banner564

Halk diplomasisi ve boş lakırdılar

Etrafımız her an patlamaya hazır bir bomba haline döndü. İranlı General Kasım Süleymani'nin ABD Başkanının emri ile öldürülmesi, Orta Doğu’daki gerilimi doruğa çıkarttı.
Bu arada TBMM Libya'ya asker yollama tezkeresini kabul etti. Pek çok Arap ülkesi ile AB ülkelerinin kınama açıklamaları, Rusya ve ABD'nin memnuniyet belirtmeyen tavırları oldu. 
Bu arada “Kıbrıs Cumhuriyeti”, Yunanistan ve İsrail siyasi liderlerinin katılımı ile EastMed Projesi imzalandı. Bu proje ile Türkiye’nin Libya ile imzaladığı MEB haritası kesin çatışıyor. Ama İki tarafın hükümet yetkilileri, “Bu adımlar 3. bir tarafın aleyhine değildir“ diye demeçler veriyor. Fakat taraflar bu adımların birbirlerinin aleyhine olduğunu gece gündüz tekrarlıyorlar. Ancak, bu doğan gerilimi düşürecek ABD, Rusya ve AB'nin yapabileceği bir şey yok. Çünkü gerilimin azaltılmasında rol oynayacak olanlar, daha büyük bir ateşin körükleyicisi durumunda. Şimdi tüm ülke liderleri, ötekini yok edecek silahlara sahip oldukları mesajlarını, hem kendi kamuoylarına, hem karşıt oldukları ülkelere vermenin karşılıklı hot zotu ile uğraşıyor.
İşte bu nedenle iş dönük dolaşıp, halk diplomasisi denen güce bakmayı gerekli kılıyor. Tüm ilgili ülkelerin aklı başındaki güçleri, halk diplomasisi için kolları sıvamalıdır. Savaş değil barış öne çıkmalıdır. Böylece ülke yönetimleri diplomasiye, ortak insani çıkarlara önem vermeye zorlanmalıdır. Kıbrıs sorununun çözümü de her körlüğü ortadan kaldırmayı daha da gerekli kılıyor. 
Seçimi değil, halkı düşünün boş lakırdısı...
Bu ciddi gerilim, aynı zamanda döviz kurlarını ve petrol fiyatlarını tetikleyebilecek bir başka ekonomik bomba tehlikesini de içinde taşımaktadır. Kuzey Kıbrıs’ta biz ise, her şeyi lay lay lom içinde izliyoruz. Ekonomi Bakanı, “2019 Aralık ayına kadar elektrikte zam olmayacak” övünmesini yapmıştı. Sonra, geçen hafta ansızın, “Elektrikte % 25 zam gerekir” dedi. Hâlâ yok. Ancak merak etmeyin, bu ekip için her şey seçim olduğundan ötürü, Nisan ayındaki CB seçimlerine kadar da yapmayacaklar. Ancak Nisan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra %25 zam da yetmeyecek. Hele Orta Doğu’daki bu gerilim, döviz krizi ile petrol fiyatlarını da tetiklerse ki böyle bir risk ciddi ciddi var, siz o zaman seyredin felaketi. 
Bu hengâme içinde bizde başka dert ne? İmar Planı! Başbakan imzalamıyormuş. Neden? İskele, Yeni Boğaziçi ve Mağusa'ya dönük imara açılacak alanı ilk plân; 1911 hektar olarak öngörüyordu. Yer yerinden oynadıktan sonra, son şeklinde imara açılacak alan planda; 2183 hektar olarak düzenlenmiş.
Ayrıca ilk taslakta, bu bölgede azami, 89.489 konut öngörülmüştü. Tantanalardan sonra bu sayı, son şeklinde; 103.891 konut olarak düzenlenmiş. Peki Başbakan bunu neden imzalamıyor? Son şeklinde imara açılacak alanların 2183 hektara çıkmasına, bu fazla; yoksa az diye mi itiraz ediyor? Plan ilk şeklinde 89.489 konut öngörüyordu. Son şeklinde konut sayısı 103.891 olarak düzenlenmiş. Bu azaltılsın, yoksa daha artırılsın diye mi itiraz ediyor? Kimse bilmiyor. Ama açıklık Lakırdısı da dillerde pelesenk! Hükümetin diğer ortağı konuyu varlık nedeni yapmıştı. Şimdi sesiz tayyare moduna girdi. 31 Aralık’ta Emirname sona erdi. Şimdi ne olacak? Eskiye mi dönülecek? Peki bunca tantanadan sonra, acele ile mal satanlar, alanlar, proje yapanlar. Yani milyonlarca dolarlık ekonomik kaynağı toprağa gömmek ne olacak?
Bütün işin gelecek Cumhurbaşkanlığı seçimi olduğu çok açık. Çünkü imzalarsa Başbakan, bazı UBP destekçilerinin tepkisini alacak. Bunun için seçime kadar, “Salla külahı, ye pilavı.” Diğeri de hükümete ortak olarak seçime girsin. Ya, bol bol atılan devlet ve ulusal çıkarlar nutukları? Oy için imzayı atamayanlar, hangi büyük ulusal çıkarda yürek gösterecek? O mühim nakarat! “Seçimi değil halkı düşünmek lazım.” Ne kadar boş değil mi? Yalnız buraları için değil, 2020 Başkanlık seçimi kapıda olduğu için, İranlı generali öldürme emri veren Tramp’ın adımı da evrensel olarak bunun, boş lakırdı olduğunu gösterdi. 

YORUM EKLE

banner471

banner474