banner564

Filistin ve Kıbrıs’ta mülkiyet savaşı

   ABD Başkanı Donald Trump’ın geçtiğimiz günlerde açıkladığı ‘Yeni Ortadoğu Projesi’ne en sert tepkiyi Türkiye verdi…
   Geçmişte olduğu gibi Filistin’in en büyük savunucusu Türkiye oldu…
   Kudüs’ün, İsrail başkenti olarak ilan edilmesi karşısında yine en sert tepki Türkiye’den geldi…
   Türkiye “Biz bunu tanımıyoruz ve tanımayacağız” diyerek, yine ABD’ye karşı sert çıkış yaptı…
   O Filistin ki; bugüne dek Kıbrıs konusunda hiçbir zaman Kıbrıslı Türklerin yanında olmadı…
   Daima Rum tezlerine destek verdi…
   Buna karşın Filistin’i her zaman maddi ve manevi yönden destekleyen ilk ülke Türkiye oldu…
   Türk halkı, Filistin halkına desteğini her zaman açık bir şekilde ortaya koydu…
   Kaybedilen toprakların geri alınmasını destekledi…
   Kıbrıslı Türklerin, Filistin meselesinden çıkarması gereken dersler vardır…
   Bir tanesi Türkiye’nin garantörlüğünün ve tek yanlı müdahale hakkının devam etmesi; kesinlikle sulandırılmamasıdır…
   İkincisi de kuzeydeki Rum mülklerinin Türkleştirilmesi…
   Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu konuda bizlere tanımış olduğu fırsatı, kendi iç kısır çekişmelerimize kurban etme şansımız yoktur…
   Taşınmaz Mal Komisyonu’nun ‘iç hukuk’ olarak tanınması müthiş bir olanaktır…
   Ve bu komisyonun çalışması için para gereklidir…
   Komisyon, kuzeyde mülk bırakan binlerce Rum’un ‘satış veya takas’ başvurusuna parasızlık yüzünden yanıt veremiyor ve bu durum yeni başvuruların önünü kesiyor…
   Öyleyse çare üretmeli…
  ‘Şerefiye Vergi Yasası’ bir an önce Meclis’ten geçirilmelidir…
   Hükümet programında da yer alan yasal düzenlemeler daha fazla geciktirilmemelidir…
   Bir de Türkiye’den yüklü miktarda para talep edilmelidir…

Öncelik Güzelyurt’a verilmeli

   Yapılan hesaplamalara göre; Güzelyurt’un tamamıyla Türk tapusuna geçmesi için 500 milyon dolarlık bir bütçe yeterlidir…
   Tam 46 yıldan beri sancılı bekleyiş içinde olan bu bölgedeki insanları huzura kavuşturabilmek için gerekli olan bu para, Türkiye’de yüzlerce şirketin mali varlığının çok altındadır…
   Türkiye’nin, Suriyeli mültecilere harcamış olduğu paranın 100’de biridir…
   KKTC Hükümeti, bu konuyu Ankara ile en üst düzeyde ele almalıdır…
   Güzelyurt’tan başlayıp, diğer bölgelerdeki başvuruları sonuçlandırmak için Türkiye’nin güçlü mali desteği çok önemlidir…
   Üzerinde oturduğumuz toprakların tapusunu ele geçirdiğimiz zaman, Rum siyasi liderliğinin ve Yunanistan’ın; Türkiye aleyhindeki ‘yağmacı-istilacı’ kampanyasını da etkisizleştirmiş olacağız… 
   Ayrıca olası bir çözümden sonra ‘İki bölgeliliğin’ korunması açısından kuzeydeki mülklerin ‘uluslararası alanda tanınan’ tapusunu elde etmek çok önemli ve gereklidir…
   Vakit daha da geç olmadan bu sorun çözülmelidir…
   Bugün basit bir vergi sistemini engellemeye çalışanlara da açık ve net bir şekilde gerçekler söylenmeli; olası bir çözüm sonrasında kuzeyde ‘rahat ve huzur içinde’ bir yaşam süremeyecekleri anlatılmalıdır…
   “Bende Rum malı yoktur” diyenlerin de, mahalledeki çoğunluğun değişmesi durumunda kendini nasıl güvende hissedeceğini düşünmesinde fayda vardır…
   Gerçekleri göremeyen ve gerekli kararları zamanında alamayan toplumların geleceği aydınlık olamaz…

