Kıbrıs’ın kuzeyinde bilgi, görgü ve beceriye dayalı bir kamu yönetimi yoktur…
Para bulduğunda sevinen çocuklar gibi yönetilen bir bölgeden söz ediyoruz…
Planlı bir ekonomi politikası olmayan bu ülkeye her fırsatta yatırımcı davet edilmesi tamamen yalan rüzgarıdır…
Aslında yatırımcı isteyen de yoktur…
Yatırımcı adı altında gelen ve eline büyük toprak parçası geçirdikten sonra bunu yüksek komisyon alarak devredenler vardır…
Son yıllarda öne çıkanlar bunlardır…
Gerçek yatırımcı sayısı çok azdır…
Onlar da bu ülkeye yatırım yaptıklarından dolayı pişmanlık içerisindedir…
Elektriği sürekli kesilen, yolları bakımsızlıktan çökmüş, trafik kazalarında rakamlar ürkütücü boyutlara ulaşmış, uyuşturucu patlamışsa; o ülkeye siz iyi yatırımcı çekemezsiniz…
Mevcutları da kaçırmaya başlarsınız…
Mevcut yatırımcılar Da kaçırılırsa, beyaz bayraklarla güneye teslimden başka bir çarenin kalmayacağını da bir yere not edelim…
Gerçekleri görmeli ve karar alınmalı
Gelinen noktada önümüzde iki seçenek vardır:
Birincisi; ülkeyi iyi bir yönetime teslim edip, tüm eskimiş, çürümüş yasaları ve Anayasayı değiştirmesine yardımcı olunmalı…
Köklü bir değişim olması durumunda ülkeye gerçek yatırımcıların getirilmesi ve bu sayede işsizliğin sonlandırılması, devlet gelirlerinin artırılması, acil ihtiyaçların belirli bir sürede giderilmesi mümkündür…
Öncelikle kamuda küçülmeye gidilmeli, makamların ve hizmet araçlarının sayısı azaltılmalıdır…
Kamu binalarının ve çalışanların sayısında kademeli azalmaya gidilmelidir…
Sağlık ve Eğitimde tam gün uygulamasına gidilmeli, ek mesai uygulaması tamamen kaldırılmalıdır…
İkinci seçeneğe geçelim…
Bugüne kadar olduğu gibi popülizmle bir süre daha idare edebilirsiniz…
Para eksildiğinizde Türkiye’den talep edip alacaksınız…
Herhangi bir ideolojiniz olmayacak…
Sadece verilen talimatları yerine getireceksiniz…
Sendikalar dilediği dakikada eylem yapabilecek…
Elektrikler saatlerce kesilecek…
Hayat pahalılığı yükselecek…
Vergi gelirleri yerinde sayacak…
Yollar çökmüş, çevre kirlenmiş olacak…
Buna itiraz etme hakkınız da olmayacak…
Bir kısım insan göç edecek…
Fakir yabancıların gelişi hızlanacak…
Hırsızlık, soygun, uyuşturucu olayları artacak…
Tam bir sefalet sürecine geçilecek…
Daha fazla yazmaya gerek var mıdır?..
Her toplum hak ettiği şekilde yönetilir…
Bunu da unutmayalım…
Sayın Akar , Zaten Kıbrıslı Türklerin Ekmek kapısı Güney Kıbrıs ve Dünyaya açılan kapısı LARNAKA olmuştur ! Yakın bir gelecekte İthalat kapımız da LİMASOL Limanı olacağına göre karanlıklar Ülkesi KKTC’nin neyi kaldı ki ? 14 Mayıs sonrası tavan yapacak olan Döviz gerçeği ile Deprem faciası sonrası Anavatan Türkiye’nin vaad ettiği 9.5 milyar TL’nin nesi kalacak ki dökülen binalarımızı , dökülen yollarımızı Çevremizi, Hastahanelerimizi , Okullarımızı yenileyebilelim ?
Karanlıklara gömdüğümüz KKTC’de kasamızda eriyen paralarla Çocuklarımızı gerçekten çadırlardan kurtarabilecekmiyiz acaba ? Gerçekçi olalım kurduğumuz ganimet düzeni ile bu güne kadar Rum malları üzerinde zil çalıp oynadık gelecek için hiçbir adım atmadık olanı tüketip bitirdik Devletçilik oynayıp Seçmediğimiz Bakan ve Bakmayan kalmadı ! Kötü yönetim ve beceriksizliğimizden Gelen YATIRIMCIYI ve TURİZMİ yitirdik geçtiğimiz köprüleri yakıp kazıklayıp göndermediğimiz kalmadı ! Kulaksız sitesi İngiliz mağdurlarının paralarını alıp kulaklarından kapı dışarı ettiğimizi Mısır’daki Sağır Sultan bile duymuştur! Toplum da dahil Üç Maymunu oynayan Hükümet edenlerimiz ile hepimiz Hepimiz suçluyuz ! Ülkemize TURİST değil de doldurduğumuz Afrikalılarla bizleri bekleyen daha da karanlık günlere şimdiden hazırlanmalıyız ? Kendimiz Ettik Kendimiz Bulduk
FOR Ever TRNC….