banner564

Gerçekler gizlenemez

  Rumların ve Yunanlıların, Türkiye ve KKTC aleyhindeki propaganda faaliyetleri oldukça etkilidir...

  Büyük ölçüde yalana dayalı bu faaliyetler sayesinde, birçok ülkeyi kendi yanlarına çekmeyi başarabiliyorlar...
  Kendi insanlarını dahi yalanlarla aldatarak, Türk düşmanlığını sürekli körüklüyorlar...
  Çocuklarına ve torunlarına, adadaki çatışmaların 1963’te başladığını asla anlatmıyorlar...
  Anlatanların sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdır...
  Birleşmiş Milletler Barış Gücü askerlerinin neden 1964’ten beri adada görev yaptığını soranlara ise, hiç çekinmeden ve utanmadan “Türk saldırılarını önlemek için gelmişlerdi” diyorlar...
  Bu yazdıklarımızın doğruluğunu anlamak için, Rum Başpiskoposu Hrisostomos’un daha iki gün önce yapmış olduğu açıklamayı okumak yeterlidir...
  Kendisine “Toplumlar arası çatışmalar hakkında ne düşünüyorsunuz?” diye sorulduğu zaman müthiş bir pişkinlikle “Bu ülkede toplumlar arası çatışma olmadı ki” yanıtını veriyor...
  Peki olanlar neydi?..
  “Türkler silahlı saldırıya geçince biz de kendimizi savunmak zorunda kaldık” diyor...
  Onlarca masum Kıbrıslı Türk’ün Aralık 1963’ten itibaren, EOKA teröristleri tarafından öldürülmesinin 52’nci yılında bunları söylüyor...
  Kanlı Noel’i unutturmaya çalışıyor...
  Rum gençlerine, hatta çocuklara, Kıbrıs’ın tarihini 180 derece çarpıtarak anlatıyor...
  Doğal olarak beyinleri yıkanmış Rum çocukları da Türk düşmanı olarak yetişiyor...
  Cennetten bir parça olan şu güzel ülkede insanların neden barış içinde yaşayamadığını ve neden ayrıldığını, neden yüzlerce insanın hayatını kaybettiğini, neden on binlerce kişinin göçmen durumuna düşürüldüğünü anlatırken, tüm güçleriyle Türkiye’ye saldırıyorlar...
  “Türkiye kan akıtarak burasını işgal etti” diyorlar...
  Yazık ve günah değil mi?
  Bu kadar yalan, bu kadar sahte bir propaganda ile bu güzel ülkeyi bir barış ve refah ülkesi yapmak gerçekten çok zordur...

Eğitim Komisyonu iş yapamadı

  Müzakerelerin hızla ilerlediğini ve Mart ayında referandum yapılabileceğini söyleyenler; Rumların bu sahte propagandasını hiç mi görmüyor, ya da söylenenlere hiç mi dikkat etmiyorlar?..
  Bir din adamının, kanlı saldırıların 52’nci yılında “Türkler silahlarla saldırınca biz de kendimizi savunmak zorunda kaldık” demesi karşısında hiç mi rahatsızlık duymuyorlar?..
  Annan Planı’na ‘Hayır’ kampanyasını yürüten eski Rum lideri Tassos Papadopulos da “Biz tek bir Türkü öldürmedik” demişti...
  Şimdi Başpapaz “Onlar saldırdı” diyor...
  Halbuki; 1960’lı yıllarda Kıbrıslı Türklerin saldırı araçları yoktu...
  Silahsız bir toplumun üzerine otomatik tüfeklerle yürüyen onlardı...
  Bilinen bu gerçeklere karşın bizler Kıbrıs sorununun çözümüne büyük destek veriyoruz...
  Artık silahların konuşmayacağı, saldırıların yaşanmayacağı, herkesin eşit bir şekilde yaşayacağı federal bir devletin kurulmasını istiyoruz...
  Ancak bunun için öncelikle ‘zihinlerin değişmesi gerektiğini’ ısrarla vurguluyoruz...
  Rum okullarında Türk düşmanlığını körükleyen derslerin müfredattan kaldırılması için sürekli uyarılar yapıyoruz...
  Ne var ki; bugüne kadar en ufak bir harekette bulunmadılar...
  Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın önerisi üzerine, Rum lideri Nikos Anastasiadis ‘Eğitim Komisyonu’ kurulmasına itiraz etmemişti...
  Aradan haftalar geçtiği halde bu konuda henüz bir gelişme olmadı...
  Tıpkı cep telefonları ve adanın tümünde geçerli araç sigortası konusunda olduğu gibi...
  Anastasiadis bir taraftan bizlere olumlu karşılık vererek gönlümüzü almaya çalışıyor, diğer yandan sorunun çözülmesi için karar almaktan uzak duruyor...

Barışa giden yol

  Bunları gördükçe, kalıcı bir çözüm konusunda umutlanmak ve halkımızı yanıltmak istemiyoruz...
  Kıbrıs sorununu çözmesi için görevlendirilen Sayın Akıncı’nın da, Rumların şoven tavırlarından memnun olmadığını biliyoruz...
  Ne var ki; bundan sonraki süreçte Rum liderine ‘Güven Yaratıcı Önlemler’ konusunda açık ve net mesajlar vermesini istiyoruz...
  “Sayın Anastasiadis gerçekten çözüm istiyor musunuz?.. Gerçekten bu ülkede Türk ve Rum halkının barış içinde yaşamasından yana mısınız?.. Bunca yıl yaşanan acılara artık son verilmesi için sorumluluk üstlenmeye hazır mısınız?..”
  Yanıt “evet” ise...
  Birlikte Rum okulları ziyaret edilmeli ve genç beyinlere Türk düşmanlığı aşılayan kitaplar toplanmalıdır...
  Anastasiadis bunu yapabilirse “Çözüm hemen şimdi’ sloganını ayakta alkışlamaya hazırız... 

YORUM EKLE

banner608

banner474