banner564

Gerçekleri konuşma zamanı

   Liderler bugün New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres’le bir araya geliyor…
   Kuşkusuz bu organizasyon ‘çözüm anlaşmasını imzalama’ buluşması değildir…
   Ana hedef müzakerelerin yeniden başlaması için ortak zemin bulmaktır…
   Böylesi bir süreçte bizim tarafta bazı kesimlerin ön yargılı bir şekilde olumsuz mesajlar vermesi doğru değildir…
   Yeni bir sloganın arkasına saklanarak, çözümsüzlüğün sonsuza dek süreceği hayaliyle tanınmadan söz etmek de doğru değildir…
   Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın 2002 yılından beri Kıbrıs konusundaki mesajlarına bakılması halinde, ana hedefin adada kalıcı bir çözüm olduğunu anlayabiliriz…
   Kıbrıslı Rumların geçmiş müzakere süreçlerinde uzlaşmazlık içinde olmaları veya Anastasiadis’in Crans Montana’da masayı terk etmesi, tüm kapıların kapanacağı anlamına gelmiyor…
   Onlar kendilerine göre haklı olduklarını savunacaklar, bizler de kendi haklarımızı savunacağız…
   Sonuçta ortak bir noktada buluşmaktan başka bir çare yoktur…
   Küçük bir ülkenin sonsuza dek bu şekilde bölünmüş kalacağını; bir taraftaki insanların AB hukuku çerçevesinde yaşayacağı; diğer taraftakilerin de belirsizlik ve yasa dışılık kurallarına göre yönetileceği bir düzene izin verileceğini düşünmek aşırı saflık olur…

Bizler ne istiyoruz?..
 
   Burada önemli olan ne istediğimizi, hangi konularda haklı olduğumuzu ve müzakere sürecindeki ‘taleplerimizin’ ne olacağını doğru bir şekilde tespit etmeliyiz…
   Bir de uygulamalara bakmalıyız…
   Sınır kapılarının açılması sonrasında 130 bin dolayında Kıbrıslı Türk’ün ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ kimlik kartı almasını sadece “1960’tan kalma bir hak” olarak gösterdiğimizde, dünyanın bize destek vereceğini mi hayal ediyoruz?..
   Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kimlik kartını ve pasaportunu alacaksınız ama Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federal bir devlete dönüşmesi fikri ortaya atıldığında buna peşin hükümle ‘olamaz’ diyeceksiniz…
  Bunu kim söylüyor biliyor musunuz?..
   Siyasilerimizden daha çok her sıkıntılı anda çözümü diğer tarafta arayan bazı sözde milliyetçilerimiz söylüyor…
   Öyleyse; gerçekleri görme ve geleceğimizi garanti altına alacak bir formül çerçevesinde çözüme ulaşmalıyız…
   Bunu başarabilmek için karşı tarafın da artık bir noktaya gelmesi kaçınılmazdır…
   Büyük güçler onlara bazı ciddi uyarılarda bulunmalı ve AB içerisinde çok farklı toplumların nasıl bir arada ve karşılıklı saygı içinde yaşadıklarını anlatmalıdır…
   Kalıcı bir çözümün, her iki toplum için de ‘altın fırsat’ olacağını anlayanların sayısı, anlamayanlardan kat kat fazla olursa başarı kendiliğinden gelir…
   İyi haftalar… 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 3 yıl Önce

Sayın Cumhur Reisimiz KKTC bir gün tanınacaktır diyor ve de Egemen eşit ayrı bir Devlet istiyoruz diyor , Gerçekçi olalım Güzelim Ülkemizin bugün getirmiş olduğumuz tutacak sağlam bir yeri kalmayan KKTC de insanlarımız her geçen gün Fakirleşip yoksullaşmaya devam ediyor, kendi kendimizi Yönetemediğimiz verilen yardımlarla ancak ayakta durmaya çalışan Ulkemiz ile kimse ne tanımak ve ne de birleşmek ister !
Gerçekçi olalım Dünyada Egemen ve eşit bir Devlet olarak ancak ve ancak Gagarus Cumhuriyeti ile eşit olabiliriz !!!

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 3 yıl Önce

Kırk yıldır Yöneticilerimizden hep duyuyoruz
KKTC bir Singapur olacak ! Hong Kong olacağız! , Gibraltar olacağız, Monako olacağız ! Ne olacaksak bir an evvel olalım yoksa KKTC deki bu gidişle hiçbir yere varamayıp hiç bir şey de olamayacağız. !!!

banner608

banner473