Ne Corona için gerekli tedbirleri alabildik ne de açılım sürecini doğru yönetebildik. Gelen iki, üç uçakla turizmi döndürebileceğimizi zannettik. Turizm sektörü için artık çok geç, her şey bugünden çok daha kötü olacak.
KKTC’nin iki sektöründen birisi olan turizm için artık durum “Game over.” Yani turizm sektörü için oyun bitti, bu saatten sonra bir iki yıl turizmden bir şey beklemeyin en iyi ihtimalle.
Geriye ne kaldı yükseköğretim. Onun için de günler sayılı. Adada okuyan 40 bin öğrencinin 15-20 gün içinde adaya geri gelmesini bekliyoruz. Bu rakamın dışında ilk defa gelmesini beklediğimiz 10 bin civarında yeni öğrenci ve velileri var. Onların da aynı süreçte buraya gelmesi gerekiyor.
Bence çoğu gelemeyecek…
Ve birkaç hafta sonra turizm sektörü için söylediğimizi yükseköğretim sektörü için de söylemek zorunda kalacağız. Yükseköğretim için de aynı şeyi söyledikten takriben bir ay sonra da KKTC için oyunun sonuna gelinmiş olacak.
Lefke, Güzelyurt ilk batan yerler olacak. Umudunu öğrenciye bağlayan ve aylardır bu umutla yaşayanlar acı gerçekle yüzleşmeye başlayacaklar ve ardından gerisi çorap söküğü gibi gelecek.
Restoranlar, kafeteryalar, çarşıda iş yapan herkes. Sonra evini kiraya verip iki üç kuruş para ile geçimini sağlayanlar sendelemeye başlayacak. Özel yurt sahipleri için film zaten bitti. Hele de borca girip de yurt veya öğrenciye yönelik kiralık daire yapanlar.  Onlar için filmin daha acı sahneleri ilerleyen yıllarda ortaya çıkacak.
Peki, durum bu kadar kötü ve bir iki hafta sonrası için bu karamsar tabloyu çiziyorsak neye göre bunu yapıyoruz. Bu köşeyi işgal eden birisi olarak bizim de çıkıp bu soruya yanıt vermemiz kaçınılmazdır ama merak etmeyin biz üzerimize düşen görevi layığı ile yapmak için buradayız. O yüzden neye göre bu tahminleri yaptığımızı hemen yazalım. 
Birincisi: Pegasus başta olmak üzere pek çok şirketin artık dayanacak gücünün kalmaması…
İkincisi: KKTC Bankalar Birliği Başkanı’nın açıklamaları…
Üçüncüsü: Aldıkları kararları uygulamada dahi birbirinden habersiz olan bir hükümetin iş başında olması…

Zeki Ziya’ya küsmüşler…
Hükümetin, sefer sayıları konusunda yeniden sınırlamaya gitmesi sonrası hava yolu şirketleri günde 3 sefere mecbur bırakıldı. Pegasus KKTC, tüm bürolarını hizmete kapattı, kapılara da hem Türkçe hem de İngilizce bir not yazdı: “Yaşanacak mağduriyetlerin giderilebilmesi için yolcular; Başbakanlık, Sağlık Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı’na müracaat edebilir…” 
Bu kadar basit mi bu işler? Evet, basit. Çünkü artık kararlar aylık hatta haftalık değil günlük ve saatlik olarak alınıyor. Cuma gecesi bir karar alıp, Pazar günü yapılacak tüm uçuşları iptal edebiliyor ülkeyi yönetenler. Hal böyle olunca da Zeki Ziya da çıkıp kapısına “Biz kapattık, gidin derdinizi hükümete anlatın” demenin kibarcasını yazabiliyor. 
Yüzlerce yolcu geçen gün alınan kod kararından sonra mağdur oldu. Bir gece ansızın QR kodu istendi ve bu karar hemen uygulamaya konuldu. Ama elinde 2 gün öncesinden PRC testi olanların bu kodları yoktu. Sadece Adana –Ercan uçağında 27 kişi sırf bu yüzden uçuşunu gerçekleştiremedi, biletleri yandı.
Şimdi benzer bir uygulama uçuşların azaltılmasıyla yaşanıyor. Pek çok noktadan uçuşlar yapılmayacak. Söz konusu kararın 22 Ağustos’ta açıklanması ve 23 Ağustos’ta; yani 1 gün sonra yürürlüğe gireceğinin duyurulması, hem hava yolu şirketlerini hem de önceden bilet alan yolcuları çıkmaza soktu, şirketlerle yolcular karşı karşıya kaldı. Yaşananlar üzerine Pegasus KKTC, tüm bürolarını hizmete kapattı, kapılara da hem Türkçe hem de İngilizce bir not yazdı, kilit vurdu.
Pegasus KKTC Direktörü Zeki Ziya, kapıya astığı yazının, devletin yaptığı işlerin “gayrı resmiliğini” gösterdiğini ifade etti, “Ben muhatap değilim, kararı alan sorumluluğunu taşısın” dedi.
Bayındırlık Bakanlığı tarafından oluşturulan WhatsApp grubundan Pegasus KKTC temsilcisi Zeki Ziya çıkarılmış. Anlaşılan devlet kendisine küsmüş. Zeki Ziya da ona küsenlere küsmüş. 
İyi de o ona küsmüş bu buna küsmüş arada olan vatandaşa oluyor. Yaşanan mağduriyetlerden sonra kim hesap verecek? Uçak biletleri yanan insanların biletlerini kim tazmin edecek? 

