugünkü çıkmazlardan kurtuluş yolunun çözüm olduğunu düşünüyor...
Bir kısım insan ise ‘her şeye rağmen’ KKTC’nin yaşatılmasından yana...
Önce çözüm seçeneğine bakalım...
Nasıl olursa olsun mantığına göre gidilirse, egemenlik Rumlarda olur...
Türkiye’nin garantörlüğü sulandırılır...
Kıbrıslı Türkler, bir anda 1974 öncesinden de kötü bir duruma düşer...
Kendi kendini yönetme hakkı gider...
Ve bunun arkasından işsizlik, fakirlik gelir...
Korkunç bir göç dalgası başlar...
Ama böyle de olmuyor
İkinci seçenek KKTC’nin devamıdır...
Rumlara güvenmeyen insanlar, ikinci seçenek üzerinde durdukları takdirde, ciddi bir endişeleri vardır...
O da KKTC’nin yetersizliği ve yönetim beceriksizliğidir...
Bu şekilde gider mi?..
Asla gitmez...
Hırsızlık, yolsuzluk ve suistimal yapan adamlar, mahkeme gününe kadar 3-4 yıl süreyle serbest kalıyor...
İnsanlara tehdit saçan, hatta cinayete yönelenlerle ilgili kararlar da uzun yıllar alıyor...
Bunlar çok ciddi sorunlardır...
Peki bunu nasıl aşacağız?..
Elbette ciddi adımlar atarak...
Bir kısım insanı gücendirme pahasına doğru kararlar alarak...
Bunu yapabilmek için de önce siyaset temizlenmeli...
Parti sayısına sınırlama getirilmeli...
Tek bölge seçimi veya Başkanlık sistemine geçilmeli...
Yapanın yanına kaldığı bugünkü sistem bertaraf edilmelidir...
Evet, önümüzde sadece iki seçenek vardır...
İkisinden birinin uygulamaya konabilmesi için referanduma gidilmelidir...
Son sözü halk söylemelidir...
Kasası Boş olan her geçen gün borç batağına giren üretim ve ihracat yapamayan elde kalan son Sektörler Eğitim ve Turizmin batma noktasına gelen KKTC de Başkanlık veya Başbakanlık sistemi gelmiş ne yarar, Kıbrıslı Türkler Birlik olup kötü alışkanlıklardan kurulup kabuk değiştirmezse kırk yıl daha bir arpa boyu gidemeyiz,