Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Hall Lute, dün her iki liderle ayrı ayrı görüşmelerde bulundu…
   Kıbrıs sorununun çözümünü amaçlayan müzakerelerin yeniden başlamasını öngören bu görüşmelerin nasıl bir sonuç vereceğini bilmiyoruz…
   Fakat; mevcut koşullarda iki toplumun birlikte yaşayacağı bir çözümün ‘mümkün olmadığı’ gayet açıktır…
   Bizim açımızdan üzücü olsa da gerçek durum aynen böyledir…
   Kıbrıslı Türklerin büyük bir çoğunluğu Kıbrıs sorununun artık çözülmesini; ülkede barış, huzur ve dostluğun egemen olmasını gönülden istiyor…
   Bizler de bunu destekliyoruz…
   Ne var ki; arada ciddi engeller var…
  En büyük engel ise Kıbrıslı Rum siyasilerin zihinlerindeki ‘tehlikeli arzuların’ devam etmesidir…
   Bunun adı; Kıbrıslı Türklerin etkisizleştirilmesi ve adanın Yunanistan’a ilhak edilmesi; yani ENOSİS’tir…
   Bir yandan Kıbrıs sorununun çözümü için müzakere istediğini söyleyen Sayın Anastasiadis’in, diğer yandan faşist, katil EOKA liderleri için yeni yeni heykeller yaptırması, ailelerine madalya dağıtılması hiç mi dikkatinizi çekmiyor?..
   Müzakerelerin devam ettiği bir dönemde, Rum okullarında ENOSİS kutlaması yapılmasına ilişkin Meclis kararından haberiniz yok mu?..
   Bunları geçelim…
   Her toplumda ırkçı görüşler olabilir diyorsunuz…
   Peki Anastasiadis’in partisinden milletvekili olan ve Avrupa Parlamentosu üyeliği için yarışan Eleni Stavru’ya ne diyorsunuz Bayan Lute?..
   Eleni’nin sosyal medya paylaşımını okudunuz mu?..
   Kıbrıs’ı kana bulayan faşist Grivas’ın heykeli önünde fotoğraf çekerek, altına ne yazdığını sizlere aktaran olmadıysa bu görevi bizim yapmamız gerekecek…
   “Yunanistan-Kıbrıs-ENOSİS” diyor bu bayan…
   Sizler de ‘Bağımsız federal Kıbrıs Cumhuriyeti’ için çaba harcıyorsunuz…
   Binlerce kilometre uzaklardan adamıza gelerek, liderleri ‘uzlaşı’ konusunda ikna etmeye çalışıyorsunuz…
   Başarmanızı çok isterdik Bayan Lute…
   Ama, sizden öncekilerden farklı bir durum olmayacak…
   Güneyde Eleni’ler çoğalıyor, ELAM terör örgütü güçleniyor…
   Böylesi bir durumda Amerikan Filosu’nu üzerimize gönderseniz dahi Türkiye’nin garantörlüğünü dışlayan bir çözüme Kıbrıslı Türklerden ‘evet’ yanıtı alamazsınız…
   İki toplumu yeni bir maceraya sürüklemek yerine, ilişkilerin geliştirilmesi yönünde çaba harcamak doğru olandır…
   Onlar kuzeye gelecek…
   Bizler güneye gideceğiz…
   Alış-veriş yapacağız…
   Irkçı yaklaşımlardan uzak, dostluk yanlısı Kıbrıslı Rum arkadaşlarımızla birlikte yemek yiyeceğiz…
   Futbol, basketbol, tenis maçları iyi olacak…
   Fakat; garantileri dışlayan, askersiz çözüm maceralarına sürüklenmeyeceğiz…
   Çözümsüzlüğün sorumlusu aranıyorsa; Kıbrıs Rum siyaseti ve siyasete yön veren kilisedir…
   Bir de Kıbrıslı Türklere ambargo uygulayan AB…
   Başka suçlu aramayalım…