banner564

Halkı geleceğe hazırlamalıyız

  Başbakan Tatar ile Başbakan Yardımcısı Özersay’ın Ankara ziyaretinde ortaya çıkan sonuçlar; Türkiye ile ilişkilerin daha güçlü bir şekilde devam etmesi açısından önemlidir…
   Ankara ziyaretinde KKTC’nin bundan sonra ekonomik ve siyasi konularda atacağı adımların belirlenmesi de son derece önemlidir…
   Çünkü önümüzde kritik bir süreç vardır…
   Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Lute, Eylül başında yeniden adaya geliyor…
   İki liderle yapacağı görüşme sonrasında Lute’un, Genel Sekretere sunacağı rapor ışığında New York’ta 3’lü zirve olasılığı vardır…
   Bunun da ilerisinde Ekim ve Kasım aylarında 5’li konferansa gidilecek…
   Crans Montana’da yaşananlardan sonra yeniden 5’li zirve kararı alınması halinde bileceğiz ki; bunun ardından ya çözüm, ya da kesin ayrılık gelecek…
   Avrupa Birliği ve ABD’nin bölgedeki yeni rolü dikkate alındığı zaman, çözüm olasılığı çok daha kuvvetlidir…
   Yıllardan beri çözüme destek veren Kıbrıs Türk tarafının, güvenliğini ve siyasi eşitliğini garanti edecek bir çerçeveye karşı çıkmayacağını herkes biliyor…
   Nitekim; Cumhurbaşkanı Akıncı’nın önceki gün Alsancak’tan, Rum liderine gönderdiği mesaj bu yöndedir…
   Peki Rum tarafı bundan sonra nasıl bir yaklaşım sergileyecek?..
   Türkiye’nin, doğal gaz ve Maraş konusunda attığı adımları dikkate alarak daha ılımlı bir tavır izlemesi herkesin arzusudur…
   Kilise ve Atina’nın engel olmaması halinde, Rum siyasetinde bir miktar yumuşama görülürse, o zaman çözüme varılması mümkündür…
   Bunun olmaması halinde Maraş’ın Türk Yönetimi altında yerleşime açılmasına hiç kimsenin engel olamayacağı, hatta buradan göç etmiş Rumların da geri dönüşe destek vereceği biliniyor…

Neler yapmalıyız?..

   Çözüm olsun, olmasın Kıbrıs Türk tarafının önünde zor ve çetin bir süreç vardır…
   Her iki olasılığa karşı da hazırlıklı olmak zorundayız…
   Bunun için de siyasi iradenin güçlü bir şekilde ortaya konması ve yanlışların düzeltilmesi şarttır…
   Türkiye’nin maddi ve manevi yardımlarıyla yeni yatırımlara yönelmeli, böylece daha çok istihdam, daha çok gelir elde ederek kendi ayakları üzerinde bir yönetim şekli oluşturabiliriz…
   Güneyin yaptıklarına bakarak, kuzeyde benzeri adımları atmaktan başka çaremizin olmadığını da kabul etmeliyiz…
   Limasol’un en büyük alış-veriş merkezini İsrail şirketi yaptı...
   Şimdi Larnaka’ya devasa bir alış-veriş merkezi daha yapıyor...
   Larnaka ve Baf havaalanlarını özel şirket işletiyor...
   Limasol Limanı’nın ticari faaliyetlerini Araplar yönetiyor...
   Larnaka ve Limasol’da yeni marina projelerini yabancılar yürütüyor, satışlar daha çok Ruslara yapılıyor...
   Önümüzdeki aylarda ‘Yüzer ada’ projesi hayata geçirilecek...
   Yatırımı Macar şirketi yapıyor...
   İşin boyutu tam 3,5 milyar Euro...
   KKTC’yi yönetenler bunları göremiyor mu?..
   Görüyorlarsa, kuzeyde benzeri adımlar derhal atılmalıdır…

YORUM EKLE

banner608

banner474