banner564

Felaket içinde karar verebilmek yarı kurtuluştur

 Dövizin son yükselişi ile birlikte, Euro, Dolar ve bizim coğrafyamızda en çok sözü geçen Sterlin rekora doymuyor. Buna paralel konu ile ilgili açıklamalar vatandaşı daha da telaşlandırıyor. Fakat bir diğer yandan vatandaş, hükümetin kısıtlı imkânlar dahilinde olsa bile bir an önce birtakım önlemleri hayata geçirmesi bekleniyor.
Her ne kadar bir ekonomist olmasam da, bu alanda söz sahibi olacak kurumların söylediklerine kulak vermekteyim. Örneğin; Kıbrıs Türk Ticaret Odası, döviz kurlarındaki yükselişe karşı alınabilinecek önlemleri hükümetin ve vatandaşların bilgisine getirmektedir. Odanın yaptığı açıklamada; “Döviz kuru artışlarının hane halkını ve piyasamızı etkilemesinin en önemli nedenlerinden biri birtakım ekonomik aktivitelerin döviz bazında sürdürülmekte oluğu, bu bağlamda piyasadaki işlemlerin de TL bazında yapılması teşvik edilmelidir” denmektedir. Ayrıca “Geçici bir önlem olarak, gümrük vergisi ve diğer ithal vergilerinin hesaplanmasında kullanılan döviz kurları sabitlenmelidir.” denilmektedir.
Kıbrıs Türk toplumu yaşadığı coğrafyada birçok badireler atlatarak bu günlere gelmişlerdir. Bu badirelerden bazıları ekonomik yapılanmaları ile de ilgilidir. Örneğin; bir gecede 1 Kıbrıs lirası eşittir 36 TL denildi ve Kıbrıs Türk halkının aştan dişten artan üç beş kuruşluk mevduatı yerle bir edildi! 1974 savaşından sonra birçok şey değiştiği gibi para birimi de değişmiştir. Nitekim 1 Kıbrıs Lirası’nın 36 Türk Lirası (1 KL x 36 TL) olarak hesaplanması ve bankalardaki Kıbrıs Lirası hesaplarının bir gecede 36 TL ile çarpılarak TL hesabına dönüştürülmesi kararından günümüze kadar döviz kurları hep Kıbrıs Türk toplumunun aleyhine işlemiştir.
Kişisel olarak fikrim odur ki, üretim ağırlıklı bir toplum değiliz. Dolayısıyla ithal ağırlıklı ürünler kullanıyoruz. Buradaki ticari hareketliliğe pek müdahale edemiyoruz. Ama bir diğer yandan hizmet sektöründe, Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın da belirttiği gibi döviz kuru sabitlenemez mi? Aynen 1974’den sonra alınan karara benzer bir karar üretilemez mi?
Ülkede emeğe yapılan hayat pahalılığı artışından sonra ülkede üst üste gelen zamlar ve dövizin hızla yükselişi vatandaşın yaşam standartlarını düşürmektedir. Akaryakıt zammı ile tetiklenen zam furyasından etkilenen temel tüketim maddelerinin fiyat artışları özellikle asgari maaşlı aileleri etkilemektedir. Dövizin yükselişine müdahale edemezken, geçmişte örneği olduğu gibi siyasi erkin de herhangi bir tedbir almaması endişe yaratmaktadır. Böylesi bir durumda vatandaş Rumla değil, geçim derdi ile boğuşmaktadır.
Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar. 

YORUM EKLE

banner471

banner474