banner564

Gerçek özgüven

 ‘Özgüven, diğerlerinden üstün olduğunu düşünmek değildir. Kendini diğerleriyle kıyaslamaktan özgürleşmektir’. Metin Hara’nın Dem kitabından alıntı olan bu iki cümlenin hepimizin 

derinlemesine anlaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü gözlerimiz ve aklımız, kendimizden ve kendi yolumuzdan başka her yerde. Hırslarımız bile dışarıda gördüklerimize göre şekilleniyor. 
Öncelikle çoğumuzun bu davranış biçimiyle yaşadığını kabullenerek işe başlayalım. Diğer 
insanların ne yaptıklarına ayırdığımız zaman dilimini kendi hayatımız kendi yolumuz için emeğe dönüştürebilirsek, her birimiz kendi yaşam amacı doğrultusunda daha huzurlu daha sağlıklı 
düşünebilen bireyler olabileceğiz. Ya yapay bir özgüven inancına giriyoruz ya da başkalarının 
hayatlarını gözetlerken kompleks illüzyonuna yenik düşüyoruz. 
  İçinde bulunduğumuz sistem birbirimizden ayrı olduğumuz ve hayatta kalmak için birbirimizle yarışmamız gerektiği bilincini beslemektedir. Bu bilinci ve ayrışmayı pekiştiren en güçlü araçlardan biri hepimizin de bildiği gibi sosyal medyadır. İnsanların sosyal medyada başkalarının hayatlarını inceleyerek geçirdiği veya sosyal medya dışında başka insanların ne yaptığıyla ilgilendiği her an, zihninin kirlenmesine, kendinden daha da uzaklaşmasına; dolayısıyla özgüvensizleşmesine sebep olmaktadır. Bu noktada farkındalık çok önemlidir. Çünkü farkında olursak, içinde bulunduğumuz birbirimizi birbirinden ayırma bilincini besleyen bu sisteme rağmen, her şeyi kendi lehimize 
çevirmeyi başarabiliriz. 
 Bir insan gerçek özgüvene ulaştığında, iç huzura da ulaşmış demektir. Çünkü o sadece kendi olur. Hırsları yoktur, hayalleri vardır. Dışarıdaki insanların hayatlarıyla olup bitene ayıracağı vakti 
hayallerini gerçekleştirmeye, kendini geliştirmeye ve üretmeye ayırır. Kendisini dışarıya 
kanıtlamakla ve başkalarının onayını almakla vakit kaybetmez. Kendi doğrularını oluşturur ve 
üretir. Kendi gerçekliğini yaşamaya başladığı anda başarılı olmaya başlar, çünkü mesajları 
gerçektir. Ne kendisini bir pozisyona getirmek için savaşır, ne başkalarını ezer, ne de kendini 
başkalarına kanıtlamak için savaşır. Onun içsel barışı gerçektir. Konuştuğu zaman ağzından çıkan cümleler anlamlıdır. Kendi gerçek özgüvenine uyanmış olduğundan, yarattığı ve ürettiği fikirler onu başarıya götürür. 
  Hyman G. Rickover’in çok beğendiğim bu sözüyle bu yazıyı bitirmek istiyorum. ‘Büyük beyinler fikirleri, orta beyinler olayları, küçük beyinler kişileri konuşur.’ Ben herkesin büyük beyinlere 
dönüşebileceği inancındayım ve büyük beyinlere dönüşmenin gerçek özgüveni bulmakla doğru orantılı olabileceğini düşünmekteyim. Biraz emek, doğru eğitim, değişim ve gelişimle her birimizin büyük beyinlere dönüşüp, gerçek özgüvenimizi keşfedip insanlarla değil fikirlerle ilgilenmeyi 
seçeceğimize inanıyorum. 

YORUM EKLE

banner471

banner474