banner564

Gör, duy, konuşma

   ‘Yeni garantörlük sistemi ve müdahale hakkı olmadan’ çözüm öngören Guterres çerçevesinde masaya oturmak istiyoruz…

   Ne güzel!..
   Çözüm olsun, adamız yeniden bütünleşsin, AB kuralları eksiksiz uygulansın, Euro’lar oluk gibi aksın, işsiz insan kalmasın…
   Ne güzel…
   Maraş ‘ölü kent’ olmaktan kurtulsun…
   Burada başlayacak inşaat faaliyetleri ve yeni yatırımlar sayesinde ülke ekonomisi şaha kalksın…
   Gençler bir daha silahaltına alınmasın…
   Ne güzel…
   Çözüm olması halinde ‘Vicdani Ret’ yasasına da gerek kalmayacak…
   Özgürlük şarkıları söyleyecek gençlerimiz…
   Dağlarımızda bayraklar değil, ağaçlar yeşerecek…
 
Uyanınca ne olacak?
   Peki, bunlar güzel de sabah uyandığımızda neler olacak?
   Bunu anlatacak bir yetkili arıyoruz…
   Varsa çıksın ortaya…
   Elma, ya da armut diye oyun yapmayalım…
   Hemen çıksın ve söylesin nelerin olacağını…
   Bakın güzel kardeşler…
   Güney Lefkoşa’da iki hafta önce Kıbrıslı Rum karı-kocayı öldürdüler…
   Cinayeti gerçekleştirenlerin ikisi Kıbrıslı Rum, biri Yunanlıydı…
   Bu işi para meselesinden dolayı yaptılar…
   Emekli çiftin evinde para ve mücevher kasası olduğunu düşünerek, vahşice cinayet işlediler…
   Bu olayda bizi ilgilendiren Rum polisinin tavrıdır…
   İlk 24 saat içinde cinayet zanlılarından birini, ikinci gün içinde diğerini yakaladılar…

Bombacılar nerede?
   Rum polisinin, cinayetle ilgili başarısı gayet güzel…
   Fakat yine Güney Lefkoşa’da yaşanan bir başka olay vardır…
   İki tane saldırgan, Rum marketinde kasaplık yapan Altan Karakuş’un aracına gündüz vakti bomba koyup, ateşe verdi…
   Altan Karakuş’un aracı kül oldu…
   Büyük korku yaşadı…
   Rum polisi kamera kayıtlarını inceleyip, gerekenin yapılacağını söyledi…
   Değil 24 saat, aradan tam 8 gün geçti…
   Fakat bu 2 saldırgan hala yakalanmadı…
   Peki bunun hesabını kim soracak?
   Guterres mi?
   Akıncı mı?..
   Erdoğan mı?..

Cami neden kapatıldı?
   Bir başka konu daha var…
   Basit gibi görünse de üzerinde durulması gereken çok ciddi bir ırkçılık olayından söz ediyoruz…
   Baf’ın Türk mahallesinde bir tane cami vardır…
   Geçtiğimiz yıl içinde bu caminin restore edilerek ibadete açıldığı belirtilmiş ve gazetelerde geniş yer almıştı…
   Sonra ne oldu bilir misiniz?
   ‘Yukarıdan gelen bir emirle’ caminin kapısına kilit vuruldu…
   Bunun nedenini merak eden bir KKTC yetkilisi yok mudur?..
   Mübarek Ramazan Haftasına girerken, caminin neden kapatıldığını kim soracak?..
   Baf’ta yaşayan Müslümanların sayısında artış vardır…
   Yaklaşık bin 500 Müslüman bu camiye gitmeye başladı…
   Oralarda ikamet eden, hatta eski Türk kahvesinde toplantılar düzenleyen Kilise’nin emrindeki Rumlar bundan rahatsız oldu…
   Kilisenin başı da “vurun kilidi, kapatın” dedi…
   Şimdi bunun hesabını Guterres mi soracak, KKTC’nin Müftüsü Talip Atalay mı?..
 
Bizdeki gündemler çok farklı
    Özellikle ‘ulusal çıkarlar’ ve ırkçı saldırılar karşısında ne kadar tepkisiz bir toplum haline geldiğimizi gördükçe üzülüyoruz…
   Karakuş’un aracı bombalandı kılımız kıpırdamadı…
   “Gidip Rumlarda çalışmasın” diyenler olduğu gibi “Bakalım ne yaptı?” diyenlerin olduğunu tahmin etmek hiç de zor değildir…
   Bir de ‘boş verenler’ sınıfı vardır…
   Eski mücadele yıllarında Sivil Savunma ofislerine girdiğiniz zaman, duvardaki levhalar çok dikkat çekiciydi:
   “Gör, duy, konuşma…”
   Bunlar gizli bilgiler…
   Askeri sır gibi saklayacaksın her türlü meseleyi…
   Karakuş’un “yandım, korktum” diye ağlayıp, sızlamasını duyma…
   Anastasiadis’i arayıp, sonuç beklediğimizi sorma…
   Guterres’e, AB yetkililerine şikâyet mektubu yollayıp, keyiflerini bozma…
   Çerçeve’ye selam, göreve devam…  

YORUM EKLE

banner471

banner473