banner564

Göletleri bile temizleyemedik

  Kuzey Kıbrıs’ta kağıt üstünde 18 tane gölet vardır…
  Bunların yarıdan fazlası yıllardan beri su tutmuyor…
  Ana nedeni ise bakımsızlık ve ihmaldir…
  Kuşkusuz; ihmalin sorumlusu tek başına şimdiki hükümet değildir…
  Yılların ihmalinden söz ediyoruz…
  Bakımı yapılmayan ve su tutmaz hale gelen göletlerden ikisinin son aylarda temizlenmiş olmasını elbette memnuniyetle karşılıyoruz…
  Tatlısu ve Değirmenlik göletlerinin belediye-bakanlık işbirliğiyle temizlenip, aktif hale getirilmesi sonrasında diğerleri için de aynı adımlar atılmalıdır…
  Kuşkusuz bunun için bir miktar harcamaya ihtiyaç vardır…
  Her gölet için 700 bin dolayında harcamadan söz ediliyor…
  Toplamda 10 gölet için 7 milyonluk bir bütçe yeterlidir…
  Önemli olan bu kaynağın yaratılması için, başka harcamalardan kısıtlamaya gitmektir…
  Ama bunu da yapamıyorlar…

Yeşilırmak barajı yapılamadı

  Bir diğer konu; Asrın Projesi’nden 25 yıl kadar önce dönemin Türkiye Büyükelçisi’nin, buradaki hükümetlere sunmuş olduğu Yeşilırmak Baraj projesinin reddedilmesidir…
  O günleri unutamayız…
  Büyükelçi, beraberinde teknik bir heyetle birlikte, KKTC’den bazı bakanları da yanına alarak bölgeye gitmişti…
  Ziyaret öncesinde organize edilen bir grup yol kesmiş “bizi çiğnemeden baraj için öngörülen bölgeye gidemezsiniz” demişti…
  Yaşanan bu sıkıntı sonrasında Büyükelçi, Lefkoşa’ya dönerek projeyi rafa kaldırmıştı…
  Halbuki; Yeşilırmak’ta büyük bir baraj yapılmış olsaydı; Trodos’tan akan sular burada toplanacak ve KKTC’nin ihtiyacını büyük ölçüde karşılayabilecekti…
  Şimdi gelinen noktada Anamur suyuna karşı çıkanların ‘olmayan kaynaklardan’ söz etmesi ve  Türkiye’ye bağımlı hale gelinmesinin tehlike yarattığını iddia etmesi inandırıcı değildir…

Bizim hikayemiz böyle

  Bizler öyle bir hale geldik ki; kendi ihmallerimizin üzerini örtebilmek için her konuda suçu Türkiye’nin üzerine atıyoruz…
  Bu doğru değildir…
  Türkiye denizleri aşarak bizlere suyu getirdiği zaman, kendi topraklarımız üzerinde depolarımız ve nakliye borularımız hazır değildi…
  Yıllarca yan gelip, yattıktan sonra bir sabah suyun akışını görünce “vay anam şimdi ne yapacağız?” diyen belediye başkanları vardı…
  Azınlıkta olan bir kısım ise ton başına 2 lira 30 kuruşun çok yüksek olduğunu iddia ederek, sözleşme imzalamaya inatla karşı çıkmıştı…
  Türkiye; yatırım maliyetlerini dikkate almadan 5 yılı aşkın bir süreden beri fiyat artışına gitmedi…
  Ancak bazı belediyeler 2 lira 30 kuruşa alınan suyu vatandaşlara 7, hatta 8 liraya fatura etti…
  Aradaki farka bakıldığı zaman elde edilen kazancın büyüklüğünü anlamak zor değildir…
  Anamur suyunun burası için hayati önemi vardır…
  Ama KKTC’deki kaynaklar da güçlendirilmelidir…  

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hsan Nuri
Hsan Nuri - 2 yıl Önce

