banner564

Güzel ülkemize sahip çıkılmalı

Ticaret ve Sanayi Odaları, işverenlerin emrindeki kuruluşlardır...
İşverenler için önemli olan verimli çalışmak, üretmek ve kazanmak değil mi?
Verimli çalışabilmek için istihdamlar çok önemlidir...
Çalışkan ve üretken olanları istihdam edecek, yetersizleri ise eğiteceksiniz...
Öğrenmeyi ve çalışmayı kabul ediyorsa devam edecek...
Etmiyorsa işsiz kalacak...
Ama bu noktada seçimler yaklaştığı zaman işbaşındaki partinin ona mutlaka bir iş vereceğinden emin olmayacak...
Bunun için de siyasilere yasaklama getirecek önlemlere ihtiyaç vardır...
Ekonomik örgütler, bu tür konularda siyasiler üzerinde baskı kurabilecek durumdadır...
Ne var ki bunu yapmıyorlar...
Siyasilerle omuz omuza yürüyüp, kendi özel işlerini yerine getirdikleri için, toplumun ve devletin geleceğini ilgilendiren konularda sessiz kalmayı tercih ediyorlar...
Bizim işler tamam mı kardeşim?
Tamamsa yola devam...
Değilse, gerekli adımlar atılmalı…

Piyasa denetimsiz kaldı

KKTC’de üzücü olan bir duruma daha dikkat çekmekte fayda vardır…
İşverenlerin önemli bir kısmı, özellikle ‘en büyükleri’ daha paylaşımcı olmak yerine; gelirleri ‘aile arasında paylaşmayı’ tercih ediyor...
Genel müdür erkek çocuk, muhasebe müdürü kız çocuğu...
Pazarlamacı damat, halkla ilişkiler gelin...
Bunun dışına çıkabilen büyük işletme sayısı yok denecek kadar azdır...
İyi güzel de, insan dönüp bir de geçmişine bakmaz mı?
Nereden, nereye geldik kardeşim?
Bir dakika nefes alıp Allah’a şükretmemiz gerekmez mi?
Milyonlara, milyarlara kavuşunca, bunun bir kısmını kendi değerlerine harcamaz mı?
Bu ülkede kaç kişiye eğitim olanağı sağladığını, kaç fakiri giydirdiğini, kaç tane çocuk parkında pay sahibi olduğunu sorgulamaz mı?
Yüzme havuzlu villasından dışarıya çıktığı zaman, pislikten geçilmeyen yolları görmez mi?
Özel işler için ağırladığı siyasilerden; pislik içindeki parkların, sahillerin, ormanların temizletilmesini ve denetlenmesini istemez mi?
“Birlikte bir şeyler yapalım” diye öneri götürmez mi?

Kendimize gelmeliyiz

Gelinen noktada herkes kendi vicdanının sesine kulak vermeli ve nerede, ne tür yanlışların olduğunu görebilmelidir...
Yanlışları görebildiğimiz takdirde, düzeltilmesi için heyecan duymaya başlarız...
İşte o zaman hem siyasileri icraata zorlar hem de kendi sorumluluklarımızı yerine getiririz...
Bu ülkede kazandıklarımızın hiç olmazsa bir kısmını, yine bu ülkenin kalkınması ve insanlarımızın mutluluğu için harcamaktan korkmayız...
Başarabilirsek, gün gele bunun gururunu duyarız...
Dayanışma en büyük güçtür...
Ve buna çok ihtiyacımız vardır...

YORUM EKLE

banner608

banner473