banner564

Halkın İradesi mi? Despotluk mu? 

Yerel Seçimler bir kez daha siyasi yapımızdaki temel sorunu ortaya koydu. Üstelik dünden daha da olumsuz olarak. Kat edilen olumlu mesafeye karşın,  dünden daha da olumsuz bir noktaya geldik. Bu ise Meclisin duvarında yazan Atatürk’ün “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir “ sözüne rağmen oluyor. Memlekette halk iradesinin temel olmaması için bazı güç odakları, siyasi ve maddi imkanlarını her seçim öncesi ve sonrası devreye koymaktadırlar. Bunu, Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği  seçimlerinde yaşadık. Bunlardan dersler çıkartacağımıza, bu yanlışı  günümüzde daha da yozlaşmış bir şekilde Yerel Seçimlerde yaşıyoruz. İş aday tespit süreçlerinde başladı. Hükümet partileri aday tespit sürecinde kimi güç odaklarının ağırlığı altında aday tespitine başvurdular. Kendi parti üyelerinin iradelerini yok sayarak aday tespiti yaptılar. Bu nedenle ayni siyasi görüşte olan pek çok aday, beldesinde Bağımsız  olarak ortaya çıktı. Bunun üzerine UBP, DP, YDP;  yani Yerel Seçimlerde İttifak kuran hükümet partileri, Bağımsız Aday çıkan ve onları desteklediklerini ifade eden üyelerini disiplin kuruluna sevk ettiler, partiden attılar. Bunlar basına yansıdı. Gerekçe ise parti disiplinine uymamak. 
Peki bu kararı verenler kendi parti üyelerinin bilgisine ve onayına, yani onların iradesine saygı gösterdiler mi? Hayır. Hele siyasi partiler yasında yapılan değişiklikle, milletvekili seçme ve sıralamasını Parti Başkanı ve Merkez Karar organlarının iki dudağı arasından çıkararak, milletvekili adayı saptanmasını, tüm üyelerin oy kullanacağı Kurultaylarının kararına veren yasal değişiklikten sonra; Belediye Başkanı saptamayı, merkezin ve bazı güç odaklarının perde arkası kararlarına bağlayan uygulamayı,  insanların içlerine sindirmesi mümkün mü? Hayır. İşte bu nedenle, bu hiyerarşik  hegemonyaya  karşı bir tepkinin doğması kaçınılmazdı. Yani pek çok yerde ayni siyasi partinin görüşlerinden  olan insanların aday saptamadaki bu despotik tavra tepki duyarak bağımsız aday çıkmaları ve onun etrafında kimi partililerin buluşması meşru bir tepkidir.
Bu nedenle siyaset alanında seçim sonrası;  Belediye Başkanı ve Belediye Meclis Üyesi saptama ve sıralama yetkisinin, o  Belediye sınırları içinde yaşayan parti üyelerinin katılacağı Kongrelerde saptanması zorunluluğunu getirecek yasal değişimi gerçekleştirmek görev olmalıdır. Yerel Demokrasinin güçlenmesi, ülkenin demokratik kültürünün gelişmesine en büyük destek demektir.
Esas olan Halk İradesidir. Bu, son dönemlerde ciddi yara aldı. Bakın, halk iradesinin yara aldığı günden beridir, ekonomide, toplumsal yapıdaki yaralar iyileşeceğine kokmaya başlayan bir kangrene döndü.
Halk iradesinin tecellisi için de, bunun her açıdan katılımcı, hukuk güvencesinde, özgür ve eşit bir zeminde  yapılması gerekir. Toplumu güçlü kılacak olan budur. Bu nedenle Yerel Yönetim Başkan adaylarını ve Meclis Üyelerini saptama yetkisi, partilerin içindeki ve dışındaki güç odaklarının gün ışığı görmeyen karanlık koridorlarından çıkmalı ve  o Belediye sınırlarında  yaşayan tüm üyelerin katılacağı kongrelerde tespitini, yasal değişimle  gerçekleştirmek,  yaşadığımız bu kaos nedeniyle zorunludur. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Turkish power
Turkish power - 1 yıl Önce

Her dünyadan demokrasi fışkırıyor AP deki hırsızları sömürgeci emperyalistleri altin pasaportculari NATO ab piclerini de gördük yAllah tazyik

banner608

banner473