banner564

Göz kapamak değil ,açmak

Türkiye’de gerçekleşen 31 Mart Genel Yerel Seçimleri sonuçları pek çok değeri daha görünür kıldı. Bunlardan biri demokratik hukuk devleti değerlerinin, “ekmek” demek olduğu daha da görünür olmasıdır. Bu değerlerin, ekonominin gelişmesinin ve  krizlerden çıkış için de en önemli zemin olduğu daha da netleşti.. Üstelik bu değerlerin, toplum içinde insani ve demekratik  temelde birleştirici en önemli harç olduğu da gün yüzüne çıktı. 
Seçim gecesi Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Sayın Özel’in konuşmaları bu bakımdan çok önemli idi. Biri seçim başarısızlığı, diğeri seçim başarısı sonrası konuştu. Elbette ki Sayın Erdoğan’ın konuşmasında başarısızlığın izi vardı. Sayın Özel’in  konuşmasında da başarının etkisi belirgindi. Ama ikisinin bir paydası vardı. Sayın Erdoğan’da yılgınlık yoktu. Sayın Özel’de ise başarının verdiği kibir ve sarhoşluk yoktu. Her ikisi de kutuplaşmanın arttığı topluma, kendi siyasi kulvarlarına dönük toplumsal ortak bağları dikkate alan mesajlar verdiler.
Ancak o günden sonra meydana gelen kimi gelişmeler, oluşan bu olumlu ortamı besleyecek  özellik taşımıyor.  Van’da, Yerel  Seçim sonrası, oyların yarıdan fazlasını alan adaya değilde ikinci gelen adaya mazbatanın verilmesinin idari metotla gündeme girmesi, bu  ortamı gölgeledi. Demek ki  daha da görünür olan Demokratik Hukuk devleti değerlerini görmek istemeyen, “ bakar kör” odaklar var. 
Üstelik bir başka önemli nokta, Sayın Erdoğan’ın seçim gecesi konuşmasında ifade ettiği ekonomik programın ve bu programın uygulayıcılarının dört yıl daha görevde olacakları vurgusu idi. Bu mesaj içe olduğundan daha ziyade dışa dönüktü. Yani ihtiyaç olan yabancı sıcak para kaynaklarına dönük yan,  önde idi. Ama bunu  daha da etkin kılacak olan, artık daha da görünür olan Demokratik Hukuk Devleti değerlerinin ilerlemesidir.  
Ayrıca geçen  Cumhurbaşkanlığı ve Genel Milletvekilliği seçimlerinden çok kısa bir süre sonra; ortaya çıkan bu, öncekinden çok farklı olan  sonucun bir  nedeni de Popülizmin saman alevi olduğu gerçeğidir. Çünkü geçen seçimde iktidar ve muhalefet bir birini bozulan ekonomi üzerinden ele aldı. Enflasyonun ezdiği en geniş kitlelerin dert ve acısını muhalefet temel yaptı. İktidar ise buna, kamu kaynaklarını aşırı zorlayarak dağıtma üzerinden cevap verdi. Sonuçta o seçimde bu, İktidara desteğe dönüştü. Ama aradan  bir yıl bile geçmeden, ekonominin  temel sorunları o göz boyamayı sildi götürdü. Yaşam, insanlar için daha da olumsuz oldu. Sonuçta arkasından gelen seçimler;  iktidar için tusunami, muhalefet için ise bereket getirdi. 
Bir  başka gerçek de  görünür oldu. Bu ise temel sorunları ciddi bir program ve görüşle ele almayan siyasetsizlik ortamında, siyasi güçlerin etkisinin tıpkı popülist önlemlerin saman alevi  gibi olan etkisinin, siyasi varlıklarını da gel git içinde  sürükleyeceğidir.
Bu nedenle artık Demokratik Hukuk Devleti değerleri ve başta ekonomi ile içte ve dışta barış siyasetinin esaslı olarak, farklılıkların zenginliği temelinde, siyaset alanının esasını oluşturması gerçeğine  göz kapatmamak gerekir. Ayrıca ne isterse olsun, toplumda var olan tüm siyasi güçlerin, bu toplumun değerleri olduğunu bilerek, bir birleri ile yarışırken; öteki gördüğüne kendisi kadar saygı göstererek bu temelde diyalog kurması değerine de  göz açmak gerekir.

YORUM EKLE

banner608

banner474