Güney Kıbrıs’ın, ABD ile ilişkilerinde gözle görülür gelişmeler vardır…
En önemlisi 1987’den itibaren uygulanan silah ambargosunun kaldırılmasıdır…
Bu konuda çok çaba harcadılar…
Amerika’daki Yunan lobisini harekete geçirdiler…
Yunan dostu Amerikalı senatörleri etkileyerek, büyük destek sağladılar…
Bir de İsrail’le ilişkilerin gelişmesi sonrasında enerji alanında yaşanan işbirliği konusu vardır…
İsrail-Günay Kıbrıs-Yunanistan üçlüsüne Amerika’nın da katılmasını istiyorlar…
Daha bir hafta önce Rum Dışişleri Bakanı Kombos’un, ABD Dışişleri Bakanı Blinken ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde bu konu ele alındı…
Rumlar 3+1 diyor bu ortaklığa…
Doğu Akdeniz’deki doğal gaz yataklarının güvence altına alınması için Amerika’nın desteğini istiyorlar…
Peki sorun var mı bu konuda?..
Kesinlikle yoktur…
Planlı bir şekilde ilerliyorlar…
Silah ambargosu nasıl başlamıştı?
ABD’nin, Güney Kıbrıs’a yönelik silah ambargosunu kaldırma kararı kuzeyde çok farklı şekilde değerlendiriliyor!..
Çoğu temelsiz görüşlerle insanlara yanlış bilgiler aktarılıyor!..
Ambargonun 1987’de neden konduğunu araştırma gereği dahi duyulmuyor!..
Halbuki; Amerikan ambargosunun ana nedeni Rum tarafının 1974’te Büyükelçinin öldürülmesine dayandırılmıştı!..
EOKA militanları 19 Ağustos 1974’te Lefkoşa’daki ABD Büyükelçiliği önünde bir gösteri düzenlemişti…
ABD Büyükelçisi Rodger Davies göstericileri sakinleştirmek için kapıya çıkınca keskin nişancı ateşiyle öldürülmüştü!..
İşte bu olaydan sonra Amerika’nın Rumlara karşı eylem planının adımları atılmış ve sonuçta 1987 yılında silah ambargosu başlatılmıştı…
Onlar boş durmadı
Rum propagandasının ne kadar etkili olduğunu bilenler bilir!..
Bizler kendi içimizde ganimet kavgası verirken, onlar savaşı kaybetmiş ve 200 bin göçmen vermiş halleriyle dünya çapında Türkiye aleyhinde kampanyalar başlattı…
Yurt dışındaki lobicilik faaliyetlerini geliştirmek için ciddi örgütlenmelere gitti…
ABD ve İngiltere’deki Rumlarla lobicilik faaliyetlerini geliştirirken bizler benzeri örgütlenmeleri gerçekleştiremedik!..
Onlar propagandaya büyük paralar harcarken bizler sadece kendi çıkarlarımızı düşünerek basit politikalarla ülke yönetmeye çalıştık!..
Onlar iyi eğitilmiş, devletine, insanına ve dinine bağlı, güçlü kişilerle propaganda yaparken; bizler bu tür görevlere ‘partili kişileri’ atama yolunu seçtik!..
Onlar İngiltere ve Amerika’da güçlü senatör ve Lordlarla ilişkileri geliştirip büyük destek sağlarken, bizler bırakın yabancıları, yurt dışındaki Kıbrıslı Türklerden yararlanmasını bilemedik!..
Kendi düşen ağlamaz
İşte Rumların yürüttüğü uzun vadeli mücadele programının bir parçası silah ambargosunun kalkmasıydı!..
Ve bunu başardılar!..
Şimdi, başarısız tarafın gösterdiği cılız tepkinin hiçbir anlamı yoktur!..
Rumların bir sonraki adımı Kıbrıs Cumhuriyeti’ni ada geneline yaymaktır!..
Her ay bir hükümet kurarak siyaset yapan, rüşvet ve çıkarcılığın gölgesi altındaki Kıbrıs Türk toplumunu bekleyen sürpriz gelişmelere hazırlıklı olalım!..
Savunma maksatlı yüzde bir ek vergiye şiddetle karşı çıkan içimizdeki sahte milliyetçi ve çıkarcıların şimdi koro halinde Amerika’yı protesto mesajları çok komik oluyor!..
Ne demişti atalarımız:
Kendi düşen ağlamaz!..
Ganimet düzeni ile kurduğumuz Uluslarası Hukuk dışındaki KKTCde Dünyayı karşımıza alıp yapmadığımız kalmadı ? Bizim olmayan Rum mülklerini yağmalayıp gelene gidene SATTIK Dünyanın gözü önünde Hırsız olduk ? Kendi kendimizi yönetemeyip Güzelim Ülkemizi mahvettik ? Türkiye’den gelen milyarlar ile Ganimete güvenip gelen yatırımcıyı Falakaya koyup geri gönderdik Şimdilerde ise Londradan gelenleri Öldürüyoruz ? Gerçekten bu halimizle Dünyada Hangi Ülke yanımızda durabilir ki ?Güney Kıbrıs Dünya ile uyumlu olarak ilişkilerini ve Ekonomilerini geliştiredursun KKTCye gelenlere Haddini bildirmekten başka ne yapabildik ki ? Kronikleşmiş Kötü Yönetim ile Ülkemiz her geçen gün maalesef daha da kötüye gitmektedir ! Yöneticilerimizin milli nutukları da artık işe yaramıyor ! Bu Gidişle Allah Sonumuzu Hayır Eylesin !