KKTC hükümeti 45 yıldan beri kapalı tutulan Maraş kentinin yeniden iskana açılabilmesi yönünde olumlu bir adım attı…
  İçimizde bazı çevreler; Bakanlar Kurulu kararını tam olarak incelemeden ve ‘tüm Kıbrıs için’ faydalarını iyice tahlil etmeden eleştiride bulunabilirler…
  Fakat; alınan karar son derece önemli ve yararlıdır…
  Ayrıca gecikmiş bir karardır…
  Annan Planı’nın referanduma sunulduğu 2004 yılından hemen sonra yapılması gerekenlerin, 15 yıl gibi uzun bir gecikmeden sonra yapılması gelecek açısından umut vericidir…
  KKTC hükümetinin ilk adımda bir envanter çalışmasının başlatılmasını kararlaştırmasında ‘kötü niyet’ aranamaz…
  Kararın içeriğinde ‘Kıbrıslı Rumların, yabancıların ve vakıfların mülkiyet haklarının korunacağı’ belirtiliyor…
  Yani Rum mülklerine el koyma veya bunları Türklere devretme gibi bir niyet belirtisi yoktur…
  Olmaması da gerekiyor…
  Böylesi bir düşünce, yıllardan beri kente dönüşü bekleyen Kıbrıslı Rumlar açısından da sevindiricidir…
  Envanter çalışmasının kısa sürede tamamlanması ve kenti eski sakinlerine KKTC Yönetimi altında dönüş çağrısı yapılmalıdır…
  Bu konuda ‘yargı engeli’ varsa, kaldırılması yönünde girişim yapılmalıdır…
  Tam 45 yıldan beri kapalı tutulan fare istilasındaki bu kenti kurtarmak ve ekonomiye kazandırmak bir insanlık görevidir…
  Maraş’ta 8 tane oteli bulunan Lordos ailesi ve onlarca Kıbrıslı Rum’un, Türk idaresi altında kente dönüş taleplerine olumlu yanıt verilmiş olunsaydı, Güvenlik Konseyi’nin engelleri de ortadan kalkmış olacaktı…
  Hiç olmazsa bundan sonraki süreçte aklın kullanılması ve fanatik duygulara kapılmadan kentin açılması ekonomik açıdan da umut vericidir…
  Yıkılan binaların ayağa kaldırılması için başlayacak inşaat sürecinde ve daha sonraki turizm faaliyetlerinde yüzlerce kişiye istihdam olanağı sağlanacağını görmezden gelemeyiz…
  Bir önceki koalisyon hükümeti ‘ideolojik farklılıklar’ nedeniyle böylesi önemli bir adımı atamazdı…
  Çözüm olması halinde kentin iadesini savunanlar, diğer yandan çözümden kaçan Rum tarafını kaç yıl daha bekleyeceğimizi söyleyemiyorlar…
  Sadece “Maraş’ın açılmasına karşıyız” diyerek kuru bir siyaset yapıyorlar…
  Kuru siyasetin bizlere kazandıracağı hiçbir şey yoktur…
  Bugüne kadar hiçbir şey kazandırmadığı gibi, çok şey kaybettirdi…
  Günün koşullarına göre hareket etmek ve manevra kabiliyetini kullanmak doğru olandır…
  Önümüzdeki günlerde bu tür olumlu kararların devamını bekliyoruz…
  Özellikle de Taşınmaz Mal Komisyonu’nu çalıştırmak için ‘Şerefiye Vergi Yasası’ Meclis’ten geçirilmelidir…
  Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türkiye aleyhindeki davaları etkisizleştirmek ve kuzeydeki Rum mülklerinin yasal sahibi olabilmek için Mal Tazmin Komisyonu mali yönden güçlendirilmelidir…
  Bunun takipçisi olacağız…