banner564

Giden için dönmek, bekleyen içinse hasretin adıdır gurbet!

Üç haftalık bir aradan sonra yeniden siz okuyucularımla buluşmak, benim için büyük bir mutluluk. Önümüzdeki bir kaç hafta içerisinde köşemde sizlerle Londra’daki gözlemlerimi paylaşmaya çalışacağım.
Gurbet biz Kıbrıslı Türklerin bitmez tükenmez acısıdır. Ülkemizde geçmişten beri çalışma imkânlarının sınırlı olması insanımızı gurbet ellere mahkûm etmiştir. Gurbet insana hayatı öğretiyor ve gurbetin kişilik oluşumunda etkisi büyük oluyor.
Uygulanan siyasi ve ekonomik kısıtlamalar neticesinde, Kıbrıslı Türklerin, özellikle Birleşik Krallık, Avustralya ve Türkiye’ye göçleri yıllarca devam etmiştir. Evinizden kilometrelerce uzağa gidiyorsunuz. Yepyeni ve bir o kadar da yabancı bir ortam.
Aileniz, sevdikleriniz ve alıştığınız her şeyi arkanızda bırakıp, tek başınıza eğitim görmek yada çalışmak için farklı bir kültür içinde kendinizi buluyorsunuz ve bir anda "Buraya neden geldim?” diye düşünmeye başlıyorsunuz. İşte o anda düşünebildiğiniz tek şey “Geri dönmek!”.

Bir amaç uğruna memleketini terk etmek zorunda kalanların anlatacak o kadar çok hikâyeleri var ki insan her şeyin değerini o zaman daha iyi anlıyor. Her gününüz bu hasretin bitmesini beklemekle ve kavuşma anının özlemiyle geçiyor. Bedenin ne kadar uzak olsa da kalbin daima sevdiklerinin yanındadır. 

80’li yılların ortalarında Londra’ya çalışmak için giden ve orada hayatına yön veren bir abimiz, Kadir abi. Kadir abi de kendince, yüreğinde gurbete götürdüğü memleket hasretini, kendi köy sevgisini, Kadir’s BBQ&BAR da yaşatıyor. BBQ&BAR dediysek bildiğimiz bar ortamı değil tabiki…

Kadir abi ayrıldığı Akçay (Argaki) köyünün özlemini evinde ayırdığı bir oda içerisinde yaşamaktadır. Oda Kıbrıs ait otantik eşyalarla süslenmiş ve duvarlarında zaman içerisinde köy ziyaretlerinden edinmiş olduğu köylülerin fotoğrafları ile döşemiştir. Bir zaman tüneli gibi insanı eski yaşanmışlıklara götürüyor duvardaki fotoğraflar. Fotoğraflarda çocukların nasıl yetişkinliğe eriştiğini, yetişkinlerin saçlarının nasıl ağardığını görebiliyorsunuz. Hiçbir dil gurbeti anlatacak kadar güçlü değilken, Kadir abinin duvarındaki fotoğraflar o kadar çok şey anlatıyor ki, insan ister istemez biran sessizleşiyor…

Ziyaretimiz sırasında Kadir abi ve eşi Leyla ablanın sıcak karşılaması sonrası karşılaştığımız bu fotoğraf koleksiyonunun aktardığı anılarla gülüşüyoruz ve eşim hemen espriyi patlatıveriyor. “Kadir abi senin burası BigBen gibi bir yer oldu. Londra’ya gelen Akçaylılar, Kadir’s BBQ&Bara gelmemişse, Londra’yı görmüş sayılmaz!”

Gurbete gönderen gidilen yerin uzaklığını, gurbete giden ise alıştığı değerlere uzaklığını anlatır. Kadir abi her ne kadar uzakta olsa da köyünü, köylüsünü unutmamış bir abimiz. Her fırsatta köyüne, köylüsüne maddi manevi yardımını esirgememiş, kısacası geldiği yeri unutmamış.
Kadir’s BBQ&Bar’ın misafirperverliği ve Akçay’ın yaşanmışlıklarını fotoğrafladığı için bir kez daha buradan teşekkürlerimi sunarım.
Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar.

YORUM EKLE

banner471

banner474