banner564

Hannes Swoboda’yı önce dinledim sonra konuştum

Avrupa Parlamentosu (AP) Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda, Başkan Yardımcısı Libor Roucek ve danışman Akniezska Gregorczyk’ten oluşan heyet adada temaslarla bulundu.

Yetkililerle yoğun geçen görüşmelerle birlikte sivil toplum örgütü olarak bizler de kendileri  ile bir araya geldik.

Brüksel bizler açısından oldukça önemli bir merkezdir.

Oradaki temsilciliğimiz ve yürütülen çalışmaları bugüne kadar tatmin edici bulmadım.

Çeşitli defalar Avrupa Birliği kurumlarında ve düşünce kuruluşlarında yapmış olduğumuz görüşmelerde bizlerin önünün nasıl kesildiğine şahit oldum.

Kıbrıslı Türkler olarak yaşamış olduğumuz mağduriyetlerin anlatılması ve haklarımızın savunulmasında bizlerin kolay erişebilceği grupların başında Avrupa Sosyalist Grubu gelmektedir.

Erişilebilirlik ve Kıbrıslı Türklerin sesinin duyulması açısından bir takım gruplara nazaran daha cesur ve tarafsız olduklarını biliyoruz.

O yüzden Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grubunun Kıbrıslı Türklerle diyaloğunun güçlenmesi Kıbrıs Türk halkının yararınadır.

Cuma gün gerçekleşen samimi görüşmemizde Swoboda’yı dikkatle dinledim.

Özellikle Kıbrıs konusunun detaylarını tartıştığımız esnada ortaya koymuş olduğumuz argümanların onlar için ne manaya geldiğini anlamaya çalıştım.

Bir kere Kıbrıs konusunun çözümsüzlüğünden bizim kadar yüreği yanan başka bir taraf yoktur.

Ancak özellikle sürecin sıcak tutulmasında tabanla diyalog kurulmasının ve liderlerin motive edilmesinin önemi büyüktür.

Mevcut koşullarda bizler için bir sonraki adım Kıbrıslı Türklerin çeşitli platformlardaki temsiliyetinin sağlanmasıdır.

Öncelikle dünyada bizimle ilgili yapılan toplantılarda ve  süreçlerde bizlerin de bulunması sağlanmalıdır.

Son zamanlarda çözümün koşullarının oluşmasındaki önemli itici güç olarak nitelendirilen Doğu Akdeniz’deki yeraltı zenginliklerinde dahil Kıbrıslı Türklerin görüşlerine başvurulmalıdır.

Görüşmede uzayan çözümsüzlüğün  Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nin de aleyhine bir süreç olduğunun altını çizdim.

Dile kolay BM adada 50.yılına girerken Annan Planı sorası 10 yıl geçmiştir.

Bu zaman dilimleri belki ülkeler tarihi açısından küçük ancak insan ömrü açısından büyük zaman dilimleridir.

İzolasyonlar altında yıpratılmış nesiller demektir.

Swoboda’ya kendilerinden beklentimizin çok daha fazla olduğunu dile getirdim.

Sivil toplum örgütlerine vermiş oldukların değerden ötürü teşekkür ederken yaşamın her alanında faaliyet gösteren STÖ’lerin ambargoların dışında tutulmasının gerektiğini söyledim.

Görüşmede söz alan Sosyalist Grup Başkan Yardımcısı Libor Roucek ise sivil toplumun tabanın sesi olduğunun altını çizdi, ki burası çok önemliydi.

Görünen odur ki Kıbrıs meselesinde gidilecek yol çok.

Belirli merkezlerle iyi ilişkiler kurulmasında yarar vardır.

Siyasal yaşantımızın son dönemlerinde dış ilişkilere yönelik iyileşmelerin kırıntıları olsa da, gerek yurt dışındaki temsilciliklerimizin durumu,  gerekse uluslararası ilişkiler için ayrılan bütçeye bakıldığı zaman durum pek de iç açıcı değildir.

Hiç kimse oturduğumuz yerden birilerinin bizleri haklı göreceğini ve leyhimizde adımlar atacağını beklemesin.

Öyle bir Dünya yoktur!

AP Sosyalist Grubu Başkanı Hannes Swoboda’yı önce dinledim sonra konuştum.

Çünkü  en bizlerin ortaya koyabileceği argümanlar kadar, onların dışarıdan bizleri ve Kıbrıs konusunu nasıl gördükleri ve tavsiyeleri önemlidir.

Dünya ile iletişim kurmak Dünya’nın konuştuğu dili anlamak, kendi duruşumuzu aktarırken aynı dilden anlatmaktan geçer.

 

deneme bonusu veren siteler - canlı bahis siteleri - kaçak bahis - casino siteleri - kaçak iddaa -

YORUM EKLE

banner608

banner473