MESAJLAR
İbrahim ÇAKIRDAĞ: Diyalog yayınları geri dönünce en çok mutlu olan siz olmuşsunuz. Sabahtan akşama kadar tüm yayınları kesintisiz izleyip notlar alıyormuşsunuz. Ah bir de telefon bağlantıları yapılıyor olabilse. 

Ahmet SAVAŞAN: Başbakanlıktaki toplantıya katılan uçak şirketlerinin yetkilileri sizin daha çok uçak kararı alacağınızı beklerken sayının azaltılması şokunu yaşamışlar. 

Zeki ZİYA: Dükkanın camına “kapattık” yazıp işe ara vermişsiniz. Valla fırsat bu fırsat deyip bence balıkçılık için gerekli prosedürü başlatabilirsiniz. Deniz bedava, balık bedava nasılsa. 

Kemal BAĞZIBAĞLI:  Valla vatandaş devletine küsebilir ama devlet vatandaşına küsemez. Devleti yönetenlerin öyle bir lüksü yok. Bu küskünlük işini bir yana bırakıp hemen bu sorunun çözümü için adım atmak gerekiyor. 

Tolga ATAKAN: İlgili Bakanlık sizin olduğu için bence artık bu saatten sonra duruma el koymanın vakti geldi de geçiyor bile. Bir an önce ipleri ele alın ve olması gerekenler konusunda hem kabineyi hem de diğer unsurları yönetin. 

Murat GEZİCİ: Kalan 50 günde 3 tane anket yapıp her iki pazartesi gününde bunları kamuoyu ile açıklayacakmışsınız. İlk anket önümüzdeki Pazartesi günü açıklanacakmış. 

İlkay ASLIM: Sen git Paris’e kadar Eyfel Kulesi’ni görmeden geri gel. Valla olacak iş değil sizinkisi de. Neyse artık bu sefer gittiğinizde belki görürsünüz Eyfel Kulesi’ni de. Ama bunun için biraz çalışmanız gerekecek. 

Orhan TOLUN: Anlaşılan bir kez daha sokağa çıkmanın zamanı geliyor. Çünkü uçuşların durması an meselesi. Pek çok yolcu da mağdur olmuş durumda. Zaten zar zor iş yapan acentelerin mağduriyeti hat safhadaymış. 

Hasan UZUN: Organik üretime devam ediyormuşsunuz. Bu sefer de üzüm, badem toplama zamanı sonrasında sucuk ve palüze yapımına start vermişsiniz. Kış gelmeden tüm hazırlıkları tamamlayacaksınız anlaşılan. 

Suphi ASİLTÜRK: Siyasete girdikten sonra artık bir saniye bile boş vaktiniz kalmamış. Bu iş böyledir, ne hafta sonunuz kalır ne gündüzünüz ne de geceniz kalır. Zamana karşı bir yarış içinde bulursunuz kendinizi. 

Ersin TATAR: Geçen hafta sonu poligonda hedefi tam isabet vurmuşsunuz. Valla bunca yıldır sizi tanırdım elinize ilk defa silah aldığınızı gördük. Hedefi de tam 12’den vurmak büyük marifet. 

Dr. Derviş EROĞLU: "UBP’nin Cumhurbaşkanı adayına destek vereceğinizi” söylemeniz bu konudaki dedikoduları keser mi bilmeyiz ama basın açıklamasının akşama kalması yeni bir tartışmayı başlattı bile.  

Tufan ERHÜRMAN: Seçimler için hazırlanan klipte gençler ile halk oyunları oynamanız gayet sempatik olmuş. Bu konuda ne kadar marifetli olduğunuzu zaten geçen defadan biliyorduk.