Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayanlar iki olay karşısında ikiye bölündü…
Birincisi ‘sonradan vatandaş olan’ bir turist taşıyıcısının Karpaz’daki Apostolos Andreas Manastırına giderek, papaz Zaharias’ın yanında Kelime-i Şahadet getirmesi…
Bunu bir güzel videoya da kaydedip, paylaşım yaptı…
Amacı neydi?..
Tahmin etmek zor değildir…
O’nun amacından ziyade, amacı olanların ‘istediğini’ yaptı…
Yeni kendisine verilen görevi yaptı…
Toplumun bir kesiminden tepki gördü…
Bir kesim ise ona alkış tuttu…
Pile yolu meselesi
Gelelim ikinci meseleye…
Apostolos Andreas olayından bir gün sonra Pile yolunun açılması gündeme geldi…
Yarım asırdır kapalı olan bir yolun tam da bu dönemde gündeme gelmesi dikkat çekici değil midir?..
Burada yine ‘ikiye bölünme’ oldu…
Kıbrıs’ta yaşayanların bir bölümü, Barış Gücü araçlarının, dozerci tarafından geri püskürtülmesine alkış tuttu…
Bir kısmı bu gerilimin fayda getirmeyeceğini ifade etti…
Barış Gücü’nün adadan gitmesini isteyenlerin ekmeğine bal sürdü bu durum…
Seslerini yükseltiverdiler:
“Defolup gitsinler, istemiyoruz…”
Neden?..
Çünkü onlar 1963-74 döneminde Kıbrıslı Türklere yönelik kanlı saldırıları görmezden geldi, seyirci kaldı…
Bir de Srebrenitsa katliamı…
Birleşmiş Milletler Barış Gücü, bu katliam sırasında da seyirci kaldı…
Bunlar inkar edilemez gerçekler…
Fakat; aynı barış Gücü 20 Temmuz 1974 ve 14 Ağustos 1974’te de seyirci kaldı…
Türkiye’nin askeri çıkarması karşısında hiçbir şey yapamadı…
Tek yanlı değerlendirme yalnızlaştırır
Pile yoluna gelince…
Orada yaşayan kaç Kıbrıslı Türk vardır?..
Kaç tanesi kuzeye geçiş yapıyor?..
Bir ona bakmalı, bir de diğer kapılara…
Mesela Metehan’a…
Burası son zamanlarda ‘işkence kapısına’ dönüştü…
Kuzeye geçen Rumlar; KKTC ekonomisine milyonlarca Euro’luk katkı sağladığı halde Türk sınır kapısındaki muhaceret işlemleri kolaylaştırılmadı…
Bir kontrol noktası daha açılamadı…
Ayrıca; Lefkoşa’da ‘Mağusa Kapısı’ vardır…
Burası neden açılmıyor?..
KKTC’nin lideri neden bu konuları Rum lideriyle doğrudan ele almıyor?..
Pirgo’da yaşayan Rumlar uzun yıllar, Lefkoşa’nın Rum kesiminde 3-4 saatlik yolculuk sonrasında ulaşabilmişti…
Yeşilırmak kapısının açılması sonrasında kısmen rahatladılar…
Burada ‘uzlaşı kültürü’ kazandı…
Ve her iki toplumun da ihtiyacı ‘kavga veya gerilim’ değil, uzlaşıdır…
Daha çok kapı açılmalı, ilişkiler geliştirilmeli ve kalıcı bir anlaşmanın yolu bulunmalıdır…
Pile yolunu düşünürken; buradaki Türklerin Rum elektrik kurumundan bedava elektrik almaya devam ettiğini unutmamalı…
Ayrıca Girne Belediyesi’nin ‘atık su projesi’ için Birleşmiş Milletler Kalkınma Ofisi’nden 20 milyon lira beklediğini de unutmamalı…
İyi Pazarlar…
Yüce Yöneticilerimiz ,’ Maraş açılımı gibi Pile açılımını da maalesef yüzlerine gözlerine bulaştırmış durumdalar ! BM dışında tek taraflı ne Maraş açılımı ve ne de Pile açılımının mümkün olmadığını bizden başka bilmeyen mi kaldı ? Tek taraflı Maraş açilabilseydi Türk askerinin kontrolündeki Maraş’ı Anavatan Türkiye 40 yıl önce niye açmadı acaba ?! plansız ve Programsız Uluslararası Camiayı karşısına alarak KKTCnin yapmış olduğu her hamle maalesef Kıbrıslı Türklerin aleyhine sonuçlanmıştır, AB , BM, ABD ve İngiltere’nin devamlı kınamalarına mağruz kalan Kıbrıslı Türkler daha da fakirleşip yoksullaşıp yalnızlaşmaktadırlar ! Çok geç olmadan içine düştüğümüz çıkmaz yodan bir an evvel kurtulamaz isek Yöneticilerimizin izinde KKTC ile duvara toplayacağımız kesindir ?
Perşembenin Geleceği Çarşambadan Bellidir ?