Duyduk duymadık demeyin…
  Düşman sineklere karşı havadan, karadan ve denizden çıkarma hareketi başlamıştır…
  Gazanız şimdiden mübarek olsun…
  “Âmin” diyerek başlayalım…
  Dere yataklarını kimler kapadı?..
  Kapatanlara karşı neden önlem alınmadı?..
  Seçim öncesinde “Bizim iktidarımızda dere yataklarındaki tüm inşaatlar yıkılacaktır” diyerek oycuklarımızı kapanlar, iktidara geldiklerinde bunu neden yapmadı?..
  İktidara geldiklerinde üst düzeyde göreve getirilen partili militanlar, kişilerle uğraşmak yerine, ülke sorunlarıyla neden ilgilenmedi?..
  Neden onlara hiç kimse hesap sormadı?..
  “Beleşe denize” diyerek ve koltuk altına karpuz alarak beş yıldızlı otellerin plajlarını basanlar, halk plajlarının çevresinde yükselen insan dışkılarını, yemek atıklarını neden görmezden geldi?..
  Pikniğe çıkan insanlarımız, mangaldan kalanları, yemek atıklarını, kirli eşyalarını neden etrafa savurdu?..
  Yağışlardan sonra tarlalarda meydana gelen aşırı su birikimleri neden aylarca yok edilmedi; neden bu bölgeler ilaçlanmadı?..
  Lefkoşa Organize Sanayi Bölgesinin benzeri görülmemiş bir çöplüğe dönüştüğü aylarca, yıllarca gazete sayfalarında yer aldığı halde, ilgili belediye, sanayi ve çevre daireleri neden önlem almadı?..

Afiyetle yemeğe devam

  Hayvan üreticisi aylardan beri Diyalog TV Halk Meclisi programında baş edilemeyen hastalıklardan söz ediyor…
  Bazıları “Hastalıklı hayvanların ne etini, ne sütünü tüketmeyin” diye çağrı yapıyor…
  Buna karşın yıllardan beri neden önlem alınmıyor?..
  Hayvanlar neden iyileştirilmiyor, hasta olanlar neden imha edilmiyor?..
  Köylünün çaresizlik içinde mandırasından çıkardığı hayvanların su kuyularına atıldığı bilindiği halde buna neden göz yumuluyor?..
  Su kuyularının hayvan leşleriyle doldurulmasının ileriki yıllarda bu güzel ülkeye ne büyük zararlar vereceğini, ne büyük hastalıklarla boğuşacağımızı siyasiler neden görmezden geliyor?..
  Söyleyin güzel kardeşlerimiz…
  Lefkoşa’daki Onkoloji Hastanesi neden kapasite üzerinde çalışıyor?..
  Hemen her gün bu hastanede bir veya iki kişi hayatını kaybediyor…
  Nedenini merak eden yok mudur?
  Domateslerin, roka, maydanoz, molehiya, börülcenin üzerine limit aşırı ilaçlar atılıyor…
  Peki bunun önüne neden geçilmiyor?..
  Üreticiler neden eğitilmiyor?..
  İlaç satıcıları neden denetlenmiyor?..
  Düşman kuvvetler mi engelliyor bizleri?..
  Yoksa beceriksiz kadrolar mı?..
  Şimdi bir de Batı Nil savaşı çıkıverdi…
  İnsanlar kusma, yüksek ateş ve yüksek tansiyon şikayetiyle hastanelere akın ediyor…
  Bu nasıl bir virüs?..
  Nereden kaynaklanıyor?..
  Güneş altında tutulan plastik şişe suları mı hasta ediyor bizleri; çarşaf altında vücudumuzu kemiren sinekler mi?..
  Ağaç boyuna gelmiş otları Temmuz ayına kadar kesmeyen, etrafı ilaçlamayan belediyeler mi suçlu; yoksa onları denetleyemeyen, yaptırım yetkisi olmayan sözde Çevre Bakanlığı mı?..
  Kuzeyi teslim alan sinekleri ELAM mı gönderiyor?..
  Ne diyorsunuz?..
  Ölümler başladığına göre yeni bir harekâta ihtiyaç var…
  Tüm birlikler havadan, karadan ve denizden sinek harekâtına başlamıştır…
  Gazanız mübarek olsun…