İş adamı Vakkas Altınbaş’a dün bir ziyaret gerçekleştirdik ve son günlerde ailesini ve kendisi hakkında ortaya dökülen iddiaları bizzat ağzından dinledik.
Öncelikle yargı süreci devam ettiği için biz davanın “içerik” kısmına hiç girmeyeceğiz. Bazı medya kuruluşları ve kişiler girmişte olsa bizim yargıya olan saygımızdan ötürü bu konuda yorum yapmayı dava sonucuna bırakacağız.
Ancak son dönemde özellikle sosyal medyada gelişen linç kültürüne karşın birilerinde bir şeyler yapması gerektiği inancını taşıyoruz. Hele de bu kişiler Altınbaş ailesi olunca durum daha da önemli hale geliyor.
Ticari hayatlarındaki başarıları bir yana kişi ve aile olarak bugüne kadar katkı koydukları sosyal sorumluluk projeleri ile de kendilerinden hep söz ettirdiler.
Daha öncede yazmıştım, birkaç kez birlikte de bu sosyal sorumluluk projelerinde Vakkas Altınbaş bizzat dâhil olup elinden gelen katkıyı koymasını bilmişti.
Bankası, Petrol istasyonları, kuyumculuk gibi faaliyet alanları ile yüzlerce kişiye ekmek kapısı oldu Altınbaş’lar. Kim dara düştü ise yardım elini uzattı, şimdi bir olay karşısında yazılanlar çizilenleri görünce insan üzülüyor elbette.
Dün görüştüğümüz Vakkas Altınbaş yaşananların yargı sürecinde ortaya çıkağını düşünüyor ve bu konuda hiçbir şüphesi olmadığını da rahatlıkla ifade ediyor.
“Gerçekler ortaya çıkacak. Biz sadece KKTC’de değil başta Türkiye olmak üzere birçok ülkede iş yapıyoruz ve her işimiz hukuk kuralları çevresinde” diyor ve yaşananlardan dolayı duyduğu üzüntüyü dile getiriyor ama yargıya olan güvenini de eksik olmadığını ifade ediyor.
Mahkeme sonrasında bir basın toplantısı düşündüğünü ifade eden Vakkas Altınbaş “Biz bu ülkeden kopmadık, kaçmadım, her şeyimiz burada. Verilemeyecek hiçbir hesabımız yok” diyor.
Dediğimiz gibi yaşananlardan dolayı üzgünde olsa Vakkas Altınbaş gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkacağından emin gözüküyor.
MESAJLAR
Mustafa AKINCI: Sonunda sizde ağzınızı açtınız ve size karşı yapılan açıklamalara karşılık verdiniz. Bundan sonra demek ki bu atışmalar artarak devam edecek, hadi hayırlısı.
Orhan TOLUN: Kıbrıs Türk Turizm ve Seyahat Acenteleri Birliği Başkanlığına bir kez daha getirilmenizden ötürü sizi ve ekibinizi yürekten kutluyoruz. Çok zor bir dönemde tecrübelerinizi konuşturacağınıza inanıyoruz.
Abdullah AKTOLGALI: Çevre Koruma Dairesi Müdürü olarak Geçitkale’de yanan ve iki gündür vatandaşı zehirleyen çöp yangını ile ilgili olarak bir şeyler yapmayı düşünüyor musunuz?
Asım VEHBİ: YÖK’ün sınava giren öğrencilerle yapmış olduğu bir anket vardı geçtiğimiz yıl. Üzerinden bir yıl geçti. Sizce doğru teşhisi koyup doğru çalışmaları yapabildik mi?
Serhat ÖZÇELİK: Ercan Havalimanı’nda Kıbrıslı resim sanatçısı Feridun Işıman’ın resim sergisi gerçekten çok hoş ve güzel olmuş. Hem yolcuların güzel bir sergi görmesini hem de kendi sanatçılarımızın eserlerinin sergilenmesi çok güzel bir davranış.
Hüseyin OSKAR: Geçen yıl yaşadığınız felaketin bir daha olmaması adına bu yıl bölgeden geçen dere yatağının ıslahı için devletten yardım almadan kendi başınıza mücadele başlatmışsınız. Allah kolaylıklar versin.
Yalçın KOÇYİĞİT: Geçenlerde gittiğiniz bir medya kuruluşunun kapısını kırdığınız yönde şikâyetler var. İlgili medya kuruluşunun sahibi kırılan kapının faturasını size gönderecekmiş.
Mengü KONT: Yıllardır birlikte yürüdüğünüz bir ağabeyiniz politikada kulvar değiştirmiş. Şimdi tüm gözler sizin üzerinizde, bakalım siz de kulvar değiştirecek misiniz?
Ferdi Sabit SOYER: Valla bir yaşımıza daha girdik. “Denktaş'a Cumhurbaşkanı adayı olmasın diye şantaj yapılıyor” iddianızı duyduktan sonra diyecek söz bulamadık.
Serhat AKPINAR: Dünyada bir ilk ve tek belgesel, 25 önemli isimle, 25 tarihi mekânda, 25 yıl sonrasını konuşmak hayli ilginç olsa gerek. Ben en çokta siyaseti merak ediyorum 25 yıl sonra KKTC’de ne konuşulacak diye.
Fırat ATASER: Alsancak’ta bir sanat okulunun açılması için çağrıda bulunmuşsunuz ve bu konuda üstünüze düşeni yapmaya hazır olduğunuzu da kamuoyuna beyan etmişsiniz.
Vakkas ALTINBAŞ: Mahkeme süresince konuşmayıp, mahkemeden sonra büyük bir basın toplantısı ile bazı önemli şeyleri açıklayacakmışsınız. Bakalım o toplantıda neler neler açıklayacaksınız.
Ayşegül BAYBARS: Valla bizde güzel şeyler yazmayı arzu ediyoruz. Ama eldeki malzeme neyse o, iyi malzeme gelirse iyi kötü gelirse kötü çıkıyor. Gelen malzeme ile ilgili her şey yani.
