banner564

Geçmişi unutmadan

 Güzel bir ülkede yaşıyoruz...
 Yıllar öncesinde Kıbrıs’ın kuzeyi çok daha güzeldi...
 Ne var ki; bakımsızlık, ilgisizlik ve sorumsuzluklar yüzünden çevreye ağır tahribatlar verildi...
 Dağlar oyuldu, su kaynakları kurutuldu...
 Tarihi eserler bakımsız kaldı... 
 Özellikle su hikâyemiz, rekorlar kitabında yer alacak kadar önemlidir...
 Bundan 40 yıl öncesine kadar bu adanın her iki tarafında kesintisiz akan pınarlar vardı...
 Güneydekiler akmaya devam ediyor...
 Kuzeydekiler ise tümüyle kurumuş vaziyette...
 Konutların zemin katında ve çatılarında 40 yıl öncesine kadar su depoları yoktu...
 Adanın güneyinde su kesintisi yapılmadığı için hala konutların deposu yoktur...
 Kuzeyde ise çevreyi kirleten on binlerce depo vardır...
 Musluklardan akan sular 40 yıl öncesine kadar içilebilir kalitedeydi...
 Güneyde hala musluklardan akan suları içebiliyorsunuz...
 Kuzeydeki sular; bırakın içmeyi, kullanım açısından dahi sakıncalı hale geldi...
 Peki bu ülkenin kuzeyini bu hale getiren kimlerdir?..
 Dıştan gelenler mi yok etti tüm güzellikleri?..
 Yoksa ‘yönetme’ iddiasıyla ortaya çıkanlar mı?..
 Yeterli bilgi ve deneyimi olmayan insanların yönetim beceriksizliklerinin sonucu değil midir bugün yaşadıklarımız?..
 Dere yataklarına inşaat izinlerini kimler verdi?..
 Barajları bakımsız bırakan ve kurutan kimlerdir?..
 Tasarruf gerekçesiyle su dağıtımını nöbete bağlayan ve milli servetin kanserojen su depolarına akıtılmasını sağlayan, ayrıca çevreyi mahveden kimlerdir?..
 Uzaydan gelenler mi yaptı bunları?..
 Yoksa bizdeki büyük yöneticiler mi?..

Sorumluluk bize ait 

 Hazır bulduğumuz tüm güzellikleri bizler yok ettik...
 Elimize geçen fırsatları bizler değerlendiremedik...
 Pınarları bizler kuruttuk...
 Dere yataklarının üzerindeki binaların inşaat izinlerini bizler verdik...
 Barajların bakımını bizler yapmadık?..
 Yeni barajların yapılması için finansmanı Türkiye sağladığı halde, önemli projelerin hayata geçirilmesini ‘dozerlerin altına yatarak’ bizler engelledik...
 Beceri ve başarı karnemiz sıfırın altındadır... 
 Dağları ve denizleri aşarak adamıza getirilen Anamur suyunu hala tüm bölgelerimize ulaştıramadık...
 Her gün binlerce metreküp su denize dökülürken, insanlarımızın bir kısmını kuyu suyuna mahkum ettik…
 Şimdi suçlu mu arıyoruz?..
 Hepimiz suçluyuz...
 Başta yönetenler...  
 O yüzden tek derdimiz Nisan ayındaki seçimler olmasın…
 Ortada umut verici bir yenilik görebiliyor musunuz?..
 Göremiyorsanız; seçimlere değil ülkemizin doğru dürüst yönetilmesi için daha çok çaba harcayalım…
 Daha etkili girişimler yapalım… 
 İyi haftalar… 

YORUM EKLE

banner608

banner474