banner564

Grivas, ELAM, ‘Imagine Projesi’

Güney Kıbrıs’ta Grivas Müzesi açmak için atılan adım ve buna karşı Mecliste AKEL, EDEK, DİKO, partileri ile diğer bazı siyasi güçlerin oldukça cesaret gerektiren karşı çıkışları fırtınaların doğmasına yol açtı. Bu nedenle faşist saldırganlık doruğa çıktı. ELAM’ın Meclis önünde yaptığı ve EOKA B’yi göreve davet eden saldırgan gösterisi. Akabinde, EDEK binasına saldırı. Ekologlar hareketi milletvekili Sayın Attalidu’ya yönelik ölüm tehditleri ve hakaretleri izledik. Bu faşist saldırganlığı biz endişe ve tedirginlik ile Kuzeyde izliyoruz. Ama tepkiler ve yorumlamalar düşük düzeydedir.  Bir kere Güneyde yaşayan ve bu faşist gelişmeye karşı tavır takınan Güneyin tüm siyasi güçlerini ve sivil toplumunu takdir etmek gerekir. Ancak bir kısım insanımız bu olaylara, “ yesinler birbirlerini” kısırlığı içinde bakmaktadırlar. Bu çok yanlıştır. Dünyanın neresinde olursa olsun faşist her gelişmeye karşı uyanık olmak gerekir. Örneğin Avrupa’da gelişen Neo Nazi hareketlere, İslamofobiye, bize uzak diye duyarsız kalmak mümkün değildir. Evet, 1974 sonrası adanın dört bir yanında gettolarda yaşamak zorunda kalan Kıbrıs Türk Toplumu bugün, topluca Kuzeyde bir bölgede yaşamanın verdiği bir güvenceye sahiptir. Böyle bir güvenceye sahip olmamız bize, Güneyde ortaya çıkan bu faşist saldırgan gelişmeye duyarsız kalmamızı sağlamamalıdır. Çünkü bunun geçmişi var. ENOSİS için silahlı mücadele için kurulan EOKA ilk dönemlerinde öncelikli mücadele alanını Kıbrıs Türk Toplumu olarak koymadı. Önceliği, Kıbrıs Rum Toplumu içindeki demokrat, liberal ve sol güçleri terörize etmeye ve İngiliz Sömürge güçlerine karşı savaş olarak koydu. Ama Kıbrıs Türk Toplumu, EOKA’nın bu tutumunun er geç kendine dönecek bir bıçak ucu olarak his etti ve kendi tedbirini almaya çalıştı. Nitekim, EOKA’ nın bu stratejisi kendisini, 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasını siyasi alanla değil, şiddet yolu ile değiştirme çabasının doruğa çıktığı 1964 Darbesinde gösterdi. O silahlı örgütün ardıllarının hedefi doğrudan Kıbrıs Türk Toplumu oldu.
Bu streteji, 1970 ile birlikte yine Grivas’ın öncülüğünde kurulan EOKA B Terör örgütünde yine kendisini gösterdi. Faşist Yunan Cuntasının desteğinde beslenen bu örgüt, hedefinde önceliği, Kıbrıs Rum toplumunun liberal, demokrat ve sol güçlerine dönük saldırganlığa verdi. EOKA- B, 1974’e kadar Kıbrıs Rum Toplumu içindeki demokrat ve sol güçlere dönük faşist saldırganlıklar geliştirirken, Kıbrıs Türk Toplumuna dönük saldırgan girişim yapmadı. Bu tutum, toplumumuzun içinde var olan kimi kesimlerin hoşuna gitti. Bunlar, “ bana dokunmayan yılan bin yaşasın “ mantığı ile olaya bakmayı tercih etti. Halbuki 15 Temmuz Darbesi başarılı olsaydı, bunlar esasa, yani Kıbrıs Türk Toplumuna saldıracaklardı. Nitekim Darbenin ilk günü, darbeci başı Nikos Samson yaptığı açıklamada, ‘Kıbrıs Cumhuriyetini fes ettiğini ve Kıbrıs Elen Cumhuriyetini kurduğunu’ ilan etmişti. Bu oyunu, 20 Temmuz 1974 Hareketi bozdu ve Kıbrıs’ı yeni bir duruma taşıdı. Ancak bu yeni durum, hala karşılıklı kabul edilecek bir Antlaşma ile siyasi ve hukuki bir duruma ulaşmadığı ve çözümsüzlük devam ettiği için, bu faşist güçlerin beslenip kendilerini yeniden üretme şartlarını devam ettirmelerine yol açıyor.
Bu bakımdan bu çözümsüzlük şartlarında düne göre güvencemiz, daha da ileri bir noktada olsa dahi, bu faşizan gelişmeleri uzaktan izlemememiz gerektiği gerçeği temeldir. . Bu nedenle, Güneyin demokrat, barışçı güçlerinin bu faşist saldırganlara karşı verdikleri mücadeleye saygılı bir duyarlılık göstermeliyiz. Bunun temelinin de, iki toplum arasında yumuşama ve diyalog ortamının gelişmesi ile güçleneceğini bilmemiz gerekir. Bu nedenle Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’ın, iki toplumdaki gençlerin bir birini daha iyi anlaması için geliştirilen Imagine Projesini rafa kaldırması büyük hatadır. Çünkü bu ELAM gibi faşist hareketlerin, Kıbrıs Rum Toplumunda gençler arasında yaptığı ve yapacağı faşist popülist propagandaya Kuzeyden esinti sağlamak demektir. Oysa biz bu faşist dalgaya; karşılıklı saygı temelinde işbirliği ve diyalog kanallarını açarak set oluşturulmasına katkı sağlamalıyız. Unutmayın, bu faşist odaklar;  emperyal güç odaklarının yarına dair hesaplarında zulalarındaki piyonlardır. 
 

YORUM EKLE

banner471

banner473