2022 erken genel seçimini de geride bıraktık. Beklenildiği üzere siyasi parti aritmetiklerinde değişimler olsa da meclis bünyesinde bir değişim olmadı. Meclise giren beş siyasi parti de kendini başarılı gösteriyor. Birisi ben birinci geldim diyor, diğeri en fazla vekil sayısını ben artırdım diyor, bir diğeri tüm kesmelere rağmen meclisteyim diyor… Kısacası herkes kendini başarılı gösterme gayretinde. Bu üstün başarılarına karşın toplum ne kazandı diye sorarsak maalesef bu sorumuz yanıtsız kalmaktadır.
Seçim öncesinde tahmin ettiğimiz gibi tek başına iktidar bu seçimde de oluşmadı. Seçim sonucunun netleşmesin hemen ardından hükümetin nasıl kurulacağı tahminleri başladı. Herkes kendine göre bir hükümet modeli üzerinde tahminlerde bulunmaktadır. Ancak seçim sonucuna göre toplum iki siyasi partiye hükümeti oluşturma görevi vermiştir. Ulusal Birlik Partisi (UBP) ve Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP). Her iki parti de gerek hükümette gerekse muhalefette siyasi geçmişi olan deneyimli partilerdir. Her iki siyasi partinin de meclisteki bilgi birikimleri ve donanımları, coğrafyamızdaki sosyal ve ekonomik sıkıntıları gerçekçi şekilde analiz edip çözüm üretebilecekleri düzeydedir.
Koalisyon hükümeti, çağdaş demokrasilerde yaygın olarak görülen siyasî birliktelik ve yönetim biçimidir. Ancak her olguda olduğu gibi bardağın dolu ve boş tarafı vardır. Coğrafyamızda yaşanan tecrübeler bizlere koalisyon hükümetlerini, siyasî belirsizlik ve istikrarsızlık süreci olarak düşündürmektedir. Maalesef bu tutum giderek yaygınlık kazanırken, koalisyon hükümetlerin sağladığı yararlar göz ardı edilmektedir. Güçlü bir koalisyon oluşumunun; farklı siyasal eğilimlerin yönetime yansımasını ve koalisyon ortakları arsında demokratik uzlaşma alışkanlıklarının oluşturulmasının yaratacağı olumlu atmosfer hiç düşünülmemektedir. Avrupa ülkeleri demokrasilerinde icraat yapan, başarılı koalisyon örneklerini görmekteyiz. 
Coğrafyamızda UBP-CTP koalisyon oluşumuna engel olduğu düşünülen sorun, aynı zamanda siyasi partilerin tek başına iktidar olmalarını engelleyen sorun ile aynı sorundur.  Toplumumuzun Kıbrıs Sorunu çözümüne yönelik tutumları, iki farklı siyasi görüşü ortaya koymaktadır.  Toplumun bir yarısı tanınan bir KKTC arzularken, diğer bir yarısı ise federasyon temelinde çözüm dilemektedir.
Toplumun bu iki farklı görüşü, mecliste sağ ve sol partiler tarafından temsil edilmektedir. Erken genel seçimde en fazla oyu UBP ve CTP almışlardır. Dolayısıyla güçlü bir koalisyon oluşumunun önündeki sorun bu iki partinin Kıbrıs sorununun çözümüne olan tutumlarıdır. Ancak Kıbrıs sorununa yönelik çözümün uluslararası boyutu unutulmamalı ve meclisteki çoğunluğa sahip UBP ve CTP çözüm bekleyen yerel sorunlara odaklanmalıdırlar. Kendi içimizdeki sosyal ve ekonomik sorunlarımız sürdürülemez boyutlara ulaşmıştır. İvedi bir şekilde yapıcı bir tutuma ve çözüme ihtiyacımız vardır.
Sosyal ve ekonomik sıkıntıların yaşandığı şu zaman dilimi içinde 2022 erken genel seçimin kazananının toplum olması gerekmektedir. Güçlü bir koalisyon, coğrafyamızdaki sosyal ve ekonomik sorunlara çözüm odaklı sosyal uzlaşım yolu olarak görülmelidir.
Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar.