Faşist, terörist ELAM’ın ilk kanlı eylemi 2010 yılının Aralık ayında Larnaka’da gerçekleşmişti...
Irkçılığa karşı ‘Rainbow’ adıyla düzenlenen müzikli festivale, gençliğini barışa ve kalıcı bir çözüme adamış olan yakın bir arkadaşımızın oğlu da katılmıştı…
Genç müzisyen Sertunç Akdoğu bu ülkede ırkçılığın son bulması için gitarını almış, Larnaka’ya gitmişti…
Konserin başlamasından kısa bir süre sonra yaklaşık 800 ELAM mensubu Rum polisinin herhangi bir engeline takılmadan meydana ulaşmıştı…
Sonrasında tahta ve demir sopalarla ‘ırkçılığın son bulmasını isteyenlere’ karşı saldırılar başladı…
Sertunç, gitarıyla birlikte olay yerini terk ettikten kısa bir süre sonra 3 kişinin bıçaklı saldırısına uğradı…
Kanlar içinde yere yığılan ve hayati tehlike yaşayan bu gencimiz yoldan geçen bir kişi tarafından Larnaka hastanesine kaldırıldı…
Burada bir haftaya yakın bir süre, belki daha fazla tedavi gören bu gencimizi Rum yetkililerden hiçbiri ziyaret edip, geçmiş olsun dileğinde bulunmadı…
Devrimci Hristofyas Cumhurbaşkanlığı makamında oturuyordu…
İki satırlık bir kınama mesajı da yayınlamadı…
KKTC’den ise cılız sesler çıktı…
O kadar…
Kıbrıs’ın geçmişinde yaşanan onca acıya rağmen bu tür olayların yeniden gündeme gelmesi karşısında KKTC’yi yönettiğini iddia edenlerin, tüm siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin ayağa kalkması, sert tepki göstermesi ve özellikle AB’yi etkileyecek girişimler yapması gerekirdi…
Ama olmadı…
Konuyu sık sık gazete sayfalarında irdelediğimiz zaman; kendini ‘çok ilerici’ gören bazı kesimler “Bunlar sayısı 100’ü geçmeyen serseridir” diyerek, meseleyi basite indirgemeye çalıştı…
ELAM bu sessizlik ve tepkisizlik yüzünden daha da cesaretlendi, daha çok eylem yapmaya başladı…
Trodos’ta, Limasol’da, Larnaka ana yolunda, her yerde Kıbrıslı Türklere saldırılar düzenledi…
Bir süre sonra siyasallaşarak Meclise 2 milletvekili gönderdi…
Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olan ELAM Başkanı Hristo Hristu 30 binden fazla oy aldı…
Demek ki bunlar ‘100 serseri’ değilmiş…
Bayrak yakma olayı
Bizler; iki toplumun daha çok temas etmesi, daha iyi ilişkiler kurabilmesi için daha çok kapının açılmasını isterken; bir baktık ki ELAM bu kez Ledra Palace kapısında bayrağımızı yakarak bizlere yeni bir mesaj gönderdi…
Rum polisinin ve Yunan Büyükelçiliğinin gözleri önünde gerçekleşen bu eylemde ELAM militanlarının elinde bir tane Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı yoktu…
Türkiye’ye ‘işgalci adamızdan çekil git’ diye bağırırken, bizlere o bayraklarla tarihi mesajlarını yeniden göndermiş oldu…
Bayrak yakma olayını, devletin yılda 150 milyon lira aktardığı KKTC’nin resmi yayın-haber kuruluşları görmedi…
Yapılanlarla ilgili haberler yapılmadı…
Ta ki; Cumartesi akşamı 18.45’te Diyalog TV ana haber bültenine kadar…
Diyalog; bayrak yakma olayının görüntülerini yayınladıktan sonra Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın, Birleşmiş Milletler’i arayıp, tepkimizi ortaya koyması memnuniyet vericidir…
Özersay’dan sonra CTP lideri Tufan Erhürman’ın, ardından Başbakan Tatar’ın, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın ve diğer siyasilerin tepkileri de memnuniyet vericidir…
Derdimiz düşmanlık değil
Sonuca gelelim ve Rumlara ciddi bir mesaj verelim…
Geçmişte yaşanan tüm acılara karşın; Kıbrıslı Türklerin tek derdi bu güzel ülkemizde her iki toplumun da güvenlik içinde yaşamasıdır…
Kan akıtılmasını, terör saldırılarının yaşanmasını istemiyoruz…
İki toplum arasındaki ilişkilerin gelişmesini ve kalıcı bir çözüme ulaşılmasını istiyoruz…
Bunda ne kadar ciddi olduğumuzu 2004 yılındaki referandumda göstermiştik…
Güvenlik kaygılarımızın giderilmesi halinde yeniden göstermeye hazırız…
O nedenle terör örgütlerine ‘dur’ denmelidir…
Toplumların sembollerine yönelik saldırılara son verilmeli, suçlular cezalandırılmalıdır…
Her fırsatta bizlere ‘Avrupa normlarından’ bahsedenlerin, diğer yandan ırkçı saldırıları organize etmeleri veya organize edenlere arka çıkmaları iki yüzlülükten başka bir şey değildir…
Kalıcı bir çözüm için öncelik can ve mal güvenliğini tehdit eden unsurları etkisizleştirmektir…
Bunun takipçisi olacağız…
