banner564

Hani nerede o reformlar

Seçim dönemlerinde hemen tüm partilerden ‘reform’ vaatleri dinledik...
Birisi kamuda reform yapacağını söyledi, diğeri sağlıkta ve eğitimde...
Kamuda reform ne anlama gelir?..
Devlet dairelerinin daha verimli çalışması...
Vatandaşa hizmetlerin artırılması...
Mesai saatlerinin yeniden düzenlenmesi ve daha çok iş üretilmesi...
Özellikle Avrupa ile uyum sağlanması...
Sağlıkta reform ne anlama gelir?..
Tam gün uygulamasına geçilmesi...
Hastanelerin daha verimli hale getirilmesi...
Vatandaşlara daha iyi, daha kaliteli sağlık hizmetlerinin sunulması...
Eğitimde reform?..
Tam güne geçilerek, öğrencilere daha iyi bir eğitimin verilmesi, daha başarılı olunması…
Peki bunlardan hangisi başarıldı?..
Hiçbiri...
İktidara gelen tüm partiler eğitim ve sağlıkta gerekli reformları yapamadı...
Kamu çalışanlarını daha verimli hale getirmek yerine; siyasi çıkarlar uğruna istihdamlar yapıldı...
Mesai saatleri konusunda daha kötü bir düzenlemeye gidildi...
Verimlilik artırılmadı...
Tam tersi hizmetler daha da geriledi...
Netice itibarıyla hiçbir konuda reform yapılmadı...
Kuzey Kıbrıs gibi küçük ülkelerde zaten ‘reform’ sözcüğünü kullanmak bile mantıksızlıktır...
Burada olsa olsa ‘ufak, tefek düzenlemelerden’ söz edilebilir...
Sağlığı ve eğitimi tam güne çekmek, kamuda verimliliği artırıcı önlemler almak ‘ufak, tefek düzenlemeler’ sınıfına girebilir...
Reform sözcüğünü büyüklere bırakalım...

Resmi tatiller de azaltılmadı

Şimdi, Ramazan bayramı tatilinin 9 güne çıkarılmasını tartışıyoruz…
Ne güzel…
Burası Brunei sultanlığını da geçti… 
Halbuki; içinde bulunduğumuz koşullarda ihtiyacımız olan tatil değildir...
Daha çok çalışmaya, daha çok üretmeye, daha çok satmaya ihtiyacımız var...
Çevremizi temizlemeye, pislikleri ortadan kaldırmaya, yeni yollara, ağaçlara ve göletlere ihtiyacımız var...
Bunları başarabilmek için tatilleri çoğaltmak yerine azaltmaktır önemli olan...
Ama siyasi partiler iktidara geldikleri zaman tatillere ve çalışma saatlerini yeniden düzenlemeye yanaşmıyor…
Eğri oturup, doğru konuşalım...
Bu ülkede çok çalışıp, gerçekten tatili hak eden insanlar, genellikle işçilerdir...
İnşaatlarda, fırınlarda, demirci ve marangoz atölyelerinde, marketlerde çalışan işçiler...
Gerisi hikaye...

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 2 hafta Önce

200 Bin Rum’um muazzam zenginliklerini kırk yılda yiyip bitiren KKTC’yi Yönettiğini iddia edenlerden Bugün ne Beklenebilir ki ? Türkiye’nin yardımları ve gönderdiği paraları ile ayakta durmaya çalışan ve ancak maaş ödeyebilen KKTC’de Gerçekten Taşıma Su ile Değirmen dönmeyeceğini bilmeyenimiz mi var ? Milli nutuklar atan Yöneticilerimizin KKTC Singapur olacak KKTC İhya olacak yalanları ile Batırıp talan ettiğimiz Ülkemizi Yönetemediğimizi kırk yıl sonra mı anlayacağız yani ? Kurduğumuz Kktc düzeni ile Kim Örtülü Örtüsüz ödeneklerin 13. 14. Maaşların 9- 19 Bayram tatillerinin Yarım gün Mesailerin İhalesiz alımların Ek mesailerin veya Ek olmayan mesailerin Sahte Diploma Ehliyet Reçete ve Faturaların Durmasını istesin ki ? Şerefiye vergisi ile TMK çalıştırmayıp altımızdaki Toprağın Sahibi niye olmak istemiyoruz acaba ? Çevresini Doğasını kirletip Dağlarını oymak Ormanlarını yakmak Yeşilini yok etmek ile İnsan gerçekten Kendi Malına böyle mi Bakar acaba ? Aynaya bakıp gerçekçi olmalıyız Bizlere Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin verdiği TMK çalıştırıp altımızdaki Toprağı Bugün Bizim malımız yapamamış isek kırk veya yüzkırk yıl sonra bile Kendi malımız olamayacaktır ! Malına gelenleri ayağından vururum diyenlerin ise Göçünü göreceğimiz kesindir ! Her geçen gün daha da kötüye giden fakirleşip yoksullaşan KKTC’de bir dakik durup da Tüm Zenginlik ve Olanaklarımız ile KKTC kırk yıl önce ne idi ‘ Bugün ne Oldu ve Yarın ne Olacak acaba sorusunu sormamız gerekmiyor mu yani ?

Öz
Öz - 2 hafta Önce

Neden çözüm olmadan hiç bir şey düzelmez? Mesela İktidar-muhalefet birleşip bir karar alsa ve dese ki. Madem Rumlarla çözüm olmuyor, biz kuzeyi AB standartlarında bir ülke yapacağız. Öncelik olarak AB nin en büyük standartı olan insan hak ve hürriyetlerini katıksız uygulayacağız. Bu konuda tüm eksikleri tamamlayacağız, AB nin hukuk için, adalet için tüm şartlarını istisnasız yerine getireceğiz. Sonra siyasi partiler ve seçim yasasını değiştirip, vatandaşın gerçek temsilcilerini seçeceğiz. Kamu maliyesini düzenleyip, israfı ortadan kaldıracak, kadro fazlalığını az olan yerlere yönlendireceğiz. Verdiğimiz koçanlarda TMK onayı isteceğiz. AB ülkelerinden eksik olan sektörlere yetişmiş personel gelmesini sağlayacağız. AB ülkeleri ile ekonomik işbirliği içine girecek, sağlık ve eğitimde bilgi, personel yardımı alacağız. AB ülkelerinden gelen tüm yatırımcıları ülkede kalmasını sağlayacağız. AB ülkeleri ile gümrüğü kaldıracağız. AB ile çevre, ulaşım, eski eserler, kıyıların ve su kaynaklarının korunması konularında işbirliğine girip kaynak yaratacağız. Havaalanı ve limanları AB ülke yatırımcılarına bedeli karşılığı devredeceğiz. Euroya geçeceğiz. Ülkeye girişleri kontrol altına alacağız gibi. Bu konulara hayır diyenin çıkacağını, iş uygulamaya gelince, uygulamak isteyenin çıkacağını sanmam. Karar alanlar, kararı ilk bozanlar olur.Bu yüzden çözüm şart.

banner471

banner474