Güney Kıbrıs’ta “Os Dame- Buraya Kadar” adlı bir örgüt vardır…
   Bu örgütün mensupları geçtiğimiz Cumartesi günü Lefkoşa’nın güneyinde bir yürüyüş gerçekleştirdi…
   Yürüyüş öncesinde yapılan paylaşımda ise Rum Yönetiminden (Kıbrıs Cumhuriyeti) paylaşımda “Güney’deki hükümet” ifadesi kullanıldı…
   Sen miydin bunu yapan?..
   Fanatikler derhal ayağa kalkarak kıyamet kopardı…
   Halbuki; örgütün bu ifadesi tam da yerindeydi…
   Ve ‘Güneydeki hükümet’ ifadesini şu gerekçeye dayandırmıştı:
 “Güney’deki hükümet, Kıbrıs’ı nihai bölünme yoluna koymak için pandemiyi hemen enstrüman hale getirdi. Kıbrıs’ta Coronavirüsü vakası kayda geçirilmezden önce, ilk hamlesi dört sınır kapısını kapatmak oldu…”

Tam isabet

   Gördüğünüz gibi, bizimkilerin yapamadığını güneydeki bir örgüt yaptı…
   Buna ‘tam isabet’ atış diyebiliriz…
   Corona belasının başlamasından hemen sonra 4 tane sınır kapısını kapayan KKTC yönetimi değildi…
   Güneydeki yönetim bir yandan AB üyesi ülkelere ve diğerlerine Kıbrıs’ın toprak bütünlüğünden, bölünmüş duvarların yıkılmasından, tel örgülerin kalkmasından ve halkların birleşmesinden söz ediyor…
   Diğer yandan Kıbrıs’ı ikiye bölmek için sınır kapılarına tel örgü çekiyor…
   İki toplumun karşılıklı temasını engelliyor…
   Ve bırakın AB yetkililerini, KKTC’deki yetkililer bile bu durumu eleştirmiyor, şikayet konusu yapmıyor…
   İşte o yüzden ‘Os Dame-Buraya Kadar’ örgütüne kocaman bir aferin vermek lazım…

Mihailidis’in önerisi havada kaldı

   Rum Yönetimi sadece sınır kapılarını kapamakla kalmadı…
   Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki başarılarıyla tanınan ünlü avukat Ahilleas Dimitriadis’in önerisini de elinin tersiyle itiverdi…
   Dimitriadis’in önerisi neydi?..
   Tam 47 yıldan beri atıl vaziyette duran Lefkoşa Uluslararası Havaalanı’nın ‘İki toplumlu Pandemi hastanesi’ olmasını önermişti…
   Bu müthiş bir öneriydi…
   Çünkü, pandemi sürecinde iki toplumu yakınlaştırma amacını taşıyordu…
   Coronavirüse karşı birlikte mücadele…
   Aynı hastaneyi paylaşma…
   İki toplumlu ziyaretçilerle karşılaşma…
   Zaman içinde güven ve ileriye umutla bakma fırsatı…
   Ne var ki; Rum liderliği buna sıcak yaklaşmadı…  
   Bizim taraf ise Dimitriadis’in önerisini hiç duymadı!!!
   Ne sağ partiler…
   Ne de ‘Barış için ileri’ diyenler…
  Bunun adı ‘bölünmüşlüğü’ kabullenmek değil mi?..
   Ne dersiniz?..