banner564

Hakkınızı arayın

Uzun bir aradan sonra Ankara’daydım. Öğrencilik yıllarımın geçtiği Ankara’nın nüfusu öğrencilik yıllarımızdan günümüze beş milyonu geçerek bayağı bir kalabalıklaştı. Nüfusla birlikte Ankara’nın çehresi de çok değişti. Mesela Ankara simitini sürme peynir ile yediğimiz çay ocaklarının yerini kafeler alırken, sıcak bir çorbasını içtiğimiz çorbacı da fastfood restorandı oldu. Nostalji bir yana her Ankara’ya gelişimde illaki bir Kıbrıslı arkadaş veya bir tanıdık ile karşılaşıyorum. Bazen Kızılay meydanında, bazen bir alışveriş merkezinde bazen de Kıbrıs’a dönüş yolunda Esenboğa Hava Limanı’nda…
Geçtiğimiz Cuma akşamı da dönüş yolculuğunda, Esenboğa Hava Limanı’nda lise arkadaşım Hasan Bağlar ile karşılaştım. Ailecek yarıyıl tatilinin bir bölümünü değerlendirdikleri Ankara’dan dönüyordu onlarda. Uçak kalkış saatine daha çok zaman olduğundan bu tesadüfe çok sevindim. Hasan hobi olarak başladığı fotoğrafçılık becerilerini geliştirerek uluslararası doğa fotoğrafçılığında ödül kazanmış bir arkadaşım. Uçak saatin beklerken fotoğrafçılık üzerine sohbet şansımız oldu. Ama iki Kıbrıslı bir araya gelince sohbet konusu hep döner dolaşır tabiki de Kıbrıs meselesine gelir. Bugün coğrafyamızda yaşadığımız sıkıntılar sorgulanır hep. Sohbet ortamında asıl enteresan olan nokta ise Hasan arkadaşımın on iki yaşındaki oğlu Baran’ın da sohbete katılması oldu. Orta ikinci sınıfa giden bir çocuğun sunduğu öneriler, gerçekle bağdaşan önerilerdi ki Baran’a hak vermemek elde değildi. Yaşadığımız coğrafyada ödevlerimizi tam olarak yapmamamızın getireceği sorunları ve yarının çözüm ortamının belirsizliğini bir çocuğun ağzından duymak beni hem sevindirdi hem de çok düşündürdü…
Farklı hava yolları ile seyahat edeceğimizden Hasan arkadaşım ailesi ile toparlanıp uçağa gidecekken, kırk dakika rötar olduğu anlaşıldı. Biz yine aramızda şakalaştık çünkü X hava yollarının rötar konusundaki karnesi pek başarılı değildi. Ben Y hava yolları ile seyahat edecektim ve kalkış saatim daha sonra olmasına rağmen “Galiba sizlerden önce gidecem…” diye de şakalaştık. Fakat gerçek sabaha karşı saat 02.00’de anlaşıldı ki, Ercan Havalimanı’ndaki aşırı sis nedeniyle, Ercan’a olan tüm uçuşlar iptal edilmişti.
İki hava yolunun yolculara yaklaşımı farklı oldu. Benim tercihim Y hava yolu, uçuşu hemen iptal edip bizleri otobüslerle hotele alıp sabahki uçuş saatine kadar bize yatak-kahvaltı imkânı sağladı. Fakat arkadaşımın tercih ettiği X hava yolları maalesef onları sabahki uçuş saatine kadar Esenboğa Havaalanı’nda bekletti.
Kıbrıs’a sefer yapan iki havayolundan biri yolcularına değer verirken, bir diğeri yolcularına duyarsız kalması kabul edilebilir değildi ve maalesef X hava yollarının bu tutumu yaşadığımız coğrafyada sorgulanmıyor veya sorgulanamıyor.
X ve Y hava yolları tanımlamasını her hangi bir hava yolunu yermek veya övmek amacında olmadığım için kullandım. Fakat Cuma gecesi Ankara-Ercan yolcularından mağdur olanlar, Türkiye Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne (SHGM) şikâyette bulunabilirler. Şikâyetinizin hızlı ve etkin bir şekilde değerlendirilebilmesi için, şikâyet içeren başvurularınızı öncelikle ilgili işletmeye yapmanız gerekmektedir. Havayolu işletmesinden sorunun çözümü ile ilgili olarak olumsuz yanıt alındığı takdirde, hava yolu işletmesinden gelen cevap yazısı ile birlikte SHGM’ye başvurmanız gerekmektedir. İşletmeye yaptığınız başvuruya altı hafta içinde herhangi bir cevap alamadığınız takdirde, şikâyet dilekçenizle birlikte yine SHGM’ye başvurmanız gerekmektedir. 
Bilinmelidir ki benzer rötar durumlarında hava yolları öncelikle yeni uçuş planıyla yolcuları meşgul etmeyi tercih eder sonrasında yiyecek-içecek ve haberleşme ihtiyacının karşılanması için adım atarlar. Ancak bunlar hava yollarının yapması gereken hususlar, sizin daha fazla hakkınız olduğunu unutmayın. Herkese iyi pazarlar…
YORUM EKLE

banner471

banner473