banner564

Gerilim ve çatışma yerine uzlaşı kültürü

  Siyasiler, medya mensupları, örgüt liderleri, üst kademe yöneticileri ‘sorumluluk üstlenen’ insanlardır...
  Tümünün, mensubu olduğu kesimlere, devlete ve halka karşı sorumlulukları vardır...
  Sabah televizyonu açtığınız zaman karşınızda yalana dayalı, temelsiz, kışkırtıcı ve nefret uyandırıcı bir yayın görmek ister misiniz?..
   Veya birinci sayfasında kanlı insan görüntüleri yayınlayan bir gazete…
  Bu tür yayınları görmek istemezseniz bunun önlemini siz alacaksınız...
   Siyasilere gelince…
  Halk size güvenerek oy vermiş ve parlamentoya göndermişse; atacağınız her adıma dikkat edeceksiniz...
  Kürsüye çıktığınız zaman ağzınızdan çıkacak her sözü ölçüp, tartacaksınız...
  Yolda karşılaştığınız birileri canınızı sıkmış olabilir...
  Bir gazetede veya TV’de şahsınızın veya partinizin hoşuna gitmeyecek iddialar yayınlanmış olabilir...
  Buna karşılık vermek isterseniz, önce yayın yapan kurumu dikkate alacak; haberde yanlışlar veya eksikler varsa düzeltme talebinde bulunacaksınız...
  Bunu yapmazsa hakkınızı aramak için yargıya başvuracaksınız...
  Bir devlete ve onun kurumlarına inanmıyorsanız; o devletin seçimlerine katılmayacak, hele milletvekili veya bakan olmayacaksınız...
  O devletin kurumlarında yöneticilik talep etmeyecek, haksız bir şekilde maaşını almayacaksınız...
  Daha çok güvendiğiniz yerler varsa oralardan iş isteyeceksiniz...
  İnanmadığınız bir devletin seçimlerine katılarak ve seçim sürecinde bu duyguları gizleyerek seçilmeniz halinde, devletin saygınlığına gölge düşürdüğünüz veya hakarete yöneldiğiniz veya dost olmayan başka ülke yetkilileriyle işbirliğine girdiğiniz takdirde; bileceksiniz ki gün gele birileri yakanıza yapışacak ve sizden bunların hesabını soracak...
  Bunları artık daha sağlıklı bir şekilde tartışmalı ve doğru yolu bulmalıyız...
  Ayrıca toplumun hassas değerlerine saldırının kabul edilemeyeceğini, sabrın da bir sonu olduğunu bileceksiniz...
  Son zamanlarda siyaset kurumlarının ciddi sıkıntılar yaşadığını görebiliyoruz…
  Artan sorunlar karşısında çare üretmek yerine; kendi iç çekişmeleriyle uğraşıyorlar…
   Anlaşılır gibi değildir…
   Küçücük bir ülkede sürekli liderlik yarışı vardır…
   Ve bu yarışın faturasını halk ödüyor…
   Gittikçe artan yolsuzluk ve hırsızlık olaylarının temelinde işte siyasetin yarattığı boşlukların olduğunu görebiliyoruz…
   Geç de olsa bunun fark edilmesi ve yeni bir toparlanma sürecine girişmesi şarttır…
   İsterlerse bunu yapabilirler… 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Turkish Power
Turkish Power - 8 ay Önce

Guc hegomonya rant kaostan beslenir uzlasi olursa sivil askeri diktatorlere ihtiyac kalmaz

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 8 ay Önce

Barış Barış ve Barış

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 8 ay Önce

KKTCyi maalesef YÖNETEMİYORUZ !!

Turkish powet
Turkish powet - 8 ay Önce

Hasan bey african stream kanalini izleyip kendunize mi geliyorsunuz

Hasan Nurt
Hasan Nurt - 8 ay Önce

KKTCyi Yönetemeyen Yöneticilerimiz Neden Singapur’a Malta’ya Güney Kıbrıs’a gidip de Bir Ülke nasıl Yönetiliyor Dersi almıyorlar acaba ?
Küçücük Ülkemizi kırk yıldır Kötü siyaset neticesi Yönetemeyip tüm kurum ve kuruluşlarını batırdığımız gibi kırk yıl daha gidebilmemiz mümkün değildir ? Bir an evvel gerçekler ile yüzleşip mevcut gidişe bir dur diyemez isek bu günlerimizi yarınlarda çok arayacağız !!

Öz
Öz - 8 ay Önce

İnanmadığınız devletin seçimlerine katılmak… Devlete inanmak, güvenmek nasıl olur? Mesela KKTC de, anayasasına göre bu devletin kurucusu olan Kıbrıs Türk Toplumu azınlığa düşerse, güvensizlik olabilir mi? Yurt dışından gerekçe gösterilmeden deport edilen yurttaşlarının devlete olan inançları kalır mı? Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, müsteşarlar, iş adamları ve onların akrabaları bu devletin pasaport ve kimlik kartları için mi? Yoksa başka ülkelerin mi müracaat kuyruğunda sıra bekler? Yurt dışında, bu devletin konsolosluklarından mı medet umar? Ehliyet ve liyakata göre iş olacağı çıksa, önceliği bu devlet mi olur? Eğitimde de, maddi ve manevi imkanlar olduğu durumda, bu ülke birinci tercihi mi olur? Bu devletin kurucu olduğu anayasasında mevcut olan toplum, bir referandum yapılsa, bu devletin devamını mı? Yoksa Çözüm ve AB mi savunur? Bu devlet kurulurken, Federasyona açık olarak kurulmuş olduğu deklere edilmiş değil mi?
Son söz: KKTC yi kuran, Kıbrıs Türk Toplumudur. Kuruluşunda da Federasyona açık olduğu beyan edilmiştir.

banner608

banner474