Binlerce yıldır bitkisel bir ilaç olarak kullanılan fesleğen, aslında hemen hemen hepimizin evinde süs bitkisi olarak yetiştirdiği, Kıbrıs ağzıyla  ''feslikan'' dediğimiz bitki türüdür.  Ballıbabagiller familyasına ait fesleğen, yunancada ''kraliyet'' anlamına gelmekte olup, Güney Asya' dan dünyaya yayıldığı bilinmektedir. Salgıladığı kendine has kokusu sayesinde sivrisinek kovucu özelliği olan fesleğen,  en çok kuru ve sıcak ortamları sever. Renkleri açık yeşilden koyu yeşile kadar değişen olgun fesleğenlerin boyları genellikle 20-60 cm arasındadır. Soğuğa karşı duyarlı olan yaprakları 1-5 cm arası uzunlukta ve 1-3 cm arası genişliktedir. Yaz sonunda açan çiçekleri beyaz, pembe, mor ya da sarımsı beyaz renkli olup küçük tohumları koyu kahverengi ve yuvarlak biçimlidir.
    Bir çok hastalığın tedavisi için bitkilerin kullanımına olan ilgi gittikçe artmaktadır. Bitkilerin hastalık tedavilerindeki rolü yadsınamayacak bir gerçektir. Hiperlipidemi (kan yağlarının yüksekliği), ateroskleroz (damar sertliği) vb. rahatsızlıklar, gelişmekte olan ülkelerin önemli sağlık problemleri arasındadır. Yapılan çalışmalarda, fesleğenin hiperlipidemiyi ve aterosklerozu önlediği kanıtlanmıştır.
    Fesleğen, fenolik maddelerden zengindir. Fenolik maddeler fesleğenin lezzetine (özellikle ağızda buruk bir tat bırakma yönünde) ve rengine etki eden önemli bir madde grubudur. Fesleğende bulunan fenolik maddeler, antioksidan özelliklerine bağlı olarak (antioksidan aktivitesi %33-80) antikanserojen, antimutajen ve antimikrobiyal aktivite göstermeleri bakımından insan sağlığı ile yakından ilişkilidir.
    Fesleğendeki suda çözünen flavonoidler (orientin ve vicenin) radyasyona karşı hücresel düzeyde koruma sağlamaktadır. Yapılan çalışmalarda fesleğenin, patojen bakterilerin büyümesini engellediği görülmüştür. Journal Physicology ve Biochemistry dergisinde yayınlanan bir  araştırmaya göre fesleğenin, akciğer enfeksiyonları ile ilişkili bakterilerin büyümesini kısıtladığı ortaya çıkmıştır. Malezya'da University Science of Malasia'da fareler üzerine yapılan diğer bir çalışmada fesleğenin ödeme karşı etkili olduğu ortaya çıkmıştır. Fesleğenin; hayvanlar üzerinde yapılan deneyler sonucu, akciğer ve kolon kanserlerinde tümör erimesini sağladığı ve immün yetmezliğini ortadan kaldırdığı da bilinmektedir.
      A, C, K vitamini ile kalsiyum ve demir açısından zengin fesleğenin fonksiyonel özelleklerine bakacak olursak;
    •         Sindirimi kolaylaştırır, mideyi yatıştırır
    •         Balgam, gaz ve idrar söktürücüdür
    •         Baş ağrısını giderir
    •         Öksürüğü keser
    •        Sinirleri güçlendirici etkisi var
    •        Kanser riskini azaltır
    •        Bedeni güçlendiren tonik etkisi yapar
    •        Bağırsakların düzenli çalışmasını sağlayan antiseptik görevi üstlenir
    •        İştah açıcıdır
    •        Uykusuzluk hallerinde destekleyicidir
    •        Bayanların menstrüasyon dönemini düzene sokar, bu dönemi ağrısız geçirmelerine     yardımcı olur.
    Fesleğen, her mutfakta bulunması gereken lezzetli bir bitkidir. Yaş iken yemeklerde ve salatalarda kullanılabildiği gibi kurutularak da kullanılabilmektedir. Fesleğenin taze yapraklarını kullanırsanız daha çok verim alırsınız. Pişirildiğinde tadını çabuk yitirdiği için, genellikle yemeklere son anda katılır. Türk yemeklerinde ve salatalarda baharat olarak yaygın bir şekilde kullanılan fesleğen, diğer Akdeniz ülkelerinin ve kökeninin dayandığı güney, güneydoğu Asya ülkelerinin (özellikle de Tayland) yemeklerinde de önemli yer tutar. 25–30 gram taze fesleğen yaprağı üzerine dört bardak kaynar su dökülerek ve 10–15 dakika süreyle demlendirilerek hazırlanan çay günde iki bardak içilebilir.