YORUM EKLE
YORUMLAR
Arif Alodalı
Arif Alodalı - 4 yıl Önce

Bu yorumu Reşat bey in olurda maliye bakanı nı ağırladığında sormasını ve benim görüp ve başıma gelen olayı örnek göstermesini isterim yıl 2016 Ağustos ayında KKTC den emekli olup eşimin doğum yeri ve ailesinin orda yaşamasını fırsat bilip üniversite mezunu ve lise iki sevesindeki çocuklarımla gittim orda istedim ev kiralayım ben ve eşim orda ikamet etmediğinden paramız bir yılık peşin dememize rağmen kabul görmedik bizden bir yakının kefil olması istendi yaklaşık eşleriyle birlikte 20 kişi yetişkinin kefil olmaları için durumları el vermedi çünkü kendi işlerini yaptıklarından düzenli maaş ve vergi beyanları olmadığından yetersiz kaldılar uzun arayistan sonra el altından bir yabancıdan bulup korsan kiraladık bu meyanda ben bir İngiliz şirkette iş aldım çalışmaya başladım ay sonu bana maaş yatmadı sorduk bir bankadan hesap açmamı ve kart almamı söylediler ödeme yapabilmeleri için ben dedim eşimin kartı var ona yatırın cevap olmaz çünkü vergi kesintisinin benim gelirinden kesileceginden üç hafta bankada bekledim kaldığım yerin isbati için adıma bir kurumdan gelen mektup olması istendi kartı aldım kaydını yaptım iki aylık maaş aldım maaş pusulasında baktım vergi benden fazla kesildi sordum dediler asgarî ucretlilerin %20 asgari ücretin üstü para için %25 alındığından banada iki maaş bir seferde odenince yüksek ödedim yine ikinci işimde çalışırım baktım çalıştığım şef sinirli ne oldu diye sordum dediki kaba taslak normal şef gösterip ödemeyi atıyorum yıllık 40,000 stg goterdigini ancak Yeni beyanda aynı maaşla şeflik ruppesini yüksek bildirdi bundan dolayı arkadaşın vergi dilimi normalden atıyorum 4000stg yükseldi ben sordum neden böyle yaptı dediki arkadaş iş verenin böyle yapması onun vergi dilimini düşürüp çalışanın vergisinin arttığını öğrendim. Sorarım bizde bukadar asgarî ücretle çalışan aldığı maaş dan ne kadar vergi verir bu ülkeye neden iş verene durus olması ve çalışanlarını ruppeleriyle gostermesine durumunda kazancı olmaz bundan dolayı da KKTC burda vergi toplamaz toplayamaz çünkü ne durustun nede yalancının bir birinden farkı yok yalancida normal hayatına devam eder engel yok birde aklıma geldi bir yıl sonunda düzgün ödemeli gaz kullsnimimdan dolayı bana 15 liralık beleş kullanım yapıldı birde birinci işten ikinci ise geçerken tam günden yarım güne geçtiğinden dolayı yıl sonunda gelirim yıllık asgarî ücretin altında olmasından dolayı bana 220 stg iyade vergi verildi bizim ülkemiz niçin böyle düzenleme yapmaz sorasiniz

Op.Dr.İlkan Ertuğ
Op.Dr.İlkan Ertuğ - 4 yıl Önce

Açık ve Net yorum olmuştur.Ne demek istendiğini anlamamak için,beyinsiz olmak lâzımdır.İlgililer görev başına.

banner471

banner473