banner564

Geleceği düşünmeliyiz

   Adanın her iki tarafında adli suçlar patlamış vaziyette…

   Kuzeyde olduğu gibi güneyde cinayet olaylarındaki artış herkesi ürkütüyor…
   Kuzeyde uyuşturucu kullanımının ve ticaretinin artmasından yakınıyoruz…
   Güneyde uyuşturucunun en fazla Rum ordusunda kullanıldığı belirtiliyor…
   Kuzeyde rüşvet ve suiistimal olaylarını konuşuyor, ama bir türlü sonuca gidemiyoruz…
   Güneyde bazı siyasiler rüşvet yüzünden cezaevinde yatıyor…
   Kuzeyde bazı örgütler, Rum mülklerinin ‘yağmalanması’ veya ‘peşkeş çekilmesinden’ söz ediyor…
   Baf Belediye Başkanı Fedonos, Türk mülklerinin yağmalanmasını isim vererek, belgeleriyle açıklıyor…
   Kuzeyde hırsızlıkların artmasından yakınıyoruz…
   Güneyde her gün ortalama 145 evin açıldığı belirtiliyor…
   Kuzey ile güneyde ‘adli suçlar’ açısından uyum olduğunu görüyoruz…
   Ancak; iki tarafta farklılık yaratan başka şeyleri de görmezden gelemeyiz…
   Onlarda yerel yönetimler, bizdekilerden çok daha iyi çalışıyor…
   Onlarda çevre temizliği, bizleri kıskandıracak düzeyde…
   Onlarda tarihi eserlerin büyük bir kısmı koruma altında…
   Bizde çok sayıda tarihi eser yok olmak üzere…
   Onlarda yollar, parklar, oyun alanları çok gelişmiş, Avrupa düzeyinde…
   Bizde yollar çok kötü ve tehlikeli…
   Park yok, oyun alanı yok…
   Onlarda gıda denetimleri bizden çok daha ileri düzeyde…
   Onlarda veteriner kontrolünde kesim yapan 2 tane modern mezbaha var…
   Bizde çoğu kontrolsüz 68 adet mezbaha var…
   Onlarda uçak ve gemi ulaşımı bizdeki ulaşım olanaklarından 4-5 kat daha fazla…
   Onlarda kamu yönetimi, bizdekinden çok daha verimli…

Nisan’dan sonra ne olacak?

   Unutmayalım ki; bu adanın tüm toprağı 2004 yılından beri AB sınırları içindedir…
   Çözümsüzlük nedeniyle Yeşil Hat Tüzüğü’nün uygulanması, AB tarafından kayıt altına alınan gerçekleri değiştirmez…
   Bu şekilde bakıldığı zaman adanın bir gün ‘ama mutlaka’ birleşeceğini anlamak zor değildir…
   Rumlar 2003 yılında ‘Hayır’ oyu kullanmasaydı, ada 16 yıl önce birleşmiş olacaktı…
   Tarihi fırsatı yitiren onlar oldu…
   Şimdi, yeni bir denemenin daha yapılacağı görülüyor…
   Rum lideri Nikos Anastasiadis, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın ‘Guterres Çerçevesi’ne bağlı stratejik anlaşma önerisini reddetmiş olabilir…
   Ne var ki; Türkiye’deki yerel seçimlerden sonra yeni girişimlerin başlayacağı ve ‘Anavatan’ların garantileri ele alacağı yönünde ciddi işaretler vardır…
  Önemli olan KKTC’deki siyasilerin bunları görebilmesi ve daha da geç olmadan toplumu ‘olası gelişmelere’ karşı hazırlamasıdır…
  Tarım, turizm, eğitim alanlarında, çevre konusunda, gıda denetimleri ve gümrük uygulamaları gibi konularda yeni düzenlemelere gidilmesi ve güneydeki uygulamalarla yakınlaşmanın sağlanması mutlaka gereklidir…
   Kıbrıslı Türkler açısından olası bir anlaşmada en önemli konu Türkiye’nin garantörlüğüdür…
   Bunu korumak suretiyle, kalıcı bir çözüme varılırsa varılır…
   Varılmaması halinde dahi kuzeydeki yaşamın AB standartlarında olması mutlaka gereklidir…
   Niyet varsa yapabiliriz… 

YORUM EKLE

banner608

banner474