banner564

Geniş tabanlı bir eylem planı şart

Aralık 2019’da gündeme gelen, Ocak 2020 ile dünyaya yayılan ve Mart 2020’de adamıza gelen Coronavirüsü gündemimizi hala meşgul etmekte. 
Coronavirüs krizi yedinci ayını geride bırakırken, dünyanın çeşitli ülkelerinde kayıt altına alınan yeni tür Coronavirüs vaka sayılarının arttığı gözleniyor. Geçtiğimiz hafta itibarıyla dünya genelinde kaydedilen toplam Coronavirüs vaka sayısı, 17 milyonu aşmış durumda. Salgın patlak verdiğinden bu yana virüs nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı ise 680 bini aştı. Alınan tüm önlemlere rağmen dünyanın çeşitli ülkelerinde vaka sayısı artmaya devam ediyor.
Yaşadığımız coğrafyada da durum farklı değil. İlk vakanın görüldüğü 10 Mart 2020 tarihinden sonra herkesi evlerine kapattık. Dahası duran dış hat uçuşlarına paralel yurt içinde de ulaşım kısıtlamalarından sokağa çıkma yasaklarına kadar salgını önlemeye yönelik tedbirlere başvurduk.
Alınan sıkı tedbirler, Coronavirüs’ün coğrafyamızda görülmesini engelledi ancak virüsün görüldüğü yerlerde etkilenen sadece toplum sağlığı değildi. Salgından en fazla etkilenen ülkelerde vaka sayılarının artmasıyla birlikte sağlık sistemleri üzerinde büyük yük oluşmuş, sıhhi malzeme, ilaç ve tıbbi ekipman stoklarında sıkıntılar yaşanmıştı.
Coğrafyamızın ekonomik dengeleri özel üniversitelerin öğrenci sayıları ve turizmin lokomotifi kumarhanelere gelen turizmle direkt olarak ilintilidir. Adadan ayrılan öğrenciler ve duran turizm faaliyetleri, ekonomiyi durma noktasına getirmiştir. 
Durma noktasına gelen, hatta duran ekonomik çarkları yeniden döndürmek isteyen hükümet, normalleşme sürecine girdi. Ancak normalleşme sürecini başlatırken günü birlik kararlarla durumu idare etmeye çalışmaktadırlar. Bu gibi olağanüstü durum karşısında alınan kararlar sabahtan akşama değişebilmekte veya iptal edilebilmektedir.
41. hükümeti benzeri olmayan böylesi bir durum karşısında suçlayamam. Gelmiş geçmiş tüm hükümet edenler böylesi bir durum ile karşılaşmadıklarından, şimdiki hükümet yerinde kim olsaydı durum farklı olmayacaktı.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıklamasına göre; adamızdan 40 bin yükseköğrenim öğrencisi ayrılmıştır. Eylül ayı itibarı ile bu öğrencilerin adaya dönmelerini beklemekteyiz yoksa aksi halde daha ciddi ekonomik sıkıntıların yaşanacağı ortadadır.
Dış hatlarımıza bağlı günde dört uçak seferi ile altı yüz yolcuyu adamıza getiriyoruz. 40 bin öğrenciyi ne kadar sürede buraya getirebiliriz? Gelen yolculardan PCR testi istiyoruz, 40 bin öğrenciyi ne kadar sürede PCR testine tabi tutulabiliriz? 40 bin öğrenci içinden test sonucu pozitif çıkanları ne şekilde kontrol altına alabiliriz? Bunun planlaması yapıldı mı?
Ekonomiye tek bir yükseköğrenim penceresinden bakarken sadece öğrenci sayısına odaklı sorduğumuz soruların cevabı henüz yok, olabileceğini de sanmıyorum. Çünkü kendimize ait bir hava ulaşımımız yok, pandemi hastanesi yapacak bütçemiz yok, dahası geniş tabanlı ortak bir akıl yolu ile yürütülebilecek bir eylem planımız yok…
Gelinen noktada, alınan kararlar siyasi odaklı değil toplumun sağlığı yönünde olmalıdır. Bu nedenle bir an önce ekonomimizin lokomotif sektörleri için geniş tabanlı bir eylem planının oluşturulması elzemdir. Hiçbir hasta vakamız yokken evlere kapandık fakat şimdilerde otuza yaklaşan pozitif vaka sayımızla ne yapacağımızı bilemez durumdayız. Geniş tabanlı kesimlerin katılımı ile oluşturulacak acil eylem planı şart.
Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar.

YORUM EKLE

banner471

banner473