KKTC’de kaynak mı kaldı ki güçlendirebilelim ?
Aşırı kullanma sonucu yeraltı su kaynaklarımızı yitirdik kirlettik ve tuzlattik ?
Cennet gibi Ülkemizi yakıp yıkıp Cehenneme çevirdik , ne üretim dedik ve ne de Ekonomi elimize geçen her şeyi batırdık, borç batağında Devletimiz icraat yapamıyor maaş ödeyemiyor !
Mavi Girne milli havayolumuz ile 500bin Turist de artık gelmiyor ! Yatırımcı mı gelecek olanları değil KKTC’dekileri kaçıracağımiz kesindir !!
FOR ever TRNC

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 2 yıl Önce

Sayın Akar , KKTC’nin her yöndeki başarısızlığı için başkaları suçlamak genimizdedir !
Bu halimize Düşmemize Bizler değil de gerçekten
Rumlar , AB , BM ve Türkiye mi yani !!!

Öz
Öz - 2 yıl Önce

Her şeyde plansızlık, programsızlık. Bu ülkeye bir şey yapmaktan çok, yapmamak daha evladır. Göletler için de, Türkiyeden getirilen su için de bu geçerli. Türkiyeden su getirilmesi olayı da yemi değil. Balonla su getirilmek istenmiş, balon patlamış, harcanan paralar heba olmuş. Göletler yanlış yerlerde yapılmış , çoğu kullanılamaz halde. Halen en büyük göletlerden Lefke göleti, hangi akıla hizmet, tam da bakır madeni ocaklarının olduğu yerde, suda ağır metallerin olduğu söyleniyor. KKTC nin alt yapısı düşünülmeden, askı yöntemi ile 300-400 milyon dolar harcanıp su getirilmiş, oradan da denize akıtmak zorunda kalınmış. Sonra Akdeniz kilometrelerce boruyu, Türkiye sahillerine atmış. Tamiri için de 500 milyon dolar daha harcanmış.KKTC nin batısında, Güzelyurt, Lefke ve Yeşilırmak bölgesinde bu bölgenin ihtiyacını karşılayacak su var. KKTC deki tarım bu bölgede yapılıyor. Toprakları da KKTC nin en verimli toprakları. Bu bölge geliştirileceğine, suları başka bölgelere nakledilmiş ve kuyularının tuzlanmasına neden olunmuş, Narenciyenin nerede ise bitirilmesine neden olunmuş. Lefkoşa ve doğusu kurak bölge.Ölçüsüz yapılaşma,kontrolsüz, plansız, altyapısız büyüme, her evde havuz gibi aşırı su israfı. Deniz kenarlarının işgali, KKTC nin kaldıramayacağı nüfus yoğunluğu. Netice su var ama yok. Elektrik için , rüzgar, güneş, doğalgaz gibi her şey var ama yok. Yönetim var ama yok. Trafik var ama yok. Demokrasi var ama yok. Her şey göstermelik.K/Türkler neyin ne olduğunu da biliyor ama iradesi yok. Bu ülkede çözüm olmadan, AB nin askıda olan muktesebatı, askıdan inmeden, düzelebileceğine inanan da kalmadı.Yatırım yapanlar en az zararla, buradan çıkıp kurtulmak istiyorlar da alan yok. Yine elinde evi ,arazisi olan fiyatı ve alıcısını bulsa satıp kaçmak istiyor.İş yok. Rum tarafı bir miktar işsizliğe çare olsa da yetersiz.Keşke hiç bir şey yapılmasa da, mezarlarının bu topraklarda olmasını isteyenler kalıp, gitmek isteyenler gitse. Öyle bu yurt için çok daha hayırlı olur.

Turkish power
Turkish power - 2 yıl Önce

Mr öz suyu getiren biziz edip batıran sensin sayın hasan beyin dediği gibi sürekli başkalarını suçlamak yerine aynaya bakın ondan şikayet bundan şikayet ne emmeye geliyorsun ne gömmeye özeleştiri yap suyun parası cebinden mi çıktı çıktıysa TC nin bizim cebimizden çıktı biz şikayet ediyormuyuz KKTC ye su götürdüler diye sana ne giren çıkan var sen önündeki işlere bak

Turkish power
Turkish power - 2 yıl Önce

Mr öz sen en iyisi bir psikiyatri uzmanına basvur sana iyi bir antidepresan yazsın belki kendine gelirsin biraz yoksa orta yerinden cart diye catlayacaksin

e
e - 2 yıl Önce

,

banner471

banner474