Taraflar yine New York’ta, konu ise yine biz “Kıbrıs Sorunu”. Türkiye, Yunanistan, İngiltere, Kıbrıslı Türkler ve Rumlar herkes Kıbrıs konusunu görüşmek üzere New York’a taşındı. En son görüşmeler Crans Montana’da 7 Temmuz 2017’de herhangi bir antlaşmaya varılmadan son bulmuştur. Şimdi ise Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, AB normları ve Birleşmiş Milletler (BM) kararlarının tüm Kıbrıslıların güvenliğini sağlayacağını, garantiler ve garantörlere ihtiyaç olmadığını iddia ederek görüşmelerin kaldığı yerden devamını istemektedir.
Nitekim Anastasiadis, BM güvenlik konseyi beş daimi üye ülke temsilcileriyle yemek yedi. Yemek sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamada BM’nin beş daimi üyesine “müzakerelere Crans Montana’da kaldığı yerden devam etmeye ve yeni bir diyaloğa başlamaya hazır olduğumuzu yineledim” şeklinde konuştu.
Yıllardır süren görüşmeler neticesiz kalırken, geçmişten günümüze tüm görüşme süreçleri detaylı bir şekilde incelenirse, Rum yönetiminin hep ufak ufak kazançlar elde ederek döndüklerini söylemek yerinde bir tespit olacaktır. Yine bu New York görüşmelerinde Crans Montana’da kalınan yerden devam etmesi ise böylesi bir kazanıma zemin hazırlayacaktır. 
Kıbrıs Sorununda güvenlik konusu önemli bir konu olarak dile getirilirken, bunu sadece iki toplum açısından ele almak sağlıklı bir yaklaşım olmayacaktır. Doğu Akdeniz de birçok yabancı askeri güçlerin yer aldığı bir dönemde güvenlik konusu hafife alınacak bir konu değildir. Özellikle Anastasiadis’in BM kararlarının tüm Kıbrıslıların güvenliğini sağlayacağını söylemesi, yaşanan onca olaydan sonra BM’nin kötü karnesine rağmen gerçekten düşündürücüdür.
BM milletler Kıbrıs’a 1964 yılında Kıbrıs Türkleri ile Kıbrıs Rumlar arasındaki çatışmaları engellemek ve ada üzerindeki düzenin normal şartlarda devam etmesini sağlamak amacıyla kurulmuş çok uluslu askerî birlik olarak adaya geldi. Ama EOKA’nın silahlı örgütlenmesini engellemediği gibi, 15 Temmuz 1974 Yunan darbesinde de tarafsız kalarak, bir anlamda darbecilere destek vermiştir. Tüm bunları görmezden gelip unutmamızı isteyen Anastasiadis, buna zemin hazırlamak için BM beş daimi ülkesi ile flört ediyor. Aynen istediğini yaptırmaya, dikkatleri üzerine çekmeye çalışan şımarık biri gibi…
Sonuç olarak Sayın Anastasiadis, Kıbrıs sorununda, hiç de sorun olmayan garantiler konusunu gündeme getirmek art niyetinizin bir göstergesidir. Siz garantiler konusunu gündeme getirmeden önce, iyice bir düşünün. Garanti antlaşması olmasaydı sen Sayın Nikos Anastasiadis, bugün başkan olamayacaktın! 
Